Kısmen gerçek olaylara dayandığı ortaya çıkan 8 ürkütücü şehir efsanesi sizlerle:
Kısmen gerçek olaylara dayandığı ortaya çıkan 8 ürkütücü şehir efsanesi sizlerle:
Bir görünüp bir kaybolan insanlarla ilgili ürkütücü olaylar yaşadığını iddia edenler, genellikle ya uzun süre uykusuz kalmış ya da uyku felcine uğramış insanlardan oluşuyor. Yüzyıllar boyunca, gecenin bir yarısı uyanıp karanlık bir figürün üzerlerine çullandığı ya da odanın bir köşesinden kendilerine baktığını gördüklerine yemin eden insanların hikayeleri kulaktan kulağa yayıldı...
Ancak Fukuoka, Japonya'da yaşanan bir olayda, yalnız yaşayan bir adam evde eşyaları hareket ettiren ve yemek çalan başka bir şeyi varlığından şüphelenmeye başladı. Eve yerleştirdiği güvenlik kamerası tarafından kaydedilen görüntülerde, mutfak dolabının içinden çıkan yaşlı bir kadın görülüyordu... Tatsuko Horikawa (58) adındaki bu evsiz kadın, yaklaşık bir yıldır adamın evinde yaşadığını ve dolapların içine saklandığını itiraf etti.
Elbette bu hikaye 'gölge insanlar'ın varlığını kanıtlamıyor; ancak birinin sizi izlediği hissine kapılacak olursanız iki kez düşünmenizi sağlayacağı kesin.
Oregonluların dinleyerek büyüdükleri bu hikaye, gerçek bir olaya dayanıyor. Sahile vurmuş bir balina + adi patlayıcılar = gökyüzünden yağan kanlı balina yağı...
1970 yılında ölü bir İspermeçet balinası Oregon sahiline vurmuş ve yetkililer de cesedi ortadan kaldırmanın en iyi yolunun onu patlatmak olduğunu düşünmüşler.
Balinanın kendi kendine patladığı efsanesi elbette çok çabuk yayılmış.
Donmuş olmalarına rağmen hala canlı olan insanlarla ilgili efsaneler, bilim insanlarının itirazlarına rağmen yüzyıllardır anlatılmakta.
1981 yılında, Kuzey Dakota'da yaşanan bir olayda, resimde gördüğünüz Jean Hilliard isimli genç kadın -22ºC'de mahsur kaldıktan sonra donmuş halde bulunmuştu.
'Hastaneye götürüldüğünde, derisi hipodermik bir iğneyle delinemeyecek kadar sertti. Vücut ısısı, bir termometrenin gösteremeyeceği ölçüde düşüktü. Yüzü çok soluktu ve gözleri ışığa tepki vermiyordu. Ancak yaşıyordu. Nasıl canlı olduğunu açıklayamıyorum.' diyor Dr. George Sather.
Bu oldukça tüyler ürpertici bir hikaye, Peru'da 400 yıldır anlatılıyor. Turistleri avlayan ve onların yağları ile beslenen vampir miti aslında gerçek olabilir. Elbette 'vampir'den kastınız, karaborsada insan yağı satan kaçakçılar ise...
Peru polisi bu olayı yıllar boyunca araştırmış ve 2009 yılında insan yağı kaçakçılığı yapan bir çeteyi ele geçirdiklerini açıklamışlar.
Batı Pensilvanya'da bir otoyol restoranına gidip, Yeşil Adam'ı gören olup olmadığını sorarsanız insanların ellerindeki çatal bıçakları yere düşürdüklerine şahit olabilirsiniz.
Bölgede Yeşil Adam ya da Yüzü Olmayan Charlie olarak anılan ve yeşil bir ışık saçtığı söylenen doğaüstü bir varlığın dolaştığı efsanesi oldukça yaygın. Bu şehir efsanesinin baş karakteri ise gerçek bir insan.
Gençken bir kazada yaralanan Raymond Robinson, gözlerini, burnunu ve kulaklarından ve kollarından birini kaybetmiş. Cildi o kadar büyük zarara uğramış ki; yeşilimsi bir renk almış. Toplum tarafından dışlanan Raymond insanları korkutmamak için geceleri yürüyüşe çıkmayı tercih ediyor.
Zindana benzer bodrumlarında karanlık bir şeyler yapıyor olduğundan şüphelendiğiniz ürkütücü komşularınız varsa, aklınıza bu efsaneye benzer bir hikaye gelmiş olabilir. En yaygın 'koleksiyoncu' efsanesi, insan vücudu parçalarını biriktiren ve onları cam kavanozlarda sergileyen komşularla ilgili efsane...
Rusya'da ise bu efsane gerçek olmuş. Bir Rus tarihçisi olan Anatoly Moskvin, Moskova'nın doğusundaki kasabalara giderek mezarlıklardan en az 29 ceset çalmış. Bu cesetlere platin sarısı peruklar takarak yarattığı bebekleriyle de çok gurur duyuyormuş...
Arkansas'ta oldukça yaygın olan bu efsane, çocukluk yıllarını kedi ve köpeklere işkence ederek geçirdiği söylenen zalim bir çocuk ile ilgili. Çocuğun aynı zamanda paranormal güçlere sahip olduğu da söyleniyor.
Bu efsane de kısmen gerçek olaylara dayanıyor. Gerald Floyd Bettis isminde bir adam, aile evini daha fazla kedi ve köpeği hapsedebilmek için genişletmiş.
Bettis, ailesine karşı da oldukça zalim davranıyormuş. 'Onları evin üst katına hapsetmişti. Onlara yemek veriyordu, ancak sadece canı istediği zamanlarda.' diyor bir komşu.
Bettis'in paranormal güçlere sahip olduğu konusunda herhangi bir kanıt bulunmasa da, 1.93 boyunda ve 137 kilo olduğu için insanlar ondan oldukça korkmuş olmalı.
'70 ve '80'lerde Staten Island'da birkaç çocuğun kaybolmasının ardından, çocukları kaçıran 'öcü' efsanesi hızla yayıldı.
Ormanda yaşayan uyuşturucu bağımlısı bir okültist olan Andre Rand, çocuk kaçırma ve birinci dereceden cinayet suçlarından 50 yıllık hapse mahkum edildi. Ancak, olay hala tam olarak çözülmüş değil.