'Ahmet Hakan bir süredir kafayı Şeyma Subaşı’na taktı.
Önce hafiften dalga geçti. Tebessüm ettik.
Sonra dozunu artırdı ve polemiğe girdi.
“Cılkını çıkardı” dedik.
Ama iş artık çığırından çıktı.
Konu Şeyma Subaşı ile ilgili olsun olmasın, yazılarına Şeyma Subaşı’lı başlıklar atarak genç kadını aşağılamaya yönelik bir tavra dönüştü.
Şeyma Subaşı politik bir figür değil.
Bir suçlu değil.
Yolsuzluğa, hırsızlığa bulaşmış biri değil.
Bu yüzden de Ahmet Hakan’ın kendisine yönelik takıntısı artık eleştiri sınırlarını aştı.
Hakan’ın Subaşı’na uyguladığı şeyin adı her yerde “cinsiyetçilik”tir, “mobbing”dir, “kadın karşıtlığı”dır ve asıl olarak “kadına şiddet”tir.
Ahmet Hakan’ın Acun Ilıcalı’ya karşı bir tavrı olabilir.
Bilemem.
Ama Acun’la hesaplaşma yeri Şeyma Subaşı değildir.
Ahmet Hakan bir düşünsün, tavla arkadaşı Aydın Doğan’a karşı bir hesabı olanlar, Aydın Doğan’dan nefret edenler aynı şeyi Aydın Doğan’ın eşine ve kızlarına yapsalar doğru bulur mu?' yazısını kendisine bir hatırlatalım.
20 yaşında genç bir kız öldü bu kadar haber olmadı be.
Şeyma Subaşı'nı seversiniz sevmezsiniz bu apayrı bir konu ama yaşadıkları ,evliliği aldığı konuşulan nafakayı düşünürseniz bunda yasadışı kanunsuz birşey yok.Yaptığı bir hırsızlık yok.Özel hayatında yaşadıkları da başkalarını ilgilendirmez.Fatih Altaylı esas terbiyesizliği yapmış.
adam kadina kahpe dememis ya her boku da elestirmeyin anlamadan, atasozunu soylemis yani mecaz yaparak hemen de her boku savunup, duyar kasmaya yer ariyor millet. Fatih Altayli’nin da memleket ne halde bu kiz ne istiyor demesi de abes o memleket ne haldeyken neden Seyma’yi konusmus o da ayri mesele