Mersin'de Gezi eylemi sırasında yüzüne biber gazı sıkılan ve bu nedenle dil kökü kanseri olduğu iddia edilen 36 yaşındaki Mehmet İstif yaşamını yitirdi.
İstif, 17′nci Mersin Akdeniz Oyunları’nın açılış töreni öncesinde Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’nda gerçekleşen Gezi Direnişi’ne destek eylemine katılmıştı. Polisler, eylemcilere biber gazıyla müdahale etmiş ve biber gazından Mehmet İstif de etkilenmişti. Yakın mesafeden yüzüne biber gazı sıkılan İstif, ertesi gün yüzünde, ağzında oluşan kızarıklık ve şişlikler nedeniyle Toros Devlet Hastanesi’ne başvurmuştu.
Burada muayene edilen İstif’e enfeksiyon tanısı konulup, tedavisi için sprey türü ilaçlar verilmişti. Ancak, İstif’in ağzındaki yaralar daha da kötüleşince birkaç gün sonra Mersin Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne gitti. Kulak burun boğaz polikliniğindeki muayenesinde ‘alerjik reaksiyon’ tanısı konulan Mehmet İstif, geçen 24 Temmuz’da aynı hastanede ameliyat edildi. İstif’in dilinde oluşan mukoza operasyonla temizlendi. Bu ameliyatın ardından İstif, konuşma ve beslenme güçlüğü çekmeye başladı.
Daha sonra Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde tedavisine devam edilen Mehmet İstif’e biyopsi yapıldı. Dilindeki yaranın dil kökü kanserine dönüştüğü saptandı.
Radyoterapi ve kemoterapi tedavisine başlandı. İstif yazılım işini yaptığı işyerini kapatmak zorunda kaldı. İstif sadece emekli olan babası tarafından ancak maddi olarak destek görebiliyor.
Hastalığı ilerleyen İstif, götürüldüğü Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedaviye alındı. Kanser nedeniyle dilinin bir bölümü de alınan İstif, şiddetli ağrılar, enfeksiyon ve yüksek ateş nedeniyle ölüm kalım savaşı veren İstif Yoğun Bakımda tedavisi sürerken bugün öğlen saatlerinde yaşamını yitirdi.
İstif, kendisini bu hale getiren olayı ise şöyle anlatmıştı: “Müdahale başlamadan önce her hareketimi takip eden sırtında gaz tüpü olan bir çevik kuvvet polisini fark ettim. Saldırı başladığında tazyikli su ve gazın etkisiyle insanlar polis barikatı arasında kaldı ve yerlere düştü. Gazdan etkilendiği için kalkamayan bir arkadaşı, koşan polislerin altında ezilmesin diye üstüne kapanarak korudum. Bu sırada kaç cop yediğimi hatırlamıyorum. O anda beni takip eden, sırtında gaz tüpü taşıyan polisle karşı karşıya geldik. 40 santimetre gibi bir mesafeden yüksek tazyikli bir şekilde tetiğe bastı, ağzımı kapamaya zamanım olmadı. Ağzım ve boğazıma dolan gazın acısı ile çığlık atmaya başladım. Boğazımın yanmasını ve çektiğim acıyı diğer insanların da aynı derecede yaşadığını düşündüm ve gözaltına alınma korkusuyla o anda hastaneye gitmedim.”
Hikmet Durgun | T24