İnsanlı uzay araçlarına ait hız rekoru saatte 39 bin 897 km ile Apollo 10’a aittir ve 26 Mayıs 1969 gibi oldukça eski bir tarihte gerçekleşti. Sonraki yıllarda defalarca kullanılan uzay mekikleri ise yaklaşık 29 bin km hıza ulaşabiliyordu.
Bugüne kadar Mars’a en hızlı gitmeyi başarmış olan mekik Mariner 7’dir ve 131 günde Mars’a gitmiştir.
Güneş Sistemine en yakın yıldız sistemi olan Alfa Centauri’nin yaklaşık 4 ışık yılı uzakta olduğunu düşünürsek, şu an sahip olduğumuz teknolojilerle en yakın yıldız sistemine ulaşmak için insan ömrü yeterli gelmeyecek.
Uzayda hareket hızını sınırlayan şeyler var. Birincisi teknolojiden önce insan vücudunun sınırlarıdır. G Kuvvet etkisi gibi. İnsan vücudu kendi ağırlığının beş katı büyüklüktedir; G Kuvvetine iki dakika ancak dayanabiliyor.
Natural Science dergisindeki bir araştırmaya göre, ışık hızının yarısı hızda hareket eden uzay araçlarının yıldızlararası ortamda hidrojenle çarpışmaları durumunda açığa çıkacak yüksek enerjili parçacıkların uzay aracının radyasyon kalkanını geçip içerideki insanlara ve elektronik donanıma zarar verebileceğini belirtiyor.
Öyleyse bu hız üzerine fikir üretmek ne işimize yarayacak?
Malum ışık, saniyede yaklaşık olarak 300 bin km (tam olarak 299.792.458 metre) yol alıyor. Işığın yolculuğuna dair en son, James Webb teleskobunun gönderdiği resimlerle bir boyut kazanmıştır. Öyle ki 14 milyar ışık yılı uzaktan resimler getirmişlerdi. Yani saniyede 300 bin km’yi saatle, ardından gün, yıl ile çarpın ve 14 milyar yıl ile düşünün…
Beyniniz durmadı değil mi?
Çünkü beyin daha fazlasını da kaldırabilecek güçte ve hızdadır…
Peki, ışık hızından daha süratli bir şey bulunsaydı? İşte düşüncelerinizi o noktaya odaklayın!
Soruyu şöyle değiştiriyorum: Oğlunun başının üstüne elma koyup, Giyom (Guillaume) Tell’e yayındaki ok ile elmayı vurmasını söyleyen o acımasız vali, ya şöyle bir şey deseydi: Ok, elmayı vuruncaya kadar, bize kimsenin aklına gelmeyen bir düşünce üretirseniz, oğlunuzu kurtaracağız!
Ok hızından daha hızlı bir şey, burada düşüncedir. Okun yaydan çıkan hızının 240 km olabileceği öngörülüyor. Teknik olarak bu mümkün mü? Burada nöronların çalışma hızını bilmek gerekiyor. Çok teknik bir konu… Şimdilik, sizi beynin nöronları içinde kaybetmek istemiyorum.
Malum bütün vücudumuz milyarlarca nöron ağı ile kaplı. Beynin çalışmasını anlamak için yaşayan bir beynin için fikren bakmalıyız. Çünkü beyin mekanik değil, elektriksel ve kimyasal bir sistemle çalışıyor. Beyin, nöron adı verilen 100 milyar hücreden oluşuyor. Bu nöronlar birbirleriyle iletişimi elektrik ile sağlıyor.
Ten, göz, kulak, dil ve burun ile alınacak her hangi bir sinyali süratle beyne intikal ettirir ve beyin de bunun karşısında bir tepki verir. Bu tepkiyi aldığı eğitime, görgüye, bilgiye göre hızlandırabilir.
Bazı insanlar diğerlerinden hızlı düşünür ve kendi düşünme hızınız hayatınız boyunca değişir. Değişik faktörlerle nöronlar potansiyel bir aksiyon hızını saatte 432 kilometreye kadar arttırabilir. Sürati intikal denilen bir tanım vardır. Mesela, trafikte seyir esnasında öndeki araç ile aranıza bir mesafe koyarsınız. Bu mesafe aracın hızı arttıkça uzamalıdır. Öndeki aracın durması veya herhangi bir olumsuzluk anında sürati intikali gerekir. Yani olayı görüp, ayağınızı gazdan çekip, frene basmanız arasındaki zaman ile aracın durması mesafesini ayarlamanız sürati intikaldir, düşünce hızınızdır. Trafik deneyimi düşünce hızını artırır.
Muhtemel ki İsviçreli Giyom Tell gibi okçu birinin zihin odaklanması ve nöronların aksiyon hızı 432 kilometreye çıkıyordur. Böyle bir potansiyel çoğu kişi için var. Yeter ki kullanabilsin. Yani Giyom Tell mutlaka ilginç bir fikir söyleyip ve oğlunu kurtaracaktır. Ya siz?
Düşünce becerisi yanı sıra düşünce hızı da önemlidir. Şimdi biz öyle bir devirdeyiz ki İsviçre ve Fransa sınırındaki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) milyarlık aletler Higgs bozon parçacığını gözlemliyoruz. Işıktan daha hızlı hareket edebilme ihtimali olan parçacıkları keşfediyoruz.
dusunce gucu bir yerden bir yere isik hizindan hizli gidildigini hayal edebilir ama gercek suki isik hizi isigin hizi degildir, isik hizi icinde bulundugumuz evrenin uzay-zaman dokusunun bilgiyi neden-sonuc iliskisini iletebilme hizidir. yani sadece madde degil hic bir fikir dusunce bilgi neden-sonuc iliskisi isik hizindan hizli bir yere aktarilamaz. isik hiziyla ulasabilecek ufuk sinirinin otesi bizim icin yoktur, orda gerceklesen hic bir sey bizi etkileyemez, bilgisi bize ulasamaz, ayni sekilde bizim yapacagimiz hic bir sey oraya etki edemez, hayallerimiz dusuncelerimiz oraya ulasamaz.
baslik sacma olmus, gunes mi isik mi derken?
Zam en hızlı yetişmek ne mümkün amk onun ben. Çok hızlı pçin evladı geçmişini skm nede hızlıymış