Akdeniz'in yalnızca doğal güzelliklerine bakmaktan uzaklaşıp bölgenin daha bilinmeyen yönlerine bir göz gezdirelim. Akdeniz bölgesine dair belki de daha önce hiç duymadığınız bilgileri derledik!
Akdeniz'in yalnızca doğal güzelliklerine bakmaktan uzaklaşıp bölgenin daha bilinmeyen yönlerine bir göz gezdirelim. Akdeniz bölgesine dair belki de daha önce hiç duymadığınız bilgileri derledik!
Akdeniz birçok topluluğun ve kavimlerin yaşadığı ve göç ettiği bir bölge olması açısından bünyesinde sayısız esere, kalıntıya, mabede ve daha nice yapıta ev sahipliği yapmaktadır. Hristiyanlık, Müslümanlık ve Musevilik dinine ait birçok eserin yer aldığı bu bölgede Hıristiyanlık diniyle ilgili mimari yapı ve mekanın Musevilik diniyle ilgili olan yapılardan çok daha fazla yer aldığı görülmektedir.
Hristiyanlık dinini yaymak için önemli emekler sarf eden bir isim olan Aziz Pavlus’un uğradığı bölgelerden biri olan Akdeniz, aynı zamanda kutsal Noel Baba'nın doğumuna da ev sahipliği yapan önemli alanlardan birisidir. Söylenenlere göre kutsal Noel Baba şuan Antalya'nın Kaş ilçesinin sınırları içerisinde bulunan Patara’da doğmuştur.
Türkiye'nin en büyük üçüncü ve dördüncü gölü olan Beyşehir ve Eğirdir Gölü, Akdeniz bölgesinde yer almaktadır. Beyşehir Gölünün bir bölümü Konya'da bulunmasına karşın Eğirdir Gölü tümüyle Isparta sınırları içerisinde yer almaktadır. Türkiye’nin en büyük ikinci tatlı su gölü olan Eğirdir Gölü aynı zamanda “A Sınıfı Sulak Alan” olarak kabul edilen uluslararası öneme sahip bir gölümüzdür.
Tarihi Eski Taş Devri olarak da adlandırılan Paleolitik dönemin ortalarına kadar uzanan Akdeniz, birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış olan bir bölgedir. Akdeniz'in geçmişini Paleolitik döneme kadar uzandıran şehir ise Hatay’dır. İlde yer alan antik kent, kale, mozaik, yeraltı şehri ve benzeri yapılar ile Hatay, Akdeniz'in geçmişini aydınlatan bir şehir olma özelliğini de taşımaktadır.
Hatay St. Pierre Kilisesi'nin, İsa’nın on iki havarisinden biri olan Aziz Petrus’un ilk vaaz verdiği ve Hıristiyanlık dinine inanların “Hıristiyan” adını aldıkları yer olduğuna inanılmaktadır. St. Pierre Kilisesi'nin Hatay ve Akdeniz için önemli bir dini merkez olmasının yanında Hıristiyanlığın ilk kilisesi olarak da bilinmektedir.
Bir mağaraya eklemlenerek yapılan St. Pierre (Aziz Petrus) Kilisesi adını, burada vaaz veren İsa’nın 12 havarisinden biri olan St. Pierre'den almıştır. 1963 yılında papalık tarafından “Hac yeri” olarak ilân edilen kilisede her yıl Haziran ayının 29'unda Hıristiyan dinine mensup bireyler tarafından ayinler gerçekleştirilmektedir.
Akdeniz erken Hristiyanlık döneminde Hıristiyanlar için önemli bir bölge niteliği göstermektedir. Bölgede Hristiyanlık dininin yayılmasında önemli rol oynayan isimlerin vaaz verdiği ve misyonerlik faaliyetlerinde bulunduğu bilinmektedir. Aziz Petrus ve Aziz Barnabas tarafından ziyaret edildiği söylenen Akdeniz bu yönüyle de Hristiyanlık dini için önem arz eden bir bölge olmuştur.
Akdeniz bölgesinde yer alan illerden olan Osmaniye'deki Kastabala Antik Kenti antik devirler için önemli rol üstlenen kentler arasındadır. Kastabala Antik Kenti içerisinde bulunan Artemis Perasia tapınağı ve kültü antik devirdeki din açısından önemli bir yere sahiptir. Tapınakta Perasia’nın gece vakti gerçekleştirilen kült törenlerinde en dikkat çekici bilgi ise tanrıçanın rahibelerinin çıplak ayaklarıyla kor haline gelmiş kızgın kömürler üzerinde yürümeleri olmaktadır.
Akdeniz bölgesindeki Toros Yaylaları yalnızca doğal yaşamı değil aynı zamanda kültürel ve tarihsel birçok değere de ev sahipliği yapan yerlerdendir. Zengin bitki ve hayvan çeşitliliğine sahip Toroslar gerek doğal bitki örtüsüyle gerek endemik bitki türleriyle birçok alana fayda sağlamaktadır. Bunun yanında Toros Yaylaları, Akdeniz'deki yayla yaşam tarzını da ışık tutması bakımından önem taşımaktadır.
Akdeniz bölgesi içerisindeki birçok alan geçmişe ışık tutmaktadır. Bunlardan birisi de Mersin'de yer alan Yumuktepe'dir. Arkeoloji için büyük önem taşıyan Yumuktepe'de yapılan kazı araştırmaları sonucunda bölgenin saptanan otuz üç tabakasından Neolitik Çağ’a gelen tabakasında kaleye benzeyen ilk yapı ortaya çıkarılmıştır.
Neolitik Çağ’dan günümüze değin aralıksız olarak yerleşim yapıldığı bilinen Yumuktepe'de gerçekleştirilen araştırmalarda seramik, taş gibi çeşitli malzemelerden yapılma ev araç ve gereçlerinin kullanıldığı da saptamıştır.