TAHRİBAD-I İSYAN: YAŞAM ALANLARI YIKILAN GENÇLERİN İSYAN DİLİ
Belgeselde isyan müziğini Tahribad-ı İsyan isimli hip-hop grubu temsil ediyor. Sulukule'nin yıkılışı ardından isyanlarını hip-hop müzikle duyuran Tahribad-ı İsyan müzik grubu üyeleri de kendi yaşam öykülerinin, büyüdükleri Sulukule'nin yıkılmasının kendileri ve yaşamları üzerindeki etkisini ve Gezi direnişine verdikleri önemi anlatıyorlar. İstanbul merkezli kentsel dönüşüm sürecinin ve tartışmalarının sembol bölgelerinden birisi olan Sulukule'de büyüyen grup üyeleri Asil Slang, Zen-G ve VZ eski günlerden andıkları mahalle dayanışmasını hip hop müziğin ritimlerinde ve grup olmanın ruhunda bulmuşlar.
“TÜRK OLDUĞUMUZ KADAR KÜRDÜZ, KÜRT OLDUĞUMUZ KADAR TÜRKÜZ”
Tahribad-ı İsyan grubunun genç üyeleri, kendilerini de destekleyen aktivistlerle birlikte şimdi de mahallenin yeni yetişen gençlerine örnek oluyorlar. Tüm bu çalışmalarını Sulukule Çocuk Sanat Atölyesi kurucusu Funda Oral'ın desteğiyle sürdürüyorlar. İsyan ve dayanışma ortak karakterleri haline gelen grup üyeleri, 'Türk olduğumuz kadar Kürdüz, Kürt olduğumuz kadar Türküz' sözleriyle hip-hop ritminde ve grup dayanışmasından yarattıkları yeni kimliklerini tarif ediyorlar.
JULİANA GÖZEN: 'KADINLARIN FITRATINDA MÜCADELE VAR'
Kadınların, hem Gezi direnişi günlerinde, hem de genel olarak kadına yönelik şiddet karşısında kampüslerde ve sokaklarda verdikleri mücadele, İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğrencisi ve Kampüs Cadıları adlı feminist bir grubun üyesi olan Juliana Gözen ve Perihan Koca tarafından anlatılıyor.
Özgecan Aslan'ın vahşice katledilmesine tepkiyle zirveye çıkan kadın mücadelesi, sokak eylemlerinden görüntüler ve Juliana Gözen'in dönemin Başbakanı şimdi ise Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'a da göndermeyle vurguladığı 'Kadınların fıtratında mücadele var' sözleriyle özetleniyor. Gözen, kadınların, Gezi direnişinde de en önde ve büyük cesaretle mücadele ettiklerinin görüldüğünün altını çiziyor. LGBTİ hakları için verilen mücadeleye de değinen Gözen ve arkadaşları, Kürt kadınlarının mücadelesinin kadın hareketi üzerindeki olumlu etkisini de vurguluyor.
KAZIM KIZIL: 'DİRENİŞÇİLERDEN YANA TARAFIM'
Kendisini 'Direnişleri, protestoları, eylemleri belgeleyen biriyim. Karşımda polis var, öteki yerde direnişçiler var, ben bunları dışarıdan belgeleyen birisi değilim, benim tarafım direnişçilerin tarafı; fotoğrafı, videoyu araç olarak kullanıyorum' sözleriyle tanıtan dokuz8HABER ve Kamera Sokak üyesi video aktivist Kazım Kızıl, Gezi isyanının kendisi için ifade ettiklerini 'Gezi ruhu benim için dayanışma içinde olmak, bir olmak, beraber karşı durmaktı' sözleriyle özetliyor.
'VİDEO'NUN GÜCÜNÜ GEZİ'DE KEŞFETTİM'
Kızıl'ın Gezi sürecindeki en önemli kazanımı videonun etkisini keşfetmesi olmuş. O andan itibaren de belgeleme çalışmalarına hiç ara vermemiş. Bu çalışmaların en önemlisi de Soma’daki Yırca köylülerinin, hükümete yakınlığıyla bilinen Kolin İnşaat tarafından yapılmak istenen Termik Santrale karşı verdikleri mücadeleyi belgesele dönüştürmesi olmuş. Köylülerin mücadelesinin ilk anlarından itibaren yanlarında yer alan bir isim olan Greenpeace aktivisti Olcay Bingöl de mücadelenin hukuki sürecini anlatıyor. Yırca belgeselinin çekim öyküleri kadar Boğaziçi Üniversitesi'nde köylülerin de katıldığı ilk gösterimi de Yırca köylülerinin mücadelesi MTV belgeselinde kendisine önemli bir yer bulmuş.
ELİF ŞAHİN: 'GEZİ BİR DARBE GİRİŞİMİDİR'
Belgesel ayrıca AK Parti politikalarına destek veren, Gezi Parkı eylemlerini darbe girişimi olarak niteleyen Yeditepe Uluslararası İlişkiler Öğrencisi Elif Şahin ve AK Parti’yi destekleyen sosyal medyanın etkili figürlerinden Fahreddin Özlen’in de görüşlerine yer veriyor.
Bugünkü kimliğini edinme sürecini anlatan ve Hac ziyaretinin bunda bir dönüm noktası olduğu ifade eden Şahin, Gezi direnişini darbe girişimi olarak nitelendiriyor ve 'Eğer bir kutuplaşmadan söz edeceksek kimse masum değil' diyor. Şahin, AK Parti ve Tayyip Erdoğan'ın kendileri açısından ne ifade ettiğini de 'Bu ülkede Müslümanlar çoğunlukta olsa da azınlık tarafından senelerce ezildikleri bir gerçek, ben de bizden birinin bizi orada temsil ettiğini düşünüyorum' sözleriyle aktarıyor.
Aktif siyasette olmak istediğini anlatan Şahin, anne olmanın kendisi için en önemli kariyer olduğunu da vurgulamayı ihmal etmiyor.
FAHRETTİN ÖZLEN: 'FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜNE İNANMIYORUM; FEMİNİZM NE, LİBERALİZM NE YA?!'
Belgeselde hükümet görüşlerini temsil eden ikinci isim ise ilahiyat ve tarih okumuş olan Fahrettin Özlen. Sosyal medyanın öne çıkan İslamcı-AKP yanlısı figürlerinden birisi olan Özlen; kadın eşitliği, feminizm, demokrasi ve fikir özgürlüğü konularına mesafeli görüşleri ve batı karşıtı yaklaşımlarıyla dikkat çekiyor. Türkiye'nin dünyadan özellikle batıdan çok farklı olduğunu öne süren Özlen, AKP'nin Türkiye toplumunu temsil ettiğini savunuyor. Ancak Özlen, Gezi direnişi günlerindeki tutumlarından ötürü kendi camiasından insanları da eleştirdiğini 'Gezideki olayları, bakın burada bir talep var, hemen bir darbe girişimi olarak okumayın, daha anlaşılır dille onlara anlatmaya çalışın dedim' sözleriyle dile getiriyor.
Demokrat Haber