Dünya'nın bilinen tarihi boyunca birçok farklı ırk, kabile ve topluluk hem iç içe hem izole bir biçimde yaşamış. Bu toplulukların birçoğu zamana ve değişen yaşam şartlarına yenilerek asimile olmuş durumda. Aeta kabilesi ise kültürünü ve geleneklerini korumayı ısrarla sürdüren bir kabile. Gerek dini inanışları gerek hayat tarzları ile oldukça ilgi çekiyorlar. Gelin yaşamlarına bir bakalım. 👇
Yakın zamana kadar avcı-toplayıcı bir nüfusa sahip olan Aeta kabilesi Filipin takımadalarındaki Luzon Adası'nın yerli halkı olarak biliniyor. Antropologlar tarafından Filipinler'in asıl sakinlerinin torunları olarak kabul ediliyorlar. Gelenekleri genellikle hayatta kalmak üzerine. Ormanda hayatta kalmak söz konusu olduğunda aslında en yetenekli olanlar arasındalar. Diğer birçok orman kabilesi gibi onlar da bitkileri bitkisel ilaçlara çevirebilmede adeta birer usta. Yine kendi elleri ile yaptıkları alet ve silahlara sahipler. Göçebe olmalarına rağmen, çubuklardan yapılmış geçici evler inşa edebiliyorlar.
Çoğu tarihçi, Aetaların tarihini açıklamak için Bering Kara Köprüsü Teorisine işaret ediyor. Bu teoriye göre, Aetalar eskiden dünyadaki tüm kara kütlelerini ve kıtaları birbirine bağlayan köprü benzeri bir geçide sahiplerdi.
Bu dar boğazdan geçerek Filipinler'e ulaştıkları öne sürülüyor. O zamanlarda sadece avcılar bu kara köprülerini geçebildi ve geçemeyenler ise geride kaldı. Önceden farklı bir boyuttalardı. Ancak Dünya yüzeyinin altındaki plakaların hareketi nedeniyle bu geçit sonunda ortadan kayboldu. Bu nedenle, yeni toprakları sömürgeleştirme niyeti olmasa da Aetalar evlerine dönemediler.
Ancak kendilerini tam bir Filipinli olarak görmüyorlar. Yıllar geçtikçe, nüfusunun çoğunluğu kültürel uygulamalarını ve geleneklerini korumayı başararak milliyetçi bir anlayış geliştirmiş. Ancak ne yazık ki, ülkede gelişen yerli gruplardan biri olarak, yerinden edilme, marjinalleştirilerek dışlanma ve yoksulluk gibi zorluklarla da karşı karşıya kalıyorlar. Yaşam tarzları yüzünden Filipinlerin içine girmeleri pek sıcak karşılanmıyor. Genelde Luzon Adası'nın dışına çıkmıyorlar.
İnanışlarına göre yaptıkları ayinler sırasında bir kıyafet giyiyor olmak ruh ile evren arasında bir kalkan oluşturarak gerçek kişiliğimizin görünmesini engeller. Bu nedenle modern zamanlara dek birçok Aeta kıyafet giymemeyi ya da sadece bazı bölgelerini örtmeyi tercih ediyordu. Şu anda bu şekilde yaşamıyor olsalar da ritüel sırasında hala bu geleneği devam ettiriyorlar.
Taşlara oyulan bu oymalar animizmin sembollerinden.
Tarihçilere göre, Aetalar Avustralyalı-Melanezyalılar. Tarihsel kayıtlar, Avustralya'daki Aborijinler ve Solomon Adaları'ndaki Melanezyalılarla aynı gruba ait olduklarını göstermekte. Kıvırcık saçlar ve koyu renkli ten gibi fiziksel özellikleri diğerlerine çok benzese de Filipinler'e nasıl geldikleri tam olarak belli değil.
Kısa boylu olmaları onların tanınmasını sağlayan bir özellik. Çoğu Aeta üyesi tektanrıcılık düşüncesine inanır ve animisttir. Yüce bir varlığa taparlar ve aynı zamanda çevresel ruhlara da inanırlar. Çevremizdeki çeşitli yerlerin hem iyi hem de kötü ruhlar tarafından yönetildiğine inanıyorlar.
Genellikle dağlık bölgelere dağıldıkları için, dinlerini yaymak isteyen İspanyollar, Katolikliği onlara tanıtmakta zorlandılar. Aeta kabilesinin üyeleri değişime direndiler, bu da kolonileştirmelerini zorlaştırdı. Bu aynı zamanda kültürel geleneklerini ve inançlarını günümüze kadar koruyabilmelerinin nedenlerinden biri.
Tarihsel hesaplara göre, binlerce yıldır Zambales'teki Pinatubo Dağı yakınlarında yaşıyorlar. Ancak, Pinatubo Dağı 1991'de doğal afetler yaşadığında, Aeta nüfusunu harap etti. Bazıları kentsel alanlara yerleşirken çoğunluğu evlerini kaybetti. Bu, Aeta kabilesinin hakim Filipin kültürü ve uygulamalarından modern bir şekilde etkilenmesine yol açtı. Bazı Aetalar Filipinlilerle evlendi. Günümüzde çoğu Aeta da okula gidiyor ve modern bir yaşam sürüyor.
çıplak geldik çıplak gidicez