Sevgi, aşk, hoşlanma; adına ne dersen de. Herkesin yaşadığı hisler bazen birbirine benzer, acıları benzediği gibi.Nereden başlayacağını bilemez, kalem kağıdın üstünde dans etmeye başladığında bir de bakmış aradan saatler geçmiş.Hayaller kurar, kurdukça gülümsemeye başlar.Mesela bir otobüs tutacağı bile bu duruma konu olabilir.Kimse onlara zarar veremez ve her şeyin üstesinden gelebilirler gibi hissederler.Para önemsizdir, değersiz değil. Yine de mutluluk için de öyle dolgun cüzdanlar gerekmez.O'nun olmadığı bir plan fazlasıyla rahatsız edicidir. Öyle bir birlikte olma arzusu...Kendine çok ters bir şey olmadığı sürece ve gereksiz bulduğu bir tartışmada 'evet' demenin zararı olmadığını bilir.Onu teselli etmeye çalışırsın, bir şeyler yapıp onu mutlu etmeye ya da sorunu çözmeye çalışırsın.Bir şeyleri O'na kabul ettiriyor olmak ya da üzerinde iktidar kurmak gibi salakça dertleri yoktur.Sana o kadar uzak, o kadar boş gelir ki...Öyle gözlerine ve dudaklarına bakarsın. Her cümle birbirini ardına akıp gider, sana yazılmış bir şarkı gibi.Hatta çok sevdikleri şarkıları olur, onların şarkıları. Mutlusu da olur, hüzünlüsü de.Neler yaşadığınızı, ne güzel günler geçirdiğinizi, yaşadığınız saçma şeyleri ve binlerce basit görünen hatıranın ne kadar da kıymetli olduğunu daha iyi anlarsın.
En önemlisi bilmelisin ki sen ne kadar üzülsen de özlesen de kızsan da o bunların hiçbirini yaşamaz seni çoktan eskilerinin içine atmıştır..
Yollarınız ayrılınca da unutamazsın, seneler sonra bile 'Ben Sende Tutuklu Kaldım' şarkısını duysan aklına ilk o gelir. Belli bir süre sonra ağlayamazsın da. Gözün dolar, başka yere bakarsın, boğazında bir yumru olur. İçine oturur oturur durur.
sadece ben böyle hissediyor muşum, oda hissetseydi keşke lan gitmezdi belki