Gezi eylemlerinde polisin 15 metre mesafeden nişan alıp attığı gaz fişeğiyle sol gözünü kaybeden Okan Özçelik açtığı tazminat davasında kanıt olarak telefonla kaydettiği görüntüleri gösterdi ancak Emniyet “kusurlu değiliz” açıklaması yaptı. İçişleri Bakanlığı ise daha da ileri giderek “Zarar belirsiz; belge, bilgi yok” dedi.
Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre, Özçelik 1 Haziran 2013′te Gezi Parkı’nda cep telefonuyla görüntü aldığı sırada vuruldu.
Travma sonrası stres bozukluğu tedavisi de gördü
Kayda göre, parkın polisler tarafından boşaltıldığı saatlerde içeri giren Özçelik, eylemcileri görüntülemeye başladı. Bu sırada, çekilen Çevik Kuvvet grubundaki kasklı bir polis, cep telefonunun kadrajına girdi. Polis, biber gazı tüfeğiyle 15 metre uzaklıkta çekim yapan Özçelik’i hedef aldı. Sol gözüne kapsül isabet eden Özçelik, yere düştü. Bir süre sonra kalkıp koşmaya başlayan Özçelik, kaydın sonlarında “Ambulans” diye bağırıyordu.
Özçelik, gönüllü doktorlar tarafından yapılan ilk müdahalenin ardından Cerrahpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. 28 Haziran’da İstanbul Retina Enstitüsü’nde yapılan ameliyat sonrasında yüzde 90 oranında görme kaybı oluştuğu ifade edildi. Özçelik olaydan sonra Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nda (TİHV) travma sonrası stres bozukluğu tanısıyla tedavi gördü.‘Gözaltı listesinde yoksa kusur yoktur’
Okan Özçelik’in yaptığı suç duyurusu, diğer Gezi şiddeti dosyalarıyla birleştirildiği için ilerleme kaydedilmedi. Bunun üzerine İstanbul 9′uncu İdare Mahkemesi’nde tazminat davası açan Özçelik dosyaya kendi çektiği görüntüleri de ekledi.
Ancak İstanbul Valiliği adına Vali Yardımcısı Aziz Mercan’ın 2 Kasım 2013’te mahkemeye gönderdiği savunmada, “Arşiv kayıtlarımızda Okan Özçelik isimli şahıs (hakkında) gözaltına alma veya herhangi bir işlem yapılmamıştır” denildi. Valilik, bu nedenle kendilerine atfedilebilecek bir hizmet kusurunun bulunmadığını savundu. Üstelik yargılama giderlerinin de Özçelik tarafından ödenmesi istendi.
Kayıt var ama iddialar ‘soyut’
İçişleri Bakanlığı’ndan gönderilen 3 Ekim 2013 tarihli yanıtta ise “Davacı taraf sadece soyut iddialar ileri sürmekte, zarar ile idarenin eylemi arasında nasıl bir illiyet olduğunu ortaya koyamamaktadır” ifadeleri kullanıldı. Hatta Okan Özçelik için, “Davacının zararları belli değildir” denildi.
9′uncu İdare Mahkemesi’nde başlayan dava halen İstanbul 4′üncü İdare Mahkemesi’nde devam ediyor.
Haber: İsmail Saymaz | Radikal
Kaynak: Diken