Giderek 'Cadı Avı'na Dönüşen ve İnsanların Nefretlerini Kustuğu 'Siber Zorbalık' Hakkında Konuşmamız Lazım!

Belki de hepimiz farkında olmadan birer siber zorbayız!

Türkiye İÜ öğrencisi gencecik bir kadın Sibel Ünli'nin yaşamına son vermesiyle sarsıldı. Yazdıkları hepimizi derinden sarstı. Geçim sıkıntısı yaşadığı bir yana onu intihara sürükleyen bir diğer etken de maruz kaldığı siber zorbalıktı.

Ailesi de Sibel'i intihara sürükleyen asıl etkenin onunla dalga geçilmesi olduğunu söylüyor. Böylece odaklanmamız gerek tek bir şey var: Siber Zorbalık!

Sibel'in intiharıyla birlikte gündem olan siber zorbalığın ne olduğunu örneklerle birlikte açıkladığımız bu içeriği hazırlamak istedik. Belki siz de farkında olmadan siber zorbalık olarak nitelendirilen sözler sarf etmiş ve birini incitmiş olabilirsiniz. Bu nedenle dikkatli okumakta fayda var.

Öncelikle size siber zorbalık kavramının ne demek olduğunu literatürdeki tanımıyla açıklayalım: “Bilgi ve iletişim teknolojilerini kullanarak bir birey ya da gruba, özel ya da tüzel bir kişiliğe karşı yapılan teknik ya da ilişkisel tarzda zarar verme davranışlarının tümüdür.” ya da 'Bir bireyin internet, interaktif, dijital ve mobil teknolojiler kullanılarak tehdit edilmesi, aşağılanması, utandırılması, taciz edilmesi veya işkence edilmesi olarak değerlendirilmektedir.'

Evet, teknoloji çağında yaşıyoruz. Bir yandan ihtiyaçlarımızı karşılarken diğer yandan da eğlenmek, dijital alanda sosyalleşmek için insanlarla iletişim kuruyoruz. Böyle baktığımızda internet ve sosyal medya gayet yararlı bir alan.

Kabul, fazlasıyla hayatımızı kolaylaştırıyor. Bunu kimse inkar edemez.

Yararlı olmasının yanı sıra gerek çocuklar gerekse yetişkin bireyler için gün geçtikçe zararlı bir hal almaya başladı. Ünlüler ve sıradan sosyal medya kullanıcıları siber zorbalığın bir türü olan "Elektronik İletişim Zorbalığı"na maruz kalıyor.

Bir kişinin dış görünüşüyle alay etmek, isim takmak, izinsiz fotoğraflarını kullanmak ve birçoğumuzun yapmakta bir beis görmediği hakaret etmek gibi saldırı niteliğindeki davranışları neredeyse birçok kullanıcı sergiliyor.

Bunu yaparken ne yazık ki saldırı halinde olduğumuz insanın duygularını bir şekilde yadsıyoruz. Söylediğimiz sözlerin karşımızdaki insanın psikolojisini ne derece etkileyeceğinden emin değiliz. Haliyle bu, sonu kötü sonuçlanacak olaylara neden olabiliyor.

Üstelik birine bu şekilde saldırdıktan sonra da ertesi gün başka biri tarafından bu zorbalığa maruz kalıyoruz. Anlayacağınız bu sonu olmayan döngüde hepimiz bir şekilde kurbanız.

Dijital alan, internet ortamında anonim bir şekilde gezmenin ve karşısındaki insanla fiziksel temas kurmamanın verdiği rahatlıkla insanlar için bir çeşit eğlence aracı yarattı ve bu araçla kullanıcılar istedikleri insanlara nefretlerini kusmaya başladı.

Atiye'deki Performansı Nedeniyle Eşi Beren Saat'e Övgüler Yağdıran Kenan Doğulu Çirkin Yorumların Hedefi Oldu

Bu zorbalık artık bir çeşit "cadı avı" durumuna dönüşerek linç kültürünü de beraberinde getirdi. Bu kültürün yaratılmasının nedeni elbette ki sadece "kolaylık" değil.

Hukuki olarak ağır yaptırımların olmaması da bu zorbalık kültürünün hala kendisini korumasına ve giderek yayılmasına neden olmuş olabilir.

Elbette insanlar hakkında yorum yapabiliriz. Bir eylem gerçekleştiren insanı eleştirebiliriz fakat bunu aşağılayarak, kişinin hassas noktalarını hedef alarak yapmamalıyız.

Dış görünüşü nedeniyle bir insana hakaret ederek, küçük düşürücü sözler sarf ederek eleştiremezsiniz. Evet, buna hakkınız yok. İfade özgürlüğü kapsamına da girmiyor bu.

Aşağıladığınız ya da hakaret ettiğiniz insanın hassas noktalarını ve bu sözler karşısında nasıl bir psikolojik durumun içerisine gireceğini bilemezsiniz.

Sosyal medyayı ego tatmin aracı olarak kullanan birçok insan var. Bazıları da sıkıldığı için siber zorbalık yapıyor. Çok sıradan günlük bir eğlenceymiş gibi gelebiliyor insanlara ama aslında büyük bir tehlikeyle karşı karşıyayız.

Mesela 2010 yılında 17 yaşındaki Alexis Pilkington isimli genç, bir sitede kendisine yapılan hakaret içeren yorumlar nedeniyle hayatına son vermiş. Sizlere böyle onlarca örnek sayabiliriz. Bir an önce tehlikenin farkına varılmalı. Sizin için önemli olmayan, rahatlıkla sarf ettiğiniz sözler başkalarının canını yakabilir.

Siz neler düşünüyorsunuz? Siber Zorbalığa hiç maruz kaldınız mı?

Kaynak: hukukihaber.net

Popüler İçerikler

TÜİK, Ekim Ayı Enflasyonunu Açıkladı: Yıllık 48,58'e Geriledi! Kira Zam Oranı da Belli Oldu
Kayyum Atamaları Sonrası İlk Kez Konuşan Devlet Bahçeli, 'Öcalan' Çağrısını Yineledi
Güldür Güldür Show'dan Duygulandıran 29 Ekim Skeci Geldi
YORUMLAR
06.01.2020

Lisede bu duruma çok maruz kaldım. Hem sessiz bir öğrenci olmam sebebiyle hem de dış görünüşüm sebebiyle. Başarılı bir öğrenci olmama rağmen fazlasıyla devamsızlığım vardı, okula gitmek istemezdim çünkü ben ne zaman sınıfın kapısından adım atsam dalga geçerlerdi. O zamanlar lise çağımdaydım. Lise bitti anksiyete ile mücadele etmeye başladım. Üniversite bitti panik atak ile mücadele etmeye başladım, evlendim anne oldum hala anksiyete ve arada gelen panik atak ile mücadele etmeye devam ediyorum. Özgüvenim hala oluşmadı ve toplum içindeyken hep geriliyorum, rahat hareket edemiyorum. Lisede yapılan zorbalığın faturası hala bitmiş değil bende.

06.01.2020

geçmiş olsun.senin gibi biriydim bende ama bir şekilde erken kurtuldum hala içimde bir özgüven eksikliği var.bu biraz da benim ailemin bana yaşattığı şeylerden dolayı.umarım kısa sürede özgüvenine kavuşursun.

05.01.2020

Burada çok saçma bir durum var. Bu sitede pek çok kadın yada erkek yok rüyalara girmeli yok ateşli vs vs diye kalıba sokulup, diğerleri nargileci, zevksiz birde şişman insanlar için kendilerince naif bir yaklaşım bulmuşlar : sağlıksızlar “ sürekli sosyal medya aracılığı ile belli bir fiziğe sahip olmayı belli markaları kullanmayı övüp sonradan da zorbalık naraları atmak çok samimiyetsiz

05.01.2020

Benim en çok şaşırdığım içerik beğenmeyen bilmem neler yallah nargileciye başlığı atıp starbucks'ı öven içerikti, bazı editörler de az değil işlerine geldiği gibi.

06.01.2020

Yıllar önce yirmili yaşlarda hiç tanımadığım biri "güzel çocuksun ama şimansın" yazmıştı. Ben de buyur ettim onu msn e ( taa o zamanlar yani :) ) tam yarım sayfa zat- ı mal'a ilk defa bir sosyal ortamda foto paylaştığımı ağır bir depresyon ve özgüvensizlik geçirdiğim için ciddi sosyal sorunlarım olduğunu ve bu mesajından sonra intaharı düşündüğümü yazdım. Son cümle olarak da "yukarıda yazdıklarım gerçek olabilirdi" dedim. İşin en acısı bunu yazan kişinin bir fotosu dahi yoktu nette hem de benden neredeyse 15 yaş büyüktü! Özürler gırla kıyamet. Neye yarar ki? Uzunca anlattığım hikayenin özeti; Sen insan olmaya çalış hakaret ve aşağılamaları bırak, belki bir gün sen de mavi şirinleri görmesen bile onlar gibi mutlu yaşayabilirsin. Allah'ın mutsuzluk abideleri..

TÜM YORUMLARI OKU (28)