Geride Kalanlara Zarar Vermemek İçin Depremde Yakınını Kaybedenlerle Nasıl Konuşmalıyız?

Deprem felaketi ve inşa sürecinde göz göre göre yapılan ihmaller birçoğumuzun çevresindeki insanların hayatlarını kaybetmesine sebep oldu. Yakınlarını kaybetmiş depremzedelerle konuşurken ekstra dikkat edilmesi gerekiyor. Uzman Klinik Psikolog Gülce Uzonur da bu konuda bize destek oldu. 👇

Yaşadığımız büyük felaket göz önünde bulundurulduğunda hepimizin şu anda psikolojik olarak yıpranmış olması çok doğal.

Hepimiz bu kadar hassasken felaketin bizzat içinde olan veya yakınlarını kaybedenlerin yaşadığı psikoloji çok daha farklı.

Şu anda insanlar bu kadar hassas ve olaydan ötürü gerginken herkesin ağzından çıkanlara ekstra dikkat etmesi gerekiyor.

Depremde bir yakınını kaybetmiş insanlarla konuşurken söylemekten kaçınmanız gereken cümleler bulunuyor:

  • Bu senin kaderin.

  • En azından sen hayatta kaldın.

  • Daha kötü de olabilirdi.

  • Bak tüm ailesini kaybedenler var.

  • Ağlama, güçlü dur.

  • Her şey düzelecek. 

  • Ölenle ölünmüyor.

  • Sen şanslısın bak kurtuldun.

  • Haline şükret.

  • Ağla rahatlarsın.

  • Sakin ol.

  • Keşke şöyle yapsaydın.

Kaynak: Mutlu Mesaj

Kurduğunuz cümlelerin şu anda travma yaşayan insanlara verebileceği zararın farkında olmayabilirsiniz.

İyi niyetle kurduğunuz bu cümleler onlara kendilerini suçlu hissettirebilir, gereksiz olumlu telkinle rahatsız edebilir veya yası yaşamaya zorlayabilir.

Ve tabii bir de bu insanların kayıplarından dolayı yas sürecine girmeleri de oldukça doğaldır.

Yas süreci dört aşamalı gerçekleşmektedir. İlk aşamada kişiler ölümün gerçekliğini kavramakta zorlanabilirler. İkinci evreye geçildiğinde şokun etkisi azalır, kaybın acısı giderek artar. Üçüncü evreye geçildiğinde kaybedilen kişinin artık geri dönmeyeceği gerçeği fark edilir, çaresizlik duygusu hissedilir. Son evrede ise kaybın kesinliği ve sonuçları kabullenilir ve özlem ile üzüntü duyguları giderek azalır.

Kaynak: Türkiye Psikiyatri Derneği

Peki depremde yakınını kaybedenlerle nasıl iletişim kurulmalı? Bu sorunun cevabını Uzman Klinik Psikolog Gülce Uzonur verdi.

1.Kendileri duygularını aktarmak ve yaşadıklarını anlatmak isterse iletişim kurmalıyız.

Kendisini hazır hissetmiyorsa sözel iletişim için zorlanmamalı. Konuşmaktan ziyade dinleyici olunmalı.

2.Bu süreçte onları yalnız bırakmamalıyız.

Bu süreçte yalnız bırakmamak çok önemli. Sizlerle birlikte psikososyal destek sağlayabilecek başka yakını, arkadaşı, ailesi varsa mümkün olduğunca dahil edilmeli.

3.Sözel iletişim kuracak halde olmayabilir, iletişime zorlamamalıyız.

Sadece onun yanında olarak ve ihtiyaçlarını karşılaması için ona fiziksel olarak yardım ederek yanında olmak da bir iletişim biçimidir.

4.Bağ kurarak konuşmalıyız.

'Yaşadığın şeyi anlıyorum' demekten ziyade 'Şu an yaşadığın şey çok zor, bizim için de çok zor ama senin için daha da zor. Ben senin yanında olacağım, bu süreçte yanında olmak ve destek olmak istiyorum' denmeli.

5.Kişinin öz yeterliliğini azaltacak konuşmalar yapmaktan kaçınmalıyız.

Kişilere ne hissetmeleri gerektiği söylenmemeli, akut stres gösteren kişileri 'Geçti, senin yanındayım, burada güvendeyiz' gibi ifadeler kullanılmalı.

6.Kişilere ne hissetmesi gerektiğini söylememeliyiz.

Akut stres gösteren depremzedelere gözlerinin içine bakarak 'Geçti, ben de buradayım, şu an güvendeyiz' denilerek şu an güvende oluşuna odaklanması sağlanmalı.

En kısa sürede yaralarımızın sarılması, sorumluların yargılanması ve bir daha böyle bir felaket yaşamamamız dileğiyle...

Popüler İçerikler

Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
YORUMLAR
11.02.2023

En azından sen kurtuldun, kader böyleymiş, yaşadığına şükür et, ağlama gibi sözde tesellilerinizi bir yerinize sokun. İnsanlara sarılıp, baş sağlığı dileyip acılarını paylaştığınızı söyleyip yanlarında olmanız yeterli.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ