Japonya Seyahat Acenteleri Birliği (JATA) tarafından seçilen Avrupa'nın en güzel 30 kasabasını tanımaya hazır mısınız?Nore nehrinin kenarında bulunan Leinster şehrine bağlı Kilkenny kasabası neredeyse bir şehir kadar büyük. Kilkenny Kalesi, St. Canice Katedrali ve Orta Çağ'dan kalma duvarlarıyla görülmesi gereken yerler arasında.Berat şehrinin eski kasabası olan Mangalem, Osum nehrinin kenarında bulunur ve Unesco Dünya Mirası listesindedir. Kasaba zamanında Bizans için önemli bir yerdi. Kasabada bulunan kale de bunu kanıtlar nitelikte.Normalde 10 kişilik nüfusa sahip olan şehir yılda 600.000 turist alıyor ve İtalya'yı gezmeye gidenlerin uğrak noktası olmayı başarıyor. Fakat volkanik hareketlenmeler yüzünden şehir büyük bir tehlikeyle karşı karşıya.Hayal edilmişte gerçeğe dönüşmüş gibi bir mimariye sahip olan bu kasaba asi pastel renklerle yapılan evlerin birbirine karışmasıyla bir film setini andırıyor.Sadece gündüzleri değil geceleri de ayrı güzel olan bu kasaba Avrupa'nın en iyi korunmuş Orta Çağ kasabaları arasında bulunuyor. Görülmesi gereken yerler arasında Orta Çağ'dan kalma duvarlar ve kasabanın kalesi bulunuyor.Karla kaplı olan kasaba çoğunlukla kar yüzünden dışarıdan ulaşıma kapanıyor. Kayak severlerin uğrak noktası olan bu kasaba kış tatillerini sevenlerin kesinlikle gitmesi gereken yerler arasında.Kendi diline sahip olan bu şehir kışları buz pateni yapmak isteyenler için bulunmaz cennet. Tarihi evleriyle görülmesi gereken yerler arasında.Dantelleriyle ünlü olan bu şehir Kıbrıs'ın güneyinde bulunuyor. Efsanelere göre 1481'de Leonardo da Vinci burayı ziyaret etti ve Duomo di Milano sunağına dantel aldı.Araba yasak olan şehirde Venedik mimarisinde ve pastel renklerle yapılan evler gerçekten etkileyici ve kasabanın tepesinde bulunan kilisesiyle görülmeye değer. Güzel yemekleri ve şehre özel mutfağıyla listenize eklemenizde fayda var.Avusturyalı ressam Giovanni Segantini'ye göre cennetin kapısı olan bu kasaba Alplerde bulunuyor. 300 kişilik kasaba aynı zamanda karla kaplı olmadığı zaman görülen çiçekleriyle de ünlü.İskandinavlar için popüler tatil noktalarından olan kasaba Gotland adasının içinde bulunuyor. En iyi korunmuş Orta Çağ kasabalarından biri olarak da Unesco Dünya Mirası listesinde.Taşın üstüne yapılan konutlarıyla ünlü olan kasaba, Cadiz şehrinin 100 mil kuzey doğusunda bulunuyor. Dağlardan avladıkları domuzlardan yaptıkları Chorizo sosisleriyle de ünlerini koruyorlar.Adriyatik kıyısında bulunan kasaba meydanları, kiliseleri, labirenti andıran sokaklarıyla ve deniz kenarındaki balık restoranlarıyla görülmesi gereken yerler arasında.Unesco Dünya Mirası sayılan bu kasabada toplam 45 yapı bulunuyor. Odundan yapılma evleriyle eski tarzları sevenler için görülmesi gereken yerler arasında.Doğu Avrupa'nın ünlü spa merkezi olan kasaba ünlü insanların şehrin sıkıntısından kaçıp rahatlamak için gittikleri bir yer.Kırmızı çatıları ve yarı odundan evleriyle hayallerden fırlamış gibi görünen kasaba Almanya'ya uğrarsanız gidip görmeniz gereken yerler arasında.Sağlık cenneti olarak adlandırılan kasaba aynı zamanda şarap yapımında kullanılan üzüm bağlarıyla da ünlü. Orta Çağda ticaret merkezi olan kasaba o zamanlardan kalma görüntüsünü halen korumakta.Antik Yunanlıların ticaret merkezi olan Gölyazı ülkemizde görülmesi gereken yerler arasında.Lofoten adasının kıyısında kurulu Reine kasabası Kuzey Norveç'in ruhu olarak anılıyor. Masmavi denizi, sevimli evleri ve çiçeklerle kaplı bahçeleriyle size dünyada cenneti yaşatacak yerler arasında.Komünizmin bitmesinde önemli rol oynayan şehir tarihi yapısıyla görülmesi gereken yerler arasında. Şehir aynı zamanda 300'den fazla dişçiye ev sahipliği yapıyor.Bulgaristan'ın 1876'da Osmanlı'dan ayrılmasında etkili rol oynayan şehir Bulgarlar için önemli bir yer ifade etmekte. Burada düzenlenen festivallere katılarak eğlenebileceğiniz Koprivishtitsa gidilmesi gereken yerler arasında.Finlandiya'nın en eski ikinci kasabası olan Porvoo, Finlandiya körfezinin kıyısında bulunur ve tarihi 14. yüzyıla kadar dayanır. Orta Çağ'dan kalma mimarisiyle görülmeye değer.300 metrelik dağın yamacında kurulu olan şehir kalesiyle ve Orta Çağdan kalma mimarisiyle ünlüdür.Alsace üzüm bağlarının bulunduğu kasaba çevredeki en sevimli kasaba olarak anılıyor. 16. yüzyıldan kalma evler, kasabayı savunmak için yapılan duvarlarıyla tarihi içinizde hissettiricek bir yer.Bu küçük kasaba bir çok ünlü ressama ilham vermiştir. Tablolarda görülen o muhteşem yerleri görmek isterseniz burayı ziyaret etmelisiniz.Polonya'nın güneyinde bulunan kasaba renkli dekorlarla kaplı evleriyle meşhur. Bu gelenek bir asır önceki kadınlar tarafından başlatıldı ve halen korunmakta.Dağ zirvesinde yer alan kasaba taştan evleriyle size Orta Çağ ruhunu tamamen hissettirecekOhrid gölünün kıyısında bulunan kasaba ismini bu gölden alıyor. Unesco'nun kültürel ve doğal miras listesinde kendine yer ediniyor.Unesco listesinde bulunan Kotor, Venedik'ten ilham alınan mimarisiyle görülmesi gereken yerler arasında.Romanya'nın kuzeyinde bulunan kasaba rengarenk evleriyle Romanya'ya gidenlerin kesinlikle uğraması gereken yerler arasında.
gölyazı'yı ne halt etmeye koydunuz. ne tarih kaldı orada, ne doğa..
Gölyaziyi gormeye calisirken asla bitmeyen gozleme kokusu ve isletme nedir bilmeyen cakal esnafa da goz kirpmayi unutmayin...
bir #18 e bak bir de diger yerlere bak resmen utanc kaynagi, bir kac bina yikip yerine park yapilmali ayrica su da temizlenmeli o suyun rengi ne öyle resmen pislik...