Kendimizle karşılaştırma yapmadan okuyalım bakalım... 🙄iPhone 12, Playstation 5, robot süpürge... Birçok ülkede kısa süreli bir para biriktirme sürecinin ardından satın alınabilen bu ürünler, fakir ülkelerdeki insanlar için yalnızca almak isteyecekleri ürünler olarak kalır.Hem özel sektörde hem de kamuda işinin ehli insanlar yerine doğru yerlerde tanıdıkları olanlar işe alınır. Bu kişiler tanıdıkları vasıtasıyla girdikleri işin hakkını veremezler, sistemde aksaklıklara neden olurlar.Geçimini sağlayamayan birinin her şeyi boş vererek sanatla ilgilenmesini tabii ki bekleyemeyiz. Ayrıca bu ülkelerde restorasyon facialarıyla da sıklıkla karşılaşılır.Kimi öğrencilerin hakları olan eğitime ulaşmak için ekstra çaba harcamalarına gerek kalmazken kimilerinin ise dağları bayırları aşması gerekir. Kimisi akıllı tahtada kimisi ise kara tahtada eğitim görür. Tüm bu eşitsizliğin yanı sıra toplumun özellikle orta yaş ve yaşlı kesimi eğitimsizdir. Gençleri de eğitim görmüş ancak eğitilememiştir.Anksiyete, panik atak, depresyon... Geçim sıkıntısı nedeniyle vatandaşlar hayatlarının her alanında sorunlar yaşamaya başlar. Bu durum da psikolojik rahatsızlıkların kendini göstermesiyle sonuçlanır.Halk evine götürecek ekmek bulamazken, devlet yönetimindekiler gereksiz şeylere fazla harcamalar yapmalarıyla gündeme gelir. Ayrıca halkın yoksulluğunu görmezler. Özetlemek gerekirse fakir ülkelerin yöneticileri zengin olur. Örneklerinden biri de Tayland Kralı Bhumibol Adulyade.Paranın direkt olarak mutluluğu getirip getirmediği tartışılır ancak parasızlığın mutsuzluğu beraberinde getirdiğine şüphe yok. Geçim sıkıntısı çeken insanın her şeye bir anda yoktan yere öfkelenmesi pek şaşırtıcı değil.Herkes her konuda bilgili olduğunu düşünür ve başarılı olduğu şeyleri tespit edip ona yoğunlaşarak çalışmalar yapmak yerine oldukları yerde saymayı seçerler.Yurt dışından gelmiş bir turist veya en basitinden yurt dışından alınmış bir tişört bile girilen ortamda üzerine dakikalarca konuşulacak kadar önemsenir. En sıradan şeyler bile söz konusu yurt dışıyla bağlantılı olduğunda büyük hayranlıkla bahsedilir.İnsanlar geçimlerini sağlamak için yoğun bir şekilde çalışmak zorunda kalırlar. İşin yorgunluğu ve hobi malzemelerinin pahalı olması nedeniyle de isteseler bile bir hobiye sahip olamazlar.Fakir ülkelerde işverenler çalışanlardan yüksek performans sergilemelerini beklerken emeklerinin yarısını bile karşılamayacak şekilde maaş verirler. Eğer ki çalışan bu maaşı kabul etmeyecek olursa da işinden edilir.Zengin olan çok zengin, fakir ise çok fakirdir. Bu da toplumda büyük bölünmüşlüklere, anlaşmazlıklara yol açar. Zenginler fakirlerden nefret eder, fakirler de zenginlerden.Gençlik gezince güzeldir ama elinde yalnızca o günü kurtaracak kadar parası olan bir genç nasıl gezebilir ki? Gençlik yıllarını doyasıya yaşayamayan kişiler de orta yaşlarına geldiklerinde bir bunalım krizine girebilirler.Evine düzenli olarak et girebilen aileler, gezen tavuktan yumurta tüketebilenler, kışın dışarısı soğukken kaloriferi rahatça açabilenler, okul için gerekli ihtiyaçları alabilmek için maaş gününü beklemeye gerek duymayanlar...Çalışanlar yapacakları işleri yalnızca yapmak için yapar, en mükemmel şekilde tamamlamaya çalışmazlar. Bu nedenle çoğu iş tam anlamıyla bitirilemez.
Çok tanıdık geliyor nedense :)
6 numara icin daha yakinlardan bir ornek yok mu ya, o kadar uzaga gitmeye gerek yoktu
cennet gibi ülkede sefaletten ölücez.