Hakim Dik, devletin gösterilerdeki görevini “Toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma için bildirim zorunluluğu getirilmiş olup bu zorunluluğun nedeni kamu düzenini yakından ilgilendiren, bu özgürlüğün kullanılmasında yetkili otoritelerin barış ve düzeni korumak için gerekli önlemleri alması, idarece yerine getirilmesi gereken işlemlerin eksiksiz olarak yapılmasını sağlanması, kötüye kullanılması ve yasaya aykırı hareket edilmesi halinde de sorumluların tespitidir” ifadeleriyle tanımladıktan sonra uluslararası sözleşmelerde yer alan maddeleri hatırlattı. Dik’in kararında yer verdiği maddeler arasında şunlar yer aldı:
“İnsan Hakları Evrensel Bildirisini 20. maddesinin 1. Fıkrasında herkesin barışçıl toplanma hakkına sahip olduğu belirtilmiş, Birleşmiş Milletler Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesinin 21. maddesinde de ‘Barışçıl bir biçimde toplanma hakkı hukuk tarafından tanınır, bu hakkın da kullanılmasına ulusal güvenliğini ve kamu güvenliğini, kamu düzenini, sağlık veya ahlaki veya başkalarının hak ve özgürlüklerini koruma amacı taşıyan demokratik bir toplumda gerekli bulunan ve hukuka uygun olarak getirilen sınırlamaların dışında başka hiç bir sınırlama koyamacağı’ hükmüne yer vermiştir.”