Rivayete göre İstanbul'un fethi esnasında Ayasofya'nın papazı, İsa'nın kanının doldurulduğu söylenen 'kutsal kase'yi alarak Ayasofya'daki bir kapıdan kaçtı. Yani kaseyi Müslümanlardan sakladı. Bu papazın ve kutsal kasenin İstanbul tekrardan Hıristiyanlar tarafından ele geçirilirse ortaya çıkacağı söyleniyor.
Hz. İsa'nın çarmıha gerilmesi anında kullanılan çiviler ve haç sembolünün Ayasofya'da tutulduğu düşünülüyor. Kudüs'ten gizlice getirildiği söylenen bu emanetleri 40 bin yıl sonra Hz. İsa'nın Ayasofya'ya gelerek alacağına inanılıyor.
Tam 361 kapısı bulunan Ayasofya'nın bu kapılarının 101 tanesi diğerlerinden çok daha büyük ve heybetli. İnsanlar, bu özel kapıların tılsımlı olduğuna inanıyor.
Söylentilere göre İstanbul'u fethinden sonra camiye dönüştürülme çalışmalarına başlanan Ayasofya'da bir türlü ilerleme kaydedilmez. Şeytanın işçilere vesvese verdiğine inanan Akşamseddin, Allah'a dua ederek şeytanı Ayasofya'daki bir mermere hapsediyor ve Ayasofya hızla camiye dönüştürülüyor.
1264 yılında yapılan Deisis Mozaiği, Ayasofya'da yer alan pek çok mozaik gibi göz dolduruyor. Oldukça ünlü olan bu mozaikteki İsa figürünün İsa olmadığına inanılıyor. Bunun esas nedeni ise mozaiği zorla Hıristiyanlaştırılan Paganlar tarafından yapılması. Söylentilere göre mozaikte İsa gibi görünen isim aslında Apollon.
Ayasofya'nın güneydoğu kubbelerinin birinin tam 6 metre yukarısında bir iz var. Pençe ya da ele benzetildiği için pençe nişanı ismini alan bu izin, Fatih Sultan Mehmet'in el izi olduğunu düşünülüyor. Söylenene göre Fatih'in atı korkup şahlanınca elini buraya yaslamış ve el izi orada kalmış.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u fethettikten sonra cuma namazını Ayasofya'da kılmak ister, fakat namazı 2 kez bozar. Çünkü Ayasofya'nın kıbleye bakmadığını söyler. Bunun üzerine Hz. Hızır'ın Meryem Ana'nın Ağlayan Sütunu yani Terleyen Direk'e parmağını sokarak bir hamlede Ayasofya'yı kıble yönüne çevirir.
Söylenene göre Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethederken Ayasofya'daki papazlar balık kızartıyordu ve bu balıklar fetih gerçekleşince tavadan fırlayarak taş kesildi. İmparator Kapısı'nın önündeki balık figürlerinin bu şekilde oluştuğu düşünülüyor.
Pek çok kişi Ayasofya'da kıyametin ne zaman kopacağının yazdığını düşünüyor. Hz. Hızır tarafından yazıldığı düşünülen kıyamet tarihi: “On Sekizinde Yevm-i Pazar, sene 1038”.
Ayasofya'daki Dilek Sütunu'nun daha önce Meryem Ana'nın evinde olduğu söyleniyor. Hz. İsa'nın yakalanması ve çarmıha gerilmesi esnasında gözyaşlarına boğulan Meryem Ana, bu gözyaşları ile sütunu eritmiş. Ayasofya'nın inşası sırasında buraya getirilen sütun Ayasofya'nın bir parçası haline getirilerek kiliseyi kutsal bir yer haline getirmiş. Günümüzde Ayasofya'yı ziyarete giden insanlar Dilek Sütunu'na baş parmaklarını sokup çevirerek dilek tutuyor.
Madde 6; "Kutsalımıza nallarla girdiler!! :D
Madde 2; Geri alıp ne yapacak .d