Gerçekten Aşk Nedir? Filozof Arthur Schopenhauer'dan Aşka Dair Duygusallıktan Uzak 14 Alıntı

Aşk ile cinsellik; birbirleriyle alakalı fakat iki farklı kavram olarak biliyorduk, peki ya öyle değilse? Cinselliğin aşk üzerindeki gerçek etkisini öğrenmeye hazır mısınız?

Okuduğunuzda hem hak vereceğiniz hem de 'Yok canım o kadar da değil!' diyeceğiniz alıntılar için sizi içeriğe alalım. 👇🏼

Kaynak: Arthur Schopenhauer - Aşkın Metafiziği

Öncelikle kimdir bu Arthur Schopenhauer?

Kendisi 1788-1860 yılları arasında yaşamış Alman filozof, yazar ve eğitmendir. Ayrıca Nietzsche'nin ilk akıl hocasıdır.

Peki felsefesinde neyi savunuyor?

Schopenhaur, dünyanın özünün ve gerçekliğinin irade olduğunu dile getirir. Lakin bu iradenin işlerini zorlaştıran da akıl denetiminde olmayan istenç kavramıdır. İnsanın zor da olsa asla tamamen kurtulamayacak olsa da istenci dize getirmesi gerektiğini savunur.

Arzularınızı öldürün çünkü:

Aslında tüm o doyumsuzluklar yüzünden oluşan mutsuzluk döngüsünü kırmak için bunun gerekli olduğunu söyler. Fakat bize gerçekten istemediğimiz, geçici heveslerin kaynağı olan bu arzuları öldürürsek mutluluğa kavuşma garantisi de vermez Schopenhauer ki zaten burada diğerlerinden ayrılır, onun demek istediği şey mutluluğu arttırmak değil acılarımızı azaltmaktır.

Yaşarken değeri bilinmeyenlerden biri de Arthur Schopenhauer.

Aslında bu beyefendi yaşarken Jean Paul'den övgüler almıştır lakin yazdıkları insanları etkileyememiştir. Hatta kendisi para kazanmak için eğitmenlik yapmak zorunda kalmıştır. E ama bilindiği üzere zamanını aşan kişiler yüzyıllar sonra hak ettikleri değeri bir şekilde bulurlar, fotoğraf da bunun küçücük bir kanıtı.

Şimdi gelelim o şiirlerden imgelerle taşan aşkın metafiziğine.

Arthur Schopenhauer, Aşkın Metafiziği adlı kitabında aşkı hiç de bizim o bildiğimiz gibi masumane duygulara bağlamıyor. Hatta bırakın masumaneliği duygulara bile bağlamadığını söyleyebiliriz.. Şimdi sizi Schopenhauer ile baş başa bırakıyoruz.

1. "Gerçekten de, en incelmiş ve yücelmiş bir aşk bile kaynağını yalnız ve yalnız cinsel içtepide bulur."

'Daha doğrusu her aşk, daha belirlenmiş, daha özelleştirilmiş ve en dar anlamıyla daha bireyselleştirilmiş bir cinsel içtepidir ancak.'

2. "İki ayrı cinsten insanı, bunca güçle, sadece birbirlerine yaklaştıran şey, yaşama iradesidir."

3. "...herhangi bir aşığın en sonunda ulaştığı hazdan sonra bir hayal kırıklığına uğramasını ve bunca şiddetle istediği şeyin, herhangi başka bir cinsel doygunluktan farklı olmayışı karşısında şaşırıp kalmasını kolayca anlayabiliriz."

4. "Hedone hepanton alezonestaton. (Tüm varlığa karşı duyulan bomboş bir şehvet.)"

Aşk eşittir ne içi ne dışı olan bir arzu...

5. "Erkeğin aşkı, doygunluğa erdiği andan sonra, gözle görülecek biçimde azalır."

'Önüne çıkan her kadın, elde ettiği kadından daha çekici gelir ona; çeşitliliği arzulamaya başlar.'

6. "Kadının aşkı ise, doygunluğa erdiği andan sonra artmaya başlar."

'Bu, doğanın amacının, türün sürdürülmesi ve elden geldiğince çoğaltılması olmasının bir sonucudur.'

7. "Kadınları genel olarak büyüleyen şey, erkeğin kuvveti ve buna bağlı olan cesaretidir."

'Çünkü bu özellikler, sağlam çocukların ortaya çıkabileceğinin ve bu çocuklar için cesur bir koruyucunun bulunduğunun işaretidir.'

8. "Evliliğin aradığı şey, entelektüel bakımdan hoş vakit geçirmek değil, çocuk dünyaya getirmektir."

'Kafa bakımından bir bağlanış değil, gönül bakımından bir bağlanıştır evliliktir.'

9. "Bir kadının, sırf kafası ve kültürü yüzünden bir erkeğe aşık olduğunu söylemesi, saçma ve beyhude bir iddiadır."

'Ya da yozlaşmış bir mizacın sonucudur.'

10. "Erkekler ise, içgüdüsel aşklarında, kadın karakterinin özelliklerinin etkisinde kalmazlar."

11. "Her birey cinsellik derecesi kendisine uygun düşen bir bireyi arayacaktır."

12. "Eros'un özellikleri arasında, öldürücü oku, körlüğü ve kanatları dikkat çeker."

'Sonuncu özellik vefasızlığı anlatır ve vefasızlık, genel olarak doygunluğa erişmenin ardından her zaman gelen hayal kırıklığı ile birlikte ortaya çıkar.'

13. "Âşık, sevgilisi uğruna her fedakarlığı yapmaya hazırdır!"

'Çünkü sevgilisine çevrilmiş olan ve sevgilisini isteyen yanı, âşığın ölümsüz olan yanıdır.'

14. "Öte yandan, tutku ne kadar bireyselleşmişse, şiddeti o kadar artmıştır."

'Yani, sevilen bir kimse, vücudu ve manevi nitelikleri bakımından, aşığının bireyselliğinin doğurduğu gereksinimlere ne kadar uygunsa, bu duygu da o kadar şiddetli olur.'

Anlaşıldığı kadarı ile filozof da olan Arthur Schopenhauer'in değinmek istediği şey 'cinsellik, arzu ve şehvet aşkın sonuçları değil nedenleridir.'

Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Aşk Uğruna Yanan mısın Yoksa Yakan mı?
Hangi Aşk Filmisin?
Aşk Gözünü Ne Kadar Kör Ediyor?

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
YORUMLAR
01.10.2020

Kısmen haklı.

01.10.2020

Adam haklı

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ