Gezginlerin Dikkatine! Türkiye'nin Saklı Cenneti Manisa Kula

Şimdi sizlere kimselerin bilmediği gidip de görmediği, henüz popüler olmamış, çarşısında kaybolmak üzere olan birçok el zanaatını devam ettiren dükkanların çok normal karşılandığı, dar sokaklarına teyzelerin çul serip de oturduğu, şivesiyle, kültürüyle, yapılarıyla çok zengin bir şehir olan ancak kimsenin farkında olmadığı bakir memleketim Manisa Kula ilçesini anlatacağım. Bu şehirde çocukluğum geçtiği için ve kahvaltıdan sonra akşam ezanı okunana kadar eve girilmediği dönemlerde büyüdüğüm için her ayrıntısını bilerek en özel noktalarını anlatacağım. Hadi yine iyisiniz!

Şu isim meselesinden başlayayım dedim; Katakekaumene Antik Yunan’da verilmiş bir isim, anlamı ise: Yanık Ülke.

Ege Bölgesinin en genç volkanik dağlarına sahip olan Kula’nın büyük bölümü yakın zamanda patlayan Kara Divlit Dağından dolayı kapkaradır. Şehrin birçok noktasında yaz-kış çok soğuk ve çok sıcak su kaynakları bulunur. Yapılan kazılarda bulunan ayak izleri şehrin ilk çağlardan bu yana yerleşim yeri olarak kullanıldığını göstermiş. Bu özelliklerinden dolayı Kula, UNESCO tarafından Türkiye’nin ilk, dünyanın 99. Jeoparkı seçilmiştir.

Bir Kapadokya’yı içinde barındıran binlerce yıllık akıntı ve rüzgarların oluşturduğu peri bacalarına Kuladokya ismini vermişiz.

Yıllardır bu bölgeye balonlar, teleferikler getirileceği ve tesisler kurulacağı söylenir ancak yaprak kıpırdamıyor şu an. Uşak yolu üzerinden Kula’dan çıkarken yol kenarında görebilirsiniz kendilerini.

Fotoğraf: Mehmet Altınay

Tarihi Türk ve Rum Evleri

Ben bir gecekonduda büyümüş olsam da birçok arkadaşımın 200-300 yıllık evlerinden salçalı ekmek almışlığımız, avlularında oynamışlığımız olmuştur. Tarih boyunca birkaç devlete başkentlik yapmış olan Kula’da Rum ve Türk mimarisine ait kurtarılmayı bekleyen birçok tarihi yapı bulunur. Kileri, cumbası, avlusu, ocağı ve mahzenleri bulunan bu evlerde Yeşilçam Filmleri bile çekilmiş. Ama artık restore etme imkanı bulamayan halk evini yıkıp yerine apartman yapmaya başlamış durumda. Camileri, türbeleri ve kiliseleri de gezmenizi tavsiye ederim.

Düğün-Sünnet Gelenekleri

Yarım saat uzaklıktaki ilçelerinde dahi göremeyeceğiniz eski gelenekler yaşamaya devam eder. Her törende yaren takımları kültürel zeybek kıyafetleriyle şehri gezer. Üstelik bu bir lüks değil herkesin yapmak zorunda olduğu yazısız bir kuraldır.

Fotoğraf: Sinan Akın

Yemek Kültürü

Kula Güveci, oğlak dolması, şekerli pide, su böreği gibi ismini başka yerde duysanız da Kula'daki tarif ve lezzeti göremeyeceğiniz bir yemek kültürü vardır. Düğün, sünnet, mevlit gibi kültürel etkinliklerde kalaylanmış kara kazanlarda odun ateşinde 2-3 bin kişilik yemekler yapılır. İsterseniz yaz günleri sokaklarda davul zurnayla zeybek oynayan ekiplerden birinin ardına takılın, isterseniz kimseye bir şey sormadan oturup yemek yiyin...

Kaybolmakta Olan Zanaatlar

Dünya üzerinde tükenmek üzere olan bakırcılık, dokuma halıcılık, semercilik, keçecilik, helvacılık, tabaklık, saraçlık, ayakkabıcılık, tenekecilik, nalbantlık, yorgancılık gibi birçok eski iş kolunu Kula Çarşısında gezerken görebilirsiniz. Çok şaşıracaksınız çünkü hiç de öyle ‘’Aman mesleğimiz yok oluyor!’’ falan havalarına girmeden, olayı duygusallaştırmadan, usta-çırak ilişkisiyle yaşamaya devam ediyor bu dükkanlar. 

Fotoğraf: Emine Basa

Coğrafi Keşifler

Gediz Nehri, Geren Çayı ve Söğüt Çayı ile 3 tarafı çevrili olan Kula adeta Ege’nin Paris’idir. Bina yetişmeyen bu Ege Topraklarında Söğüt Çayının kenarına çadır atıp, mağaralarda gezebilir, her yerde arkeolojik kalıntılara rastlayabilir, patlatılmış lahit mezarları inceleyebilirsiniz. Geçerken köy kahvesine uğrayıp bir selam vermeyi de unutmayın. 

Fotoğraf: Hüseyin Saliş

Yanık Ülke Bağları ve Şarabı

Tarih boyunca üzümü ve şarabı medeniyetlerce önem taşımış Kula'nın. Starbon’un milattan önce Kula Şarabından bahsetmesi boşuna değildir herhalde. Kula’nın girişindeki Yanık Ülke Bağlarına uğrayabilir ya da İzmir’de veya İstanbul’da restoranlara sorabilirsiniz.

Kula Dili ve Edebiyatı

Çocukluğumda ninemle İzmir’deki teyzemlere gittiğimde teyzemin komşularıyla ninem arasında tercümanlık yapmak zorunda kalınca fark etmiştim ilk olarak. ''Biz bunlardan farklıyız lan!'' deyip içimdeki İrlandalıyı çıkarmıştım ortaya. Artık memleketin içine kapanık oluşundan mıdır, tarihinden midir bilinmez, çevre ilçelerde bile kullanılmayan bilinmeyen gireygün, bi gayrakgın, birekide, gıranlık gibi kelimeler bulunur. Üstelik garip sesler içeren Kula Şivesi Kavacık rampasından girince dilinize dolanmaya başlar, siz de fark edeceksiniz!

Fotoğraf: Erdem Celal

Bonus 1

Kula’nın değişik noktalarında çeşmelerden akan Kula Doğal Maden Suyu şişelenerek tüketime hazırlanır. Artık dünyaya açılmış olan Kula Maden Sularını malum olmayan mekanlarda 6-7 liraya bulabilirken Kula’da çeşmeden de içebilirsiniz. Ama mandalinalısı favorimdir!

Bonus 2

Giderseniz mutlaka İbrahim Ağa Köyü'ne uğrayıp karşılaştığınız insanlarla konuşun. Pişman olmayacaksınız! 

Fotoğraf; Ruşen Aydın

Popüler İçerikler

Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
Beklenen Gün Geldi: Birbirinden Ünlü İsimler Saygı1 Formatının İkinci Konuğu Sertab Erener İçin Sahneye Çıktı!
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
YORUMLAR
15.08.2018

bir Akhisarlı olarak içeriği görünce inanılmaz mutlu oldum :)) eline sağlık

15.08.2018

Annem Kula'lı dedem İbrahimağa köyündendi. İçeriği görünce şaşırdım. Annemin halaları hala lrda yaşar. Evleri vs çok güzeldir. Yıkılmış kiliseler vs var. Çok güzeldir. İbrahimağa'da da akrabalarımız var hala. Çok kişi kalmadı gerçi orda artık şu an. Hoş bir tesadüf oldu.

15.08.2018

eline sağlık.çok güzel bir içerik olmuş

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ