Sözcü’den İsmail Saymaz’a konuşan Yıldırım, camide yaşanan olayları şu sözlerle anlattı:
'Saat geçtikçe şiddet ve panik artıyor. İçeridekiler kapıları kilitledi. Çünkü artık almıyor. Yaralı çok. Ya denize atacak kendini ya camiye girecek. Bir grup kepçeyi kapıyor, Dolmabahçe ofise doğru… Kıra kıra geliyor polis. Kabataş tarafı kesik. Gümüşsuyu kapalı. Açtım telsiz mikrofonu, minarenin ses sistemini. Başladım alana hitap etmeye. Dedim ki “İçeride sayısız yaralı var, lütfen baskı yapmayın, caminin kapısını açın ki yaralıları çıkaralım.” Biraz sakinleştirdim. Mikrofonu aldım. Çarpıcı bir ses olması lazım.
Tekbirle girdim camiden içeriye. Bütün kafalar döndü. “Caminin hocasıyım, bana biat etmezseniz, dışarıdaki arkadaşlarınız bizi yakacak, beni dinleyin, iznim olmadan polis müdahale edemez” dedim. Oturdular, dinlediler. Provoke edenleri susturdular. Milli ve dini duygularına dokunarak sakinleştirdim. “Bana söz verin, sizin adınıza polisle pazarlık yapacağım” dedim. Ayakkabı bulamadım. Çıplak ayakla çıktım. Pazarlık yaptım. Baskıyı azalttılar. Dedim ki ‘Çocuklar çıkabilirsiniz ama Taksim’e çıkmak yok.’ Sabah namazına doğru camiyi teslim aldık.
Güvenlikçiyle kontrol ettik. Caminin ikinci girişine girerken, kadınlar bölümünde pencere önünde ezik boş bir bira kutusu kırık kaldırım taşıyla beraber orada. Çocuğa diyorum ki, “Hiçbir şeye dokunmuyorsun, olay yeri inceleme ekibi gelecek, onlar açabilirsiniz derse temizlikçiler girsin. Bakan dahi gelse almıyorsunuz.”
Saat 9 civarı güvenlikçi geldi. “Hocam” dedi, “Camiye Meclis’ten birileri geldi.”
Bugün Milli Saraylar Başkanı olan Yasin Yıldız, “Meclis Genel Sekreter Yardımcısıyım. Camiyi görmemiz lazım” diyor. Memurlar korkuyor, açıyor. Yıldız ekibiyle beraber kamerayla çekim yapıyor. Olay yeri inceleme girmeden. Bu delil karartmaktır. Nihayetinde oldu.
İçeri girdim. Dedim ki “Beyefendi, siz izinsiz çekim yapamazsınız, suç işliyorsunuz.”
Pencerenin önünde olan bira kutusu yerdeydi. Cami içinde, yerde. Halının üzerinde.
Çıkarttım onları. Kapıları kilitledim.
Ertesi gün oldu. Radikal Gazetesi’ni açıyorum. Manşet. Bira kutusu mihraba atılmış, zumlanmış. Minbere atılmış, zumlanmış. Caminin göbeğine atılmış, zumlanmış. Sanki o bira kutusu, 10 tane bira kutusu.'
başörtülü bacıların türbanını açmaya çalıştılar, camiide bira içtiler.. kanıtı yok ama tüm akp inanıyor. Ama akp'liler ülkeyi soydu, mafyalaştı, likayatsizliğin tillahını yaptılar kanıt var ama akpliler inanmıyor :) çünkü hz.tayyip efendi hazretleri öyle şeyler yapmaz.
hakikaten ne oldu o görüntüler ? hangi mübarek cuma günü yayınlanacak ?
Allah'ın yeryüzündeki gölgesi, son halife reyiz-i cumhura koşulsuz ve şartsız itaat etmemenin elbette ki bi cezası olacaktı!