Gerçek Kökenlerini Öğrenince Ufkunuzu Açıp Etimolojiye Aşık Olmanızı Sağlayacak Harika Kelimeler

Dünyanın dört bir yanında kullanan binlerce kelimenin nereden türediğini inceleyen bilim dalına 'etimoloji' deniyor. Twitter'daki Etimoloji sayfası hem günlük hayatımızda hâlâ kullandığımız, hem de unutulmaya yüz tutmuş birbirinden harika kelimeleri ve ardında yatan hikayeleri ile kökenleri insanlarla paylaşıyor. 

Kökenleri ile ufkunuzu sonsuzluğa açacak bilgileri alabileceğiniz yeni kelimeler için buyurun! 👇

Kaynak: Etimoloji Twitter sayfası

Kökenbilim olarak da bilinen etimoloji, bir sözcüğün kökenine inerek hangi dile ait olduğunu, ne zaman ortaya çıktığını, anlam ve ses bakımından geçirdikleri dönüşümleri inceleyen bilim dalıdır.

Örneğin 'etimoloji' kelimesinin kökenine bakarsak, Fransızcada aynı anlama gelen 'étymologie' sözcüğünden Türkçeye geçmiş ve ilk kullanımı bilindiği kadarıyla 1910 yılında olmuştur. Kökeni ise Grekçe asıl, hakiki, gerçek anlamındaki έτυμον (étymon) köküne akıl, bilim, söz anlamlarındaki λόγος (lógos) ekinin eklenmesinden türetilmiştir.

Twitter'da Etimoloji isimli sayfada bazen günlük yaşamda kullandığımız, bazen de artık unutulmaya yüz tutmuş kelimelerin birbirinden ilginç kökenlerini paylaşan Erhan İdiz, kelimelere ve edebiyata gönül vermiş bir yazar.

'Sözün Başladığı Yer' isimli kitabındaki etimolojiye dair harika bilgilerini bir yandan da Twitter'da paylaşarak hepimizi aydınlatıyor İdiz.

Sayfayı buradan takip edebilirsiniz.

Geçen haftaki içeriğimizi okumak için buyurun;

Gerçek Kökenlerini Öğrenince Ufkunuzu Açıp Etimolojiye Aşık Olmanızı Sağlayacak Harika Kelimeler

1. Dulda, unuttuğumuz kelimelerden biri. Moğolcadan dilimize giren dulda; gölge, himâye demek.

Anadolu’da 'yağmur, güneş ve rüzgârın etkileyemediği kuytu yer' anlamında kullanılır.

“Yiğit duldasında yiğit saklanır.

Alçaklarda gölge olmaz, dal olmaz.” Karacaoğlan

2. Müjde aslında Farsçada bir gezegen adı. Bu gezegeni görmek güzel haberlerin başlangıcı sayıldığı için zamanla müjde kelimesi “iyi haber” anlamı almış.

Müjde gezegeni de bildiğimiz Jüpiter.  Tabii müjde çoğu insan için hâlâ uzak bir gezegen adı olabilir.

Müjdeli haber ifadesi yanlış, müjde zaten iyi haber demektir. Bu yüzden yalnızca müjde kelimesini kullanmak yeterli.

Bugün bir müjde aldım. ✅ 

Bugün müjdeli bir haber aldım. ❌

3. Yeşile çalan toprak rengi olarak bildiğimiz hâkî, Farsça hak “toprak”tan geliyor. Hâkî; toprak, toprağa ait, toprakla ilgili demek.

Bazen insanı anlatmak için de kullanılır. Geldiği yeri unutmaması için hâkî denir insana, yani topraktan olan.

4. Hayret ve hayran kelimeleri aynı kökten gelir. İki kelime de dilimize Arapçadan girmiştir.

İnsanı kalabalıktan ayıran hayretidir. Hayret ettikçe, hayran oluşudur.

'Hayret etmeden hayran olunmaz.” der eskiler.

5. Pâre, parça demektir. Dilimize Farsçadan giren sözcükle türetilen diğer kelimeler:

Ciğerpâre: Ciğerinin köşesi gibi sevdiğin evlat, vb.

Berfpâre: Kar parçası

Hezârpâre: Bin parça

Mehpâre: Ay parçası

Yekpâre: Tek parça, bütün.

Bir de pârelenmek var. Aşıklar iyi bilir. :)

6. Dilimize Arapçadan giren müdârâ; iyi geçinmek, güler yüzle idâre etmek demektir.

Bazı insanları sevmeyiz ama yine de onlardan gelebilecek kötülüklere karşı iyi geçinmeye çalışırız ya işte bunun adı müdârâ.

Bazen güler yüz sevgiden değil, şerlinin şerrinden korunmak içindir.

7. “Hanya’yı Konya’yı görmek” deyimindeki Hanya, Girit adasındaki bir şehirdir. Girit Osmanlı zamanında sürgün yeri olduğu için böyle denirdi.

Deyimin anlamı bir işin gerçek yönünü anlayarak aklı başına gelmek ve akıllanmaktır.

8. İnsan, kulağının duyduğu her titreşime ses demiş. Eğer bu seste bir ahenk yoksa gürültü; bir ahenk, güzellik varsa Ezgi ismini vermiş.

Ezgi; Eski Türkçe ve belli bir kurallara göre düzenlenmiş, kulağa hoş gelen ses dizisi, melodi demek.

9. Öğretmen, Türkçe ög "akıl, anlayış" kökünden türemiştir. İlim, sanat dallarında bildiğini öğretmeyi meslek edinmiş kimseye denir. Öğreti de aynı kökten geliyor.

Bazı öğretmenler yolumuzu aydınlatır. Gana'da öğrencilerine Microsoft Word'ü anlatan bir öğretmen.

10. Anne; çocuk dilinden türeyen bir sözcük. Dilimize sonradan yerleşen anne kelimesi yerine Eski Türkçede “ög” kullanılırmış.

Yani anneye ög denirdi. Bu yüzden annesi ölene çocuğa da “ög”süz (öksüz) denmiş.

Anne, mutsuzsa kimse mutlu değildir. Değerli annelerimizin anneler gününü kutluyoruz!

Sizin bu hafta en sevdiğiniz kelime hangisi oldu? Buyurun yorumlara...

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Gördüğünüz Anda Size Zaman Yolcuğu Yaptırıp Hiç Görmediğiniz Yerlere Işınlayacak İlginç Tarihi Eserler
Dünyanın Dört Bir Yanındaki Ülkeleri Ziyaret Eden Turistlerin Uzun Süre Etkisinden Çıkamadığı 15 Kültür Şoku
İnternetin Karanlık Köşelerinden Sonsuza Dek Hafızanıza Yerleşip Uykularınızı Kaçıracak 15 Tuhaf Görsel

Popüler İçerikler

Icardi'nin A Milli Takım Forması Giymesi İçin CİMER'e Başvuruda Bulunuldu!
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
YORUMLAR
12.05.2023

Arapçaları direkt (doğrudan) geçtim. Daha fazla Türkçe dilerim.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ