Hemen her gün fast food zincirlerinden veya restoranlardan yemek yiyoruz, değil mi? Ancak mutfağın arkasında dönenleri bilseydik... İşte restoran çalışanlarının bizzat yaşadığı ve itiraf ettiği, iştahınızı kaçırabilecek gerçekler!
Hemen her gün fast food zincirlerinden veya restoranlardan yemek yiyoruz, değil mi? Ancak mutfağın arkasında dönenleri bilseydik... İşte restoran çalışanlarının bizzat yaşadığı ve itiraf ettiği, iştahınızı kaçırabilecek gerçekler!
Bir restoran çalışanı, 'sınırsız' promosyonların hiç de göründüğü gibi olmadığını anlatıyor:
'Sınırsız makarna kampanyası başladığında herkes çılgına dönüyordu. Bazı müşteriler o kadar çok yiyordu ki masada kusup yemeye devam edenler oluyordu. Çalışanlar olarak bu kampanyadan nefret ediyorduk çünkü mideleri kaldırmayan insanlar yüzünden sürekli temizlik yapmak zorunda kalıyorduk.'
Bir fast food çalışanı, restoranlarda gerçekten taze olan tek şeyin domatesler olduğunu söylüyor:
'Çoğu fast food zincirinde yiyeceklerin neredeyse tamamı dondurulmuş, önceden hazırlanmış veya paketlenmiş halde gelir. Eğer gerçekten taze ve sağlıklı olan bir şey arıyorsanız, o sadece domatestir!'
Eski bir fast food çalışanı, buz makinelerinin hijyen konusunda pek de iç açıcı olmadığını anlatıyor:
'Çalıştığım iki restoranda da buz makineleri neredeyse hiç temizlenmiyordu. İçlerinde böcekler, toz, hatta yemek artıkları birikmişti. Yöneticilere söyledim ama kimse umursamadı. Müşteriler ise bilmeden o buzları içeceklerine ekliyordu.'
Eski bir fast food çalışanı, müşterilerin sıkça yaptığı bir hileyi açıklıyor:
'Bazı müşteriler, taze patates kızartması almak için tuzsuz sipariş ediyordu. Ama mutfaktaki çalışanlar bunu biliyordu. Ne mi yapıyorduk? Önceden tuzlanmış patatesleri tekrar yağa atıp tuzunu yıkıyorduk ve 'taze' diye servis ediyorduk.'
Bir şekerleme dükkanı çalışanı, vitrindeki çikolataların aslında ne kadar eski olduğunu anlatıyor:
'Dükkandaki çikolatalar aylarca değiştirilmezdi. Arkadaşlarım geldiğinde onlara hep 'Sakın buradaki çikolataları almayın!' diye uyarıyordum. Görüntüleri güzel olabilir ama tazelikleri konusunda kimse garanti veremez.'
Bir restoran çalışanı, müşterileri cezbetmek için yapılan küçük bir numarayı anlatıyor:
'Bazı restoranların dışarıda mangal yaptığını görüp 'Ne güzel, taze pişiriliyor!' diye düşünüyorsunuz değil mi? Aslında öyle değil. Çoğu zaman, o dumanı tüten barbeküde yeni bir şey pişmiyordu. Sadece birkaç odun atıp duman çıkmasını sağlıyorduk. Gerçek şu ki, o etler iki gün önce pişirilmiş ve dondurulmuş olabiliyor.'
Bir market çalışanı, büyük ihtimalle kimsenin bilmediği korkutucu bir gerçeği paylaşıyor:
'Eğer toplu tahıl ve kuruyemiş alıyorsanız, bilin ki o reyonlar pek de temiz değil. Çoğu zaman sadece üstünkörü siliniyorlar. Ben mağazada çalışmaya başladığımda fark ettim ki reyonlarda böcekler, güveler ve küf birikmişti. En kötüsü? Mağaza açılalı beş yıl olmasına rağmen, o bölümlerin temizliği için hiçbir kayıt tutulmamıştı.'
Eski bir çalışan, özellikle açık salça ve zeytin almamanız konusunda uyarıyor:
'Dükkanı açtığımız zaman genelde salçaların ve zeytinlerin üzerinden sinek ayıklıyorduk, üstelik üzerlerini genelde kapalı tutardık. Ancak sinekler bir şekilde girmenin yolunu buluyor. Dükkanı açmadan hızlıca temizleyip daha sonra satış yapardık. Siz siz olun sakın almayın!'
Bir restoran çalışanı, mutfakta yiyeceklerin nasıl 'yeniden değerlendirildiğini' anlatıyor:
'Satılmayan hamburger köfteleri büyük bir tencereye atılıyordu ve ertesi gün çorba yapılıyordu. Aynı şekilde, satılmayan çıtır tavuklar da ertesi gün tavuklu salatalarda kullanılıyordu. Birçok müşteri 'Taze mi?' diye sorardı ama kimse gerçeği bilmiyordu.'
Bir restoran çalışanı, menüdeki şarap fiyatlandırmasıyla ilgili ilginç bir gerçeği açıklıyor:
'Restoranlarda en ucuz şarabın aslında en büyük kâr marjına sahip olduğunu biliyor muydunuz? Bir şişe şarap, mağazada 5 dolarken, restoran menüsünde 40 dolara satılabiliyor. Kalite konusunda pek bir fark yok ama insanlar 'En ucuzu almayayım, biraz daha iyisini seçeyim.' diye düşündüğü için ikinci en ucuz şarap daha çok satılıyor. İşin komiği? O da aynı şekilde yüksek kar bırakıyor!'
Yok dostum biz daha köfteye karıştıralan kanatlı etinden kurtulma aşamasındayız. Küflere hijyene gelemedik.
şeriat istiyorum şeriat (ADALET) hukuk olsun