Evin bal dök yala kıvamındadır, temiz olduğunu gördükçe derin bir 'Ohh!' çekersin ve çoook mutlusundur. Hayat daha yaşanılabilir bir yer olmuştur, kuşlar cıvıl cıvıl ötüyordur, ağaçlar çiçek açmıştır ama bu ortamı mahveden bir cümle duyarsın... 👇
Evin bal dök yala kıvamındadır, temiz olduğunu gördükçe derin bir 'Ohh!' çekersin ve çoook mutlusundur. Hayat daha yaşanılabilir bir yer olmuştur, kuşlar cıvıl cıvıl ötüyordur, ağaçlar çiçek açmıştır ama bu ortamı mahveden bir cümle duyarsın... 👇
O an zaman durur. Senin için o halıya ya da kapının girişine ayakkabı ile basması ile kalbine basılması arasında hiçbir fark yoktur. 'Sadece bir şey alıp çıkacağım.' yalanına kanacak göz var mı bizde?
Olay sadece silmek değil ki! O lekenin kumaşın liflerine ya da fayansların derz aralarına işleme ihtimali ve silerken oluşacak olan su izi bile saç baş yoldurtur. Bunları düşünmekten yediğin yemeğin tadını bile alamazsın.
Dünyanın en büyük yalanlarından biri. O bardak mutlaka terleyecek ve o sehpanın üzerinde o halka izi kalacak. Lütfen ya! O altlığı kullanmak bir nezaket kuralıdır. Zor bir şey değil!
'Bırak dağınık kalsın.' mı? Bu cümle bizim lugatımızda yok. Ben dağınık bir ortamda ne uyurum ne de dururum. O dağınıklık orada dururken uyku tutmayacağını bilmiyorlar tabii.
İltifat mı etti yoksa çok titiz olmam onu rahatsız mı etti belli değil. Biz buna düzen diyoruz, yaşanmışlık hissi için etrafın çöp eve dönmesine gerek yok. Ayrıca ev dediğin temiz olur. Bir müzenin evinden ne eksiği var?
Bunu duyan bir temizlik aşığının o anki nabız atışı ölçülse rekorlar kitabına girer. Rutubet kokusu ve su lekesi hayaliyle gelen ani fenalık hissini teoride kimse anlayamaz. Yaşayan bilir.
Dışarıdaki yağmur lekesi ayrı, içerideki parmak izi ayrı! O cam, dışarısı görünmeyecek hale gelene kadar bekleyemeyiz. Alacaksın bezi ve cam silme suyunu, bir güzel sileceksin bak ayna gibi olacak!
Ama ben kapı kapalı olsa bile görüyorum! O dağınıklık orada olduğu sürece benim içim rahat etmez. Kapı kapalı olsa bile oranın düzenli olduğunu bilmek içimi ferah tutar.
Saklamak zorunda değilim. Fatura numaramı biliyorsam kağıda ne gerek var? Hem bir arada tutması ayrı dert, ayrı ayrı yerlerde tutmak da apayrı bir dert. Ya çöpe ya da geri dönüşüme!
Senin gözün mikroskobik düzeyde çalıştığı için o minicik kırıntılar sana dev bir kaya parçası gibi görünür. O süpürge açılacak, kaçarı yok!
Çünkü hiç kimse ama hiç kimse o köşeleri senin gibi bucak bucak temizleyemez. 'Kendi işimi kendim yaparım.' gururu vardır ya bilirsin. En ağır basan duygulardan biridir.