AB'nin merkezi göçmen politikasında 2015 yılındaki ilk göçmen akımından bu yana değişiklikler yaşandı.
İlk aylarda AB içinde özellikle Macaristan tarafından temsil edilen 'ulusal sınırların korunması' politikasına karşı çıkan, AB'nin dış sınırların güvenliğine önem veren strateji, Akdeniz ve Ege Denizi üzerinden teknelerle devam eden göçman akımının bir türlü engellenememesi üzerine terk edildi.
Daha sonraki yıllarda AB bir yandan Schengen dış sınırlarını güçlendirmeye çalışarak, ama öte yandan zaman zaman üye ülkeler arasındaki sınırlarda da kontroller uygulayarak bir tür kademeli göçmen filtre sistemini devreye sokmaya çalıştı.
Öte yandan Türkiye ile olan göç anlaşmasının da yenilenmesiyle AB'ye yönelik göçmen akınının önüne geçilmeye çalışıldı.
Özellikle Almanya'nın, kontrollü bir şekilde ve çok sayıda göçmen kabul etme tercihi, diğer ülkeler tarafından izlenmedi. AB'nin mülteci kotası önerisi de bir türlü hayata geçmedi.
Vişegrad ülkeleri olarak adlandırılan dört Orta Avrupa ülkesinin (Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Slovakya ve Polonya) topraklarına Brüksel'in kesin tavrına rağmen mülteci kabul etmeyeceklerini ilan etmeleriyle 'göçmen sorunu' AB'nin iç işleyişini ve istikrarını tehlikeye sokan en büyük risk faktörü haline geldi.
Bunun da etkisiyle 2021 yılında AB'nin göçmen politikasında değişiklikler gözlemlendi. AB, Polonya'da ve Bulgaristan'da göçmenlere karşı duvar ve tel örgüler inşasına onay ve hatta destek vererek göç politikasında yeni bir rota çizdi.
Yillarca litvanyada yaşadim harika bir ülke polonya da öyle ama amk orta dogulalri yüzünden oralar acayip pis yerler hale geldi. Millet gördügü esmer saçliyi kesmeye hazir hale geldi.Gittigi her yeri batirmayi nasil başariyorlar. 2001de kriz var ddiyeneler şimdiye baksin o zaman en azinddan hala avrupa birligine girme muhabbeti vardi. Şimdi her yerde serseri suriyeli irakli afganli var. Avrupanin göbeginde bulacakken bir anda orta dogunun göbeginde bulduk kendimizi yazik oldu. dolar oldu 10 lira niye kimse tepki vermiyor acaba?