Düşün, yüz kilometre hızla esen bir değişim rüzgarın ortasındasın -heyecana kapılıyorsun haklı olarak-. Koluna girdiğin arkadaşların ile rüzgarın etkisiyle bağlarınız gevşiyor, dağılıyorsunuz ve uzaklaştıkça duyarsızlaşıyorsunuz birbirinize. Artık haykırışlar duyulmuyor, bireycilik ön plana çıkıyor, anlam arayışı yok oluyor. Ortaya çıkan yeni manzara da “amaan ne var bunda sende”ciler kol geziyor. Her türlü saygısızlık, alay, şaka serbestleşiyor ve meşrulaşıyor. Birileri içine kapanıyor, hayalleri utanç denizinde yıkanıp siliniyor, karşılığında birilerinin de sahte özgüvenleri şiştikçe şişiyor. Taşımakta zorlandığı sahteciliği de gram gram birilerine zerk ederek işliyor cinayetleri. Yani suçlu eylemini küçültüp, normalleştirerek sunuyor misafir sofrasına. Ne yediğine dikkat etmeli! Zehirlenebilirsin, hissizleşirsin. Hem de öyle bir anda değil yavaş yavaş işleniyor bu cinayetler. Aman neme lazım!
- Kurbana ne oluyor peki?
Bir kez çekim alanına girdi mi bu sıra dışı, karizmatik insanların, alıştıra alıştıra boğazına saplanıyor vahşet öyküleri. Ağzı, dili hatta gözleri o zehirle mühürlenince yanaklarına ateş düşüyor önce. Konuşamadıkları boğazında takılı kalıyor kılçık gibi. Yutkundukça acıtıyor ama bastıramıyor istem dışı ne yapsın, yutkunmaya çalışıyor haliyle; yuttukça alışıyor daha az hissediyor acısını… İşte sıradan bir cinayet işlenmiş oluyor artık! Öyle kurbanın gözlerinden yaş falan da akmıyor, bir yeri de kanamıyor üstelik! Çoğu farkına bile varmaz öldüğünün… Delik deşik olmuş ceketini yamar, duruma uyumlanır. Ne de olsa kabul görüyordur artık.
- Eee ne yapmalı?
Ben bilmem! Gideceğin yönü bilmiyorsan, ne yapman gerektiğini de bilemezsin. Bu arada, bu ceket bana ağır gelmeye başladı artık. Cepleri delik sadece, görünmüyor ama. Bir dikişle tamamdır. Hem kendinden nefretin üzerini de örter… İstersen alabilirsin.
- Teşekkürler, ben bir düşüneyim de… İyi günler.
Rica ederim, hayır-lı günler dilerim!
“1972’de Alan Harrington Psychopaths (Psikopatlar) adında bir kitap yayımladı. Orada insanın evrimiyle ilgili yeni, radikal bir teori ileri sürdü. Harrington’a göre psikopatlar Homo sapiens’in tehlikeli ve yeni bir cinsini oluşturuyordu: modern hayatın soğuk ve zorlu uç koşullarında ayakta kalabilmek için oluşturulmuş bir Darwinci muhtemel durum planı. Ehlileştirilmeye gelmeyen bir P kuşağı. Harrington’ın tanımına göre psikopat, “yeni insan”: kaygı ve vicdan azabının prangalarından kurtulmuş bir psikolojik süper kahraman. Gaddar ve maceraperest. Aynı zamanda durum gerektirdiğinde, iç açıcı bir havaya bürünebiliyor.”
-Kevin Dutton, Olağan Psikopatlar
Gizem ÇETİNTÜRK