Beynimiz vücudumuzun en gizemli organı belki de ve yıllar boyunca beynimizle ilgili birçok araştırma yapıldığı halde, hala net bir bilgiye ulaşabilmiş değiliz. Beynimizle ilgili de sosyal medyada birçok farklı iddiaya şahit oluyoruz. Bu iddiaların 10 tanesinin doğrularını sizler için derledik. İyi okumalar. :)
Zeka beynin büyüklüğüne göre değil, beyindeki nöronlar arasındaki bağlantılar olan sinapslara göre belirlenir. Zeka, beyin büyüklüğünden ziyade ön lob hacmi ve gri madde hacmiyle bağlantılıdır.
Araştırmalara göre alkol beyin hücrelerinizi öldürmüyor. Ancak bunun yerine, beyin fonksiyonlarını bozabilir ve başka ciddi sorunlara neden olabilir. Örneğin, aşırı içki içmek veya uzun süre ağır içki içmek nöronların birbirlerine mesaj gönderme yeteneğine zarar verebilir. Bu da hafıza kaybına, kas koordinasyonu eksikliğine ve unutkanlığa yol açabilir.
Araştırmalar, beynin tüm bölgelerinin aktif olarak çalıştığını göstermekte. Beynin vücudumuzun enerjisinin yaklaşık yüzde 20'sini kullandığına inanılıyor ve aynı şekilde uzmanlara göre beynin bu kadar küçük bir bölümünün enerjimizin bu kadar büyük bir kısmını kullanması çok mantıklı değil. Beynin görüntüleri de sağlıklı bir beynin her bir bölgesinin hareketli olduğunu göstermiştir.
Beyin 25 yaşlarında tam gelişimine ulaşır ve bilişsel yetenekler de bundan sonra pek değişime uğramaz. Bu nedenle, yaşlandıkça bilgeliğimizi ve bilgimizi korumak için beynimizi korumak bize bağlıdır. Beyni korumaya yardımcı olmanın harika bir yolu, egzersiz yaparak, dengeli beslenerek ve sosyal olarak aktif kalarak sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmektir.
1993 yılında 36 öğrenciye yapılan bir çalışma Mozart dinleyen üniversite öğrencilerinin özel muhakeme yeteneklerinde gelişme olduğunu göstermiştir. Ancak, çocuklarda veya doğmamış bebeklerde herhangi bir gelişme görüleceğine dair bir bulguya rastlanmamıştır. Müzisyen Don Campbell, Mozart'ın müziğinin yaşamları etkileyebilecek bir nitelikte olduğunu iddia eden bir kitap bile yayınladı. Bu iddiaların ortaya çıkmasından bu yana da, Almanya Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı tarafından yürütülen bir çalışmada klasik müziğin çocukların zekasını artırabileceğine dair hiçbir kanıt bulunamadı.
Stanford Center on Longevity tarafından hazırlanan bir raporda, zeka oyunlarının bilişsel yetenekleri geliştirdiğine dair çok az kanıt bulunduğu gösterilmiş. Raporda; kitap okuma, sosyalleşme, egzersiz ve bahçe işleri gibi günlük yaşama fayda sağlayan faaliyetlere zaman ayırmanın beyin için daha verimli olabileceğine dikkat çekiyorlar. Alzheimer ile karşı karşıya olabilecek yaşlanan yetişkinler gibi küçük bir yüzdenin bu oyunlardan faydalanabileceğine dair kanıtlar olabilir.
Her insan farklı ilgi alnlarına ve yeteneklere sahiptir. Günümüzde de birçok insan bu durumu bazı insanlarda sol beynin baskın olduğunu bazı insanlarda da sol beyinin baskın olmasından kaynaklı olduğunu düşünüyor.
2013'te Utah Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, aslında beynimizde baskın olan herhangi bir taraf yok. Bu araştırma da aslında bu bilinen genel algıyı yanlış çıkartıyor.
Baskının daha fazla iş yapmanızı sağladığı bir gerçek ama daha iyi iş yaptığı da aslında büyük bir yanılgı. Hatta baskı altında çalışma yapılan işin verimini düşürme potansiyeline sahiptir.
Araştırmalara göre baskı altında bir beyin, daha az yaratıcı ve öğrenmeye daha fazla kapalıdır. Aynı zamanda baskı altındaki bir beyin, yaptığı işi de sürekli erteleme eğilimindedir. Uzun lafın kısası beyin baskı altındayken verimli çalışmaz.
İnsan beyni yaklaşık 2 kg ağırlığındadır ama bir amber balığı beyni ise yaklaşık 10 kg'ye kadar çıkabilir. Hatta daha küçük hayvanların bile insanlardan daha büyük bir beyne sahip olması olasıdır. Yukarıdaki maddelerin birinde de bahsettiğimiz gibi, insan beyninin ölçütü zekaya etkili bir şey değildir.
Hayatımız boyunca zeka seviyemiz her zaman bir gelişme içerisindedir. Özellikle 2o'li yaşlarda aktif olan beynimiz her yıl farklı bir gelişme de kaydeder. Araştırmalar bir kişinin zeka seviyesini belirlemenin farklın farklı yollarına başvurduğu için ne yazık ki, zekamızın ne düzeyde olduğunu tam olarak öğrenemeyiz.