Geçtiğimiz yüzyılda dünyamız ciddi manada zarar gördü. Her geçen gün dünyanın ne kadar büyük bir tehlikede olduğunu fark eden insanların sayısı artıyor. Fakat bazıları konuyla ilgili yalnızca konuşurken, bazıları bu konuda harekete geçti bile! İşte bu güzel insanlardan bazıları...
Mumbai'deki büyüleyici sahil resmen çöplük olmuştu. Çöplüğe dönüşmeden ise özellikle zeytin renkli kaplumbağaların doğum yeriydi. Ama yoğun çöp birikintisi yüzünden başka bölgelere geçmek zorunda kaldılar ve durum günden güne kötüye gitmeye başladı. Afroz Shah adlı bir adam sahile geldi ve çöpleri temizlemeye başladı. Gönüllüler de kendisine eşlik edince harika ekip oluştu.
Beraber 5.000'den fazla çöp parçasını temizlediler. Birleşmiş Milletler ise bu projeyi 'dünyanın en büyük sahil temizleme projesi' olarak adlandırdı. Bu yıl ilkbaharda 20 yıl aradan sonra kaplumbağalar sahile döndüler ve yumurtalarını bıraktılar. Yaklaşık 100 kaplumbağa tertemiz bir sahilde dünyaya geldi! Gönüllüler ise Umman Denizi'ne olan yolculuklarında bu minikleri korudular.
İnsanlar genellikle ortada bırakılan çöp yığınları hakkında konuşurlar. Kendisini 'Cleanman' olarak adlandıran bir adam ise konuşmak yerine harekete geçmeyi tercih etti. Kirli, çöplüğe dönüşmüş ormanlar ve parklar Cleanman ile tanıştıktan sonra adeta yeniden doğdu. Birkaç Hollandalı Cleanman hakkında video çekip de internette paylaştıktan sonra yaptıkları daha da ilgi çekmeye başladı. Sonrasında kendisini takip edenlerin sayısı artmaya başladı. Maskesiyle ilgili soru sorulduğunda, dikkati kendisine değil yaşanılan ekolojik sıkıntıya çekmek istediğini belirtti.
Kurt Dalin 1994 yılında Malavi'deydi ve insanların kirli su için bile savaştığını görünce şaşırdı. Kızların ise bütün gün kafalarının üzerinde taşıdıkları suyla saatlerce yürüdüklerini gördü. Onlara yardım etmek istedi ve dünyanın en fakir, en kuru köyünde bir su kuyusu oluşturdu. Böylece kirli su içmek zorunda kalan ve genellikle susuzlukla mücadele eden bölge halkını kurtardı.
İlk dört yılda proje sayesinde 26.000 kişiye su sağlandı. 10 yıl sonrasında 76 adet su kuyusu vardı. 'Afrika için Su Kuyuları' organizasyonu da böylece kuruldu. Bugün Afrika'da yaşayan 300.000'den fazla kişi temiz su içebiliyor.
Levi's, NIKE, Zara ve birçok ünlü kıyafet markası son yıllarda çevre dostu fikirler geliştiriyorlar. H&M organik kumaşlar kullanırken doğal kürkleri kesinlikle kullanmıyor. M&S ise daha az elektrik ve su kullanımını teşvik eden ekipmanlar üretiyor. Zara hem çevre dostu kıyafetler üretiyor, hem de mağazalarında ayrı çöp kutuları bulunduruyorlar.
Levi's ise çevre dostu kotları piyasaya süren ilk markaydı. 'Waterless' işareti bulunan pantolonlar ise şirketin üretim aşamasında su tasarrufu yaptığını gösteriyordu. Adidas da aynı şekilde çevre dostu spor ayakkabılar üretti. Bu ayakkabıları ise okyanustan topladıkları çöplerden yaptılar. NIKE ise 1993 yılından bu yana 'Reuse-A-Shoe' projesi ile pedal mili ve tenis kortu oluşturmak için ayakkabıları kullanıyor. Birçok şirket biyoçözünür çantaları iki yıldır kullanıyor.
Ormanların yok olması gezegenimizi yavaş yavaş yok ediyor. Bazı şirketler 'gezegenin ciğerleri' olarak değerlendirilen ormanları korumanın yollarını aramaya başladılar. Ve birçok start-up şirket drone kullanarak ormanları korumaya çalışıyor. Dronelar öncelikle bölgeyi tarıyor ve tohum ekimi için doğru yerleri buluyor. Sonrasında ise ekime başlıyorlar.
Robin adı verilen drone 18 dakikada 1 hektar alana kadar ağaç ekebiliyor. BioCarbon Engineering adlı proje ile 2050 yılına dek 500 milyar ağacı hedefliyorlar.
Kaliforniya'da bulunan MUSE adlı okulun kafeteryası çevre dostu restoranlar arasında en popüler olanı. Yemeklerin kalitesi, menü, kaynakların ekonomikliği, atık yönetimi gibi farklı kriterlerde en yüksek puanları elde ettiler. Yönetmen James Cameron ve eşi Susy bu restoranın ayçiçeği şeklindeki güneş bataryalarını sundular.
Okul kendi meyvesini ve sebzesini yetiştiriyor ve kardiyovasküler hastalıkları azaltmak için de çaba harcıyorlar.
Kenton Lee adlı gönüllü Kenya'daki kimsesiz çocukların kendilerine fazlasıyla küçük gelen ayakkabılar giydiklerini gördü. Bazı çocukların ise yalın ayak gezdikleri için ayaklarını yaraladıklarını... Sonrasında aklına bir fikir geldi. Kullandığı özel malzemeler ile çocukların 5-6 yıl boyunca kullanabilecekleri, kendileriyle beraber büyüyen ayakkabılar icat etti.
Ayrıca proje kapsamında dünyanın her yerinden insanların çocuklar için ayakkabılar alabileceği bir internet sitesi kurdu. Birçok insan da yardım etmek için ayakkabıları almaya başladı.
Kaliforniya'da bir aile hem kendileri hem de bölgedeki restoranlar için meyve ve sebze yetiştiriyor. 400 çeşit sebze, meyve ve yenilebilen çiçekler yetiştiriyorlar. Her yıl 3 ton hasatları var. Ayrıca ördekleri, tavukları, keçileri ve arıları var. Dolayısıyla taze yumurta, süt ve bal da üretiyorlar.
Başlangıçta ebeveynler yalnızca çocukları için sebze meyve yetiştirmeye başladılar. Baba çatıya güneş bataryaları kurdu ve aracı için de bitki atıkları kullanmaya başladı. Sudan ve alandan tasarruf etmek için dikey bahçeler ve kil saksılar kullanmaya başladılar.
'33 yıl önce insanlar bizim çılgın olduğumuzu düşünüyorlardı ama işe yaradı ve şimdi yediklerimizin %90'ı kendi bahçemizden geliyor.'
Kıbrıs yakınlarındaki Pathos'ta Neapolis adı verilen ekolojik bir şehir var. Akdeniz'in eşi benzeri olmayan bu bölgesinde evler, eğlence mekanları, alışveriş merkezleri, hastaneler, yeşil bir bölge ve deniz manzarası olacak. Bu akıllı şehirde araştırma merkezinde, üniversitede ve birçok yerde eğitim alma, çalışma şansınız olacak.
Neapolis'in kaynak sistemleri ise yapay zeka yardımıyla donatılacak. Enerjinin %25'i doğal kaynaklar kullanılarak üretilecek. Neapolis'teki bu yaşam 2023 yılında başlayacak.
2016 yılında Hindistan'daki gönüllüler 24 saat çalışarak 80 farklı ağaç türünü diktiler. Yol kenarlarına, tren yollarına ve kamu arazilerine diktikleri bu ağaçlarla, insanların yıllardır yakmak veya farklı amaçlar için kullandıkları ağaçları ülkeye yeniden kazandırmak istediler.
49.3 milyon ağacı bir günde dikerek dünya rekorunu da kırdılar.
Dünyanın teknolojik çöplüğü Afrika'ya dair ne var.Gelişmiş ülkeler için çöpleri, kendilerinin koyduğu ancak hiç birinin uymak istemediği kısıtlı geri dönüşüm kurallarını izleyen Afrika’nın uzak limanlarından birine boşaltmak, çok daha ucuza mal oluyor.Kurşun, kadmiyum çöplüğüne dönen batı afrika kıyıları sadece Afrika'yı mı tehdit ediyor.Avrupa Birliği ise ayrı bir çakal, yardım ediyoruz adı altında, tırlar ile binlerce ton atık gönderiyor. Bu çöplerin atıldığı bölgelerde insanların yaşam ortalaması 40 yl, hem onlar hem doğa ölüyor.Buradaki sorun bireysel duyarlılıklarla veya stk larla vs çözülebilecek bir sorun değil, gelişmiş kapital devletler daha maliyetsiz olduğu için bir yandan dünyayı çöplüğe çevirirken, bir yandan göz boyamalarıyla duyarlı insanlara kuruluşlara destek veriyor.Siz bireysel olarak istediğiniz kadar duyarlı olun, kar-rekabet her zaman dünyayı kirletmeye yetiyor.