Gizemi Yıllardır Çözülemedi! Çernobil'in Altındaki Fil Ayağı'nın Esrarengiz Hikayesi

Üzerinden yıllar geçse dahi Çernobil'in etkisi ve tehlikeleri devam ediyor. Bilim insanlarının halen araştırmakta olduğu büyük kaya kütlesi Fil Ayağı da bu tehlikelerden biri. 2016'da önlem olarak üstü kapatılan bu madde zamanla soğusa da dünya için halen bir tehdit unsuru.

Kaynak: Popular Science, Chemistry World, Wikipedia

26 Nisan 1986'da Çernobil'de gerçekleşen felaketten aylar sonra olay yerine gelinler hasar gören dört numaralı reaktörün olduğu koridorda inanılmaz bir kütleyle karşılaştılar. Radyasyon yayılımından dolayı yaklaşamadıkları ve 'fil ayağı' adını verdikleri bu kütle, uzun yıllar boyunca araştırmaların konusu olacaktı.

Radyasyon fazlalığından dolayı kütlenin yalnızca uzaktan yönettikleri robot eşliğinde fotoğrafını çekebilen bilim insanları, bu çalışmalarla gizemi çözmeye çalıştı. Hatta bazı araştırmacılar koruyucu ekipmanlarla hayatlarını riske atıp bir numune almayı da başardılar.

Bu numuneler kütlenin bir nükleer kalıntı olmadığını ortaya çıkardı. Nükleer yakıt veya çekirdeğinin aşırı ısınması sonucunda oluşan corium olduğu belirlendi ancak bu tarihte pek görülmemiş bir şeydi.

Peki corium nasıl oluşur? Erimesi durdurulamayan çekirdekteki kütle reaktörün tabanına ulaşıp orayı da eritir. Betonla etkileşimi sonrası orayı da eriten eriyik madde tıpkı Fukişima'da olduğu gibi suyla tepkimeye girer ve yeni bir kütle oluşturur.

Dünyanın en tehlikeli maddelerinden biri olarak coriumun asıl tehlikesi ise bundan sonra başlıyor. Eğer soğumazsa metali de delip geçebilen kütle, dev bir binayı saniyeler içinde yerle bir edebiliyor.

Fil Ayağı, eser miktarda uranyum, titanyum, zirkonyum, magnezyum ve grafit içeriyor. İçindeki kristal taneciklere rağmen büyük ölçüde homojen olan kütle, uzaktan kumandayla yönetilen matkaba dayanıklı yapıda olsa da kalaşnikof tüfeği ile yapılan deneyde hasar gördü.

Stabil olmayan yapısı nedeniyle nükleer yakıttan dahi daha tehlikeli olan corium, içindeki bileşenlerden doğan yüksek radyoaktif dozu nedeniyle yanına korumasız yaklaştırmıyor. Hatta taşınması için de önce kırılması gereken maddenin bu kırılmayla birlikte çevresine radyasyon yayması muhtemel.

Halen oldukça aktif olan fil sıcağının nükleer atık olarak saklanırken ortaya koyacağı davranış çok önemli. Sızıntıyı engellemek için 2016'da Chernobyl'nin üzerine eklenen koruma, uranyum patlamasına karşılık şimdilik koruma sağlıyor.

Haziran 1998'de dış katmanlarının toza dönüştüğü ve çatlamaya başladığı fark edildi. Son zamanlarda yapılan analizler ise kuma benzer bir kıvama genişlediğini aktarıyor. Ancak tehlikesi azalsa bile Fil Ayağı dünya için halen ciddi bir tehdit.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir. 👇

İnsan Eliyle Gerçekleştirilmiş En Büyük Felaket: Çernobil Faciası Hakkında 21 İlginç Bilgi
Uyumadan Önce Okumayın! Çernobil Faciası ile İlgili Daha Önce Hiçbir Yerde Duymadığınız Birbirinden Ürkütücü 21 Gerçek
33. Yıl Dönümünde Çernobil Nükleer Felaketi ve Günümüzdeki İzleri

Popüler İçerikler

ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi