Gidip Göremeseniz de Kendinizi Orada Gibi Hissedebileceğiniz 'Nordik Filmler'

Nordik ülkeler son zamanlarda oldukça dikkat çekiyor ve merak ediliyor. Biz de sizin için, o ülkeleri daha yakından tanıyabileceğiniz filmleri bir araya getirdik.

NOT: Filmlerin açıklamaları Sinemalar.com'dan alınmıştır.

Not: Nordik dizi ve kitap önerileri de gelecek 🙃

Kaynak: 1 , 2

1. Låt den rätte komma in / Gir Kanıma (2008, Tomas Alfredson)

'Stockholm'de 1982 yılında geçen hikaye iki çocuk arasındaki sıradışı ilişkiyi anlatıyor. Alt sınıfın yaşadığı devasa binaların arasında bulunan karlar içinde bir parkta vakit geçiren Oskar, soğuktan etkilenmeyen, beyaz yüzlü ve gizemli Eli ile tanışır. İki çocuk yakınlaşırken, fonda aynı mahallede çeşitli cinayetlerin işlendiğini görürüz. Uzun süredir vampir olan Eli'nin kan ihtiyacı babası tarafından giderilmektedir. Fakat zamanla Eli'nin durumu iki çocuğun da başını belaya sokar... 2008'in en iyi filmleri arasında kabul edilen Let the Right One In, korkunç vampir filmleri ile sanat sinemasının çarpıcı bir karışımı. Görüntüleri, atmosferi ve bıçak sırtı romantik hikayesiyle unutulmaz bir çalışma.'

2. Ondskan / Şeytana Karşı (2003, Mikael Håfström)

'1950'lerde İsveç'te geçen hikayede, ergenlik çağındaki Erik, üvey babasının dayağı yüzünden hayatı çekilmez hale gelmiş bunalımlı bir gençtir. Üvey babasının verdiği bir kararla evden uzağa, bir yatılı okula gönderilen Erik, bunu bir kurtuluş gibi görse de kısa zamanda hiç de göründüğü gibi olmadığını farkedecektir. Okulda öğrenciler arasında ciddi bir rekabet vardır ve güçlü öğrencilerin güçsüzleri ezdiği bir ortam oluşmuştur. Öğretmenlerin bile öğrenciler kadar baskı altında olduğu bir tür hapishanede olduğunu farkeden Erik'i, artık geride bıraktığı yaşantısından bile daha zor günler beklemektedir.'

3. Turist / Force Majeure (2003, Mikael Håfström)

'İsveçli bir aile, Fransa Alpleri'nde tatil yaptıkları sırada tehlikeli bir çığa yakalanır. Anne, baba ve çocuklar çığdan sağ kurtulmayı başarsalar da çığ ailenin rol dağılımını kökünden sarsmıştır. Baba Tomas, yeniden bu rolü üstlenebilmek için büyük bir savaş atlatmak zorundadır.'

4. Män som hatar kvinnor / Ejderha Dövmeli Kız (2009, Niels Arden Oplev)

'Mikael Blomkvist” isimli gazetecinin tutuklanmasına 6 ay kalmıştır ve “Henrik Vanger”, 16 yaşında kaybolan güzel “Harriet” için Mikael’i çağırır, tabii ki Mikael’in bilgisayarına ve tüm kişisel hesaplarına ulaşabilen Lisbeth yani “Dragon Dövmeli Kız” sayesinde. Mikael Harriet’in sırrını çözmek için çalışmayı kabul eder. Aynı zamanda Lisbeth de Mikael’in bilgisayarından tüm verileri takip etmeye devam ediyordur ve bilgisayarda Harriet hakkında buldugu veriler ilgisini ceker.. Mikael’e yardımamaçlı bir mail atar. Ve bundan sonra olaylar gayet esrarengiz ve gizemli bir şekilde birbirini takip eder…'

5. I rymden finns inga känslor / Aşkın Formülü Yok (2010, Andreas Öhman)

'Benim adım Simon. Asperger sendromum var. Uzayı, halkaları ve bana iyi bakan abim Sam'i severim. Duygulardan, başkalarından, değişikliklerden ve Hugh Grant'in oynadığı romantik komedilerden hoşlanmam.' İsveç'in Oscar adayı olan Aşkın Formülü Yok, abisi Sam kız arkadaşı tarafından terk edilince dünyası alt-üst olan Simon adında 18 yaşındaki bir gencin öyküsünü anlatıyor. Her şeyin yeniden düzene girmesini isteyen Simon, kendine bir görev edinir: Sam'e yeni bir sevgili bulacaktır. Hastalığı yüzünden ne aşk ne de duygu hakkında hiç bir şey bilmeyen Simon tamamen bilimsel yöntemlerle planını gerçekleştirmeye çalışacaktır.'

6. En man som heter Ove / Hayata Röveşata Çeken Adam (2015, Hannes Holm)

'Mahallenin huysuz ihtiyarı 59 yaşındaki Ove (Rolf Lassgård), birkaç yıl önce apartman yöneticiliği görevinden de azledilmiş olmasına rağmen bunu hala kabullenememekte ve mahalleyi bir demir yumrukla yönetmektedir. Üstelik çok sevdiği eşi Sonja'yı (Ida Engvoll) kısa zaman önce kaybetmiş, 43 yıldır aralıksız çalıştığı işinden de emekliye ayrılmaya zorlanmıştır. Artık devam etmek için hiçbir nedeni kalmadığını düşünen Ove'nin hayatını, mahalleye taşınan yeni aile ve ailenin İran kökenli annesi Pervane (Bahar Pars) değiştirecektir.'

7. Sound of Noise / Yaşamın Ritmi (2010, Ola Simonsson & Johannes Stjärne Nilsson)

'Polis memuru Amadeus Warnebring sonunda çılgınlığın pençesine mi düşmüştür, yoksa dünyanın geri kalanı kesin olarak delirmiş midir? Warnebring kariyerinin en zor vakasıyla, müzikal bir soruşturmayla karşı karşıyadır: Şehri orkestra olarak kullanan ve müzikal bir kıyamet “çalan” altı eylemci davulcudan oluşan, ele avuca sığmaz bir çete. Bu vaka müzikten nefret eden kahramanımız için bir işkencedir; ancak son görevi kardeşinin konserini bu ses teröristlerinden kurtarmak olacaktır. Aşk, delilik ve gürültülü davullarla ilgili, kahkahalarla dolu, yaratıcı bir kentsel durum komedisi...'

8. Flickan / The Girl (2009, Fredrik Edfeldt)

'Küçük bir kız çocuğu, ailesinin Afrika’ya gitmesiyle teyzesinin yanında kalmaya başlar. Teyzesi ise umursamaz bir kadındır ve onu yalnız bırakıp sevgilisinin yanına gider. Yalnız kalan kız, yetişkinlerin dünyasına adım attığı bu dönemlerde başının çaresine bakmalıdır.'

9. Så som i himmelen / Cennetin Müziği (2004, Kay Pollak)

'Dünyaca ünlü bir orkestra şefi olan Dareus, bir konser esnasında kalp krizi geçirir. Doktorunun tavsiyesi üzerine, stres dolu hayatını ardında bırakarak, çocukluğunu geçirdiği kasabaya gelir.Amacı biraz yalnız kalmak ve tek başına yaşamayı denemektir. Ama kısa sürede kasabanın en renkli kişiliklerinden biri olur. Samimi ilişkiler kurduğu kasaba halkı için bir şeyler yapmak isteyen Dareus, kasabanın korosunu çalıştırmaya başlar.Kasabadaki çoğunluk, şefin yaptıklarından memnun kalsa da, tutucu çevreler ve özellikle kilise için durum aynı değildir. Hepsi için yeni bir dönem başlamıştır.'

10. Sameblod / Değişim (2016, Amanda Kernell)

'Amanda Kernell’in ilk filmi Değişim, dünyanın dışa en kapalı ve izole toplumlarından İskandinavyalı Sami kavmine mensup bir kızın kendi kültüründen kopma hikâyesini anlatıyor. 1930’ların ırkçılığı, 14 yaşındaki Elle Marja’yı yatılı okulda vurur. Farklı bir hayatın hayalini kurmaya başlayan Elle, amacına ulaşmak için başka biri olmak, hem ailesi hem de öz kültürüyle bağını el yordamıyla koparmak zorundadır. Değişim soğukkanlı anlatımı ve Elle’yi canlandıran Hanna Alström’ün müthiş performansıyla büyüleyen bir dram.'

11. Hævnen / Daha İyi Bir Dünyada (2010, Susanne Bier)

'Anton Danimarka’nın cennet gibi bir şehrinde oturan ve Afrika göçmen kampındaki işine trenle giden bir doktordur. Bu iki farklı dünya o ve ailesini, intikamla bağışlama arasında zor seçimlere iten anlaşmazlıklarla karşı karşıya bırakır. İki oğulları olan Anton ve karısı Marianne, ayrı yaşmaktadır. Büyük oğulları on yaşındaki Elias, okulda serserilerce rahatsız edilir. Bu durum, babası Claus’la Londra’dan taşınan yeni çocuk Christian’ın onu korumasıyla son bulur. Christian’ın annesi kansere karşı savaşını kaybetmiş ve Christian onun ölümünden fazlasıyla üzgündür. Elias ve Christian kısa zamanda sıkı bağlar kurarlar. Ama Christian Elias’ı trajik sonuçları olan bir intikam olayına karıştırınca dostlukları test edilir ve hayatları tehlikeye girer. Sonuçta insani duyguların, acıların ve empatinin karmaşıklığıyla başa çıkmalarına yardım etmek ailelerine düşer.'

12. Jagten / Onur Savaşı (2013, Thomas Vinterberg)

'40 yaşındaki Lucas, geçirdiği zor boşanma döneminin ardından hayatını yeniden düzene koyabilmenin peşindedir. Kreşte bir iş bulur, yeni bir kız arkadaşı vardır ve ergenlik çağındaki oğluyla arasındaki sorunlu ilişkiyi onarmaya çalışmaktadır. Artık her şey yoluna girmek üzereyken işler ters gitmeye başlar. Sadece öylesine söylenmiş küçük bir yalan, içinde yaşadığı kasabaya bir virüs gibi yayılır ve Lucas kendini hayatı ve saygınlığı için savaşırken bulur.'

13. Kongekabale / King’s Game (2004, Nikolaj Arcel)

'Nikolaj Arcel'in ilk filmi Kralın Oyunu, bir gazetecinin Danimarka başbakanı ile ilgili bir entrikayı açığa çıkarmaya yönelik ümitsiz mücadelesini ve genel seçim öncesi iktidar partisindeki güç savaşını merkez alan bir siyasi gerilim.'

14. Bænken / Bank (2000, Per Fly)

'Danimarka'lı yönetmen Per Fly'ın üçleme filmlerinden ilki. Bu filmde yönetmen toplumdaki alt tabaka insanları ve hayatlarını konu almış. Bankta uyuyan ayyaşlar üzerine bir film.'

15. En kongelig affære / Yasak Aşk (2012, Nikolaj Arcel)

'Akıl hastası bir kral ile evli olan genç bir kraliçe, kralı tedavi etmeye çalışan doktora aşık olur ve aralarında gizli bir ilişki başlar. Bu tutkulu yasak aşk bir ulusu baştan aşağıya değiştirecek bir devrimin de öncüsü olacaktır.'

16. Pelle Erobreren / Fatih Pelle (1987, Bille August)

'1987 yılında En İyi Yabancı Film Oscan Ödülü'nü alan film bir baba ve oğulun daha iyi bir hayat umuduyla İsveç'ten Danimarka'ya yaptıkları göç hikayesini anlatıyor. Ancak hayat orda da sandıkları kadar kolay olmayacaktır. En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterilen MaxVon Sydow'un muhteşem oyunculuğuyla Pelle The Conqueror, tutku, acı dolu mücadeleler sonucunda insan ruhunun kazandığı zafere dair etkileyici bir film.'

17. Sånger Från Andra Våningen / İkinci Kattan Şarkılar (2000, Roy Andersson)

'Kuzey Yarımkürede bir yerlerde gece vakti. Şehirde bir dizi garip olay meydana gelmektedir. Bunlar görünüşte birbirine bağlı değildir. Bir memur 30 senedir çalıştığı işten atılmak istendiğini öğrenir; bir mülteci kalabalık bir sokakta dayak yer; bir sihirbaz gösterisinin en heyecanlı yerinde korkunç bir yanlış yapar. Bu kargaşa ortasında Karl sigortadan para alabilmek için mobilya dükkanını ateşe vermiştir. Cannes'da jüri özel ödülü kazanan, stilize, sıradışı, sınıflandırılması güç bir film.'

18. Oslo, 31. August / Oslo, 31. Ağustos (2011,

'Uyuşturucu bağımlısı Anders,tedavi olmak için rehabilitasyon merkezine başvurur.Tedavi programının bir süreci olarak,iş görüşmesi yapması için bir günlüğüne izin verilir.Ancak Anders'in başka planları vardır.'

19. Kraftidioten / Buz, Kar ve İntikam (2014, Kim Fupz Aakeson)

'Kraftidioten adı ile vizyona giren filmde kar aracı şoförü olarak çalışan sessiz adam Dickman hayat eşi Gudrun ile Norveç'te hayatlarını sürdürmektedir. Yılın vatandaşı seçilecek kadar örnek bir karaktere sahip olan Dickman kısa zaman içerisinde başına akıl almaz olayların gelmesi ile oğlunu eroin yüzünden olacaktır. Polise bu konuda güvenmeyerek kendi oğlunun ölüm sebebini araştırmaya başlayacaktır.'

20. O'Horten (2009,Bent Hamer)

'Trenin mühendisi kendisini almaksızın istasyonu terk ettiği an, mühendis Odd Horten (Bard Owe), önünde uzanan geleceğin basılı zaman çizelgeleri ve iyi bilinen istasyonlar olmaksızın geçecek bir yolculuk olduğunu anlamıştır. O’Horten dakik bir demiryolu ağının bir parçası olarak yolculuk ettiği 40 yılın ardından emekli olmaya mecbur edilmiştir ve platform onun için artık güven dolu bir yer değildir. Düzenli ve yalnız varoluşu yerini olasılık dışı serüvenlerle ve şaşkınlık verici ikilemlerle dolu bir geleceğe bırakmak üzeredir: Horten uçakla seyahat edebilecek midir? Ödüllü teknesini eninde sonunda satacak mıdır? Peki nasıl kendisini bir çift yüksek topuklu kadın ayakkabısının içinde bulmuştur? Ya direksiyonda gözleri bağlı bir adamla yaptığı kabus gibi yolculuktan kurtulabilecek midir? Yaşlanmakta eğlenceli bir taraf olduğu test edilip onaylanmıştır ve gülümseyerek, yaşamı kendine özgü görkemiyle kucaklamayı başarmamız için ille de yaşlı Norveçliler olmamıza gerek yoktur.'

Popüler İçerikler

İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Karşıtlarına Mesaj Yolladı: "10 Yıl Daha Yaşasa Bambaşka Olurdu"
Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile İlgili İspanya'dan Transfer İddiası Var