Gerçek Kökenlerini Öğrenince Ufkunuzu Açıp Etimolojiye Aşık Olmanızı Sağlayacak 15 Harika Kelime

Dünyanın dört bir yanında kullanan binlerce kelimenin nereden türediğini inceleyen bilim dalına 'etimoloji' deniyor. Twitter'daki Etimoloji sayfası hem günlük hayatımızda hâlâ kullandığımız, hem de unutulmaya yüz tutmuş birbirinden harika kelimeleri ve ardında yatan hikayeleri ile kökenleri insanlarla paylaşıyor. 

Kökenleri ile ufkunuzu sonsuzluğa açacak bilgileri alabileceğiniz yeni kelimeler için buyurun! 👇

Kaynak: Etimoloji Twitter sayfası

Kökenbilim olarak da bilinen etimoloji, bir sözcüğün kökenine inerek hangi dile ait olduğunu, ne zaman ortaya çıktığını, anlam ve ses bakımından geçirdikleri dönüşümleri inceleyen bilim dalıdır.

Örneğin 'etimoloji' kelimesinin geçmişine bakarsak, Fransızcada aynı anlama gelen 'étymologie' sözcüğünden Türkçeye geçmiş ve ilk kullanımı bilindiği kadarıyla 1910 yılında olmuştur. Kökeni ise Grekçe asıl, hakiki, gerçek anlamındaki έτυμον (étymon) köküne akıl, bilim, söz anlamlarındaki λόγος (lógos) ekinin eklenmesinden türetilmiştir.

Twitter'da Etimoloji isimli sayfada bazen günlük yaşamda kullandığımız, bazen de artık unutulmaya yüz tutmuş kelimelerin birbirinden ilginç kökenlerini paylaşan Erhan İdiz, kelimelere ve edebiyata gönül vermiş bir yazar.

'Sözün Başladığı Yer' isimli kitabındaki etimolojiye dair harika bilgilerini bir yandan da Twitter'da paylaşarak hepimizi aydınlatıyor İdiz.

Sayfayı buradan takip edebilirsiniz.

Geçtiğimiz haftaki içerik için buyurun;

Gerçek Kökenlerini Öğrenince Ufkunuzu Açıp Etimolojiye Aşık Olmanızı Sağlayacak 15 Harika Kelime

1. Beyhûde; boş, gereksiz, faydasız demektir. Hude Farsçada fayda, hakikat demek. Beyhûde (bi-hude) ise faydasız, hakikate uymayan anlamına geliyor.

Eskiler hakikate uymayanı boş saymışlar. Beyhûde insanlarla uğraşmayacağınız bir hafta olsun.

2. 'Kelalaka' kelimesinin kellikle ilgisi yok. Aslı Fransızca "qu'est-ce que l'alaka", yani “ne alaka?” deyimidir.

Bu ifade, oyuncu Ferhan Şensoy'un 1978 dolayında ürettiği bir espriden yaygınlaşmıştır. Aslı keskelalaka olup, kelalaka bundan kısaltılmıştır.

3. Delâlet; yol gösterme, kılavuzluk, rehberlik. Dalâlet; doğru yoldan ayrılma, yoldan çıkma, sapıtma, sapıklık.

İki kelimeyi karıştırmamak lazım, hem dilde hem gerçek hayatta.

“Ben akldan isterim delâlet / Aklım bana gösterir dalâlet.”

4. Nüans; benzer şeyler arasındaki ince ayrımdır. 18. yüzyılda resim sanatında hassas renk tonlarını belirtmek için kullanılmış.

'İnce bir nüans farkı' ifadesini kullanmak yanlıştır. Zira nüans zaten ince farktır. Nüans, yalnız kullanılır. “Nüans var…” gibi. Dilimize Fransızcadan girmiştir.

5. Bengisu; ölümsüzlük suyu, abıhayattır. Eski Türkçede bengi “ölümsüz, ebedi” kelimesinden geliyor. Bengisuyu tadanlar ölümsüz olur.

“Bulut bengisu yağdırsa bile, söğüt dalından meyve alamazsın. Bayağı kimseye vakit harcama, hasır kamışından şeker yiyemezsin.” der Sadi Şirazi.

6. “Ol mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler.” demiş Hayâlî. Mâhî, balık demektir. Farsçadan dilimize girmiştir.

Bizler içinde yaşadığı deryayı bilmeyen balıklarız.

7. Moral, çeşitli güçlükler karşısında inanç ve ahlâkî değerlere bağlılıktan doğan dayanma gücüdür. Mânevi güçtür.

Dilimize Fransızcadan giren kelimeyi şimdilerde “ruh hali, keyif” anlamlarında kullanıyoruz. İnandığı şey (her neye inanıyorsa) insana moral olur, dayanma gücü verir.

8. Bâsübâdelmevt, ölümden sonra dirilmek demek. Tamâmen yok olmuş gibi görünen bir şeyin yeniden canlanması anlamında da kullanılır.

Kışın ardından gelen bahar, kırılan gönlün çiçekler açması da bâsübadelmevte dâhildir.

9. Yüzlerce yıldır tekrarlayıp durmuş atalar: Ağlatan gülmez. Kural hiç değişmez, kötülüğü yapan kendine yapar. Siz görmeseniz de yaptığı er geç kendisini bulur.

10. Hicran; ayrılığın hüznü, birinden veya bir yerden uzak kalmanın hasretidir. Gönülde kapanmaz yara, ayrılığın yüküdür. Arapçadan dilimize giren sözcük, hicri, hicret, muhacir ve tehcir ile aynı köktendir.

Kelimenin tarifi kolay. Bir de gönlünde hicranı taşıyana sormak gerek!

11. Berat; bir kimseye verilen imtiyaz belgesi, izin demektir. İyileşmek, kurtulmak anlamına gelen Arapça bara, sözcüğüyle aynı köktendir. Berat, biraz da iyileşmektir.

12. Sû, kötüdür. Başına geldiği her kelimeye kötü anlam katar. Mesela zan, sanmaktır. Sûizan, kötü sanmak.

İstimal, kullanmaktır. Sûistimal, kötüye kullanmak. Sûikast, sûiniyet… böylece gider.

Bazı insanlar da böyledir. Yan yana geldikleri her şeyi kötüye dönüştürürler.

13. Zemheri, 22 Aralık’ta başlayan ve kırk gün süren kışın en soğuk günlerine denir. Zâm “kış” kelimesi Farsçadan, harîr “uğuldayan” kelimesi Arapçadan gelir.

“Art arda kaç zemheri, kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.” der şair ve ekler;

“Bir ben uyumadım kaç leylim bahar.”

14. Defaten ayrı, defaatle ayrı. Defaten; bir defada, ansızın demek. Defaatle; defalarca demektir. İki kelime de dilimize Arapçadan girmiştir.

Bazı şeyler defaten olur, mesela bir gidiş. Bazı şeyler defaatle olur, mesela kaybediş.

15. Dulda, gölge demek ve dilimize Moğolcadan girmiştir. Himaye etmek anlamı da vardır. Duldalanmak, birine sığınmaktır. İnsan, mert insanın gölgesine sığınır. Namertin zaten gölgesi olmaz.

'Yiğit duldasında yiğit saklanır.

Muhannette gölge olmaz, dal olmaz.' der Karacaoğlan.

Sizi en çok etkileyen kelime hangisi oldu? Buyurun yorumlara...

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Dünyanın Dört Bir Yanındaki Ülkeleri Ziyaret Eden Turistlerin Uzun Süre Etkisinden Çıkamadığı 15 Kültür Şoku
Hikayelerini Öğrendikten Sonra Beyin Orgazmı Yaşayacağınız Birbirinden İlginç Tarihi Fotoğraflar
Öğrendiğiniz Andan İtibaren Bilgi Şöleninde Boğulacağınız Birbirinden İlginç Kültürel Gerçekler

Popüler İçerikler

Sigara ve Alkole Büyük Zam: 3 Ocak İtibarıyla Fiyatlar Artıyor
İhracı İstenen Teğmen Ebru Eroğlu'nun Savunması Ortaya Çıktı: "Atatürk'ün İzinden Giden Subaylarız!"
Yalı Çapkını'ndaki Enişte-Baldız İlişkisi Seyircinin Midesini Kaldırdı
YORUMLAR
20.03.2023

Arapça. Farsça güzellemeli bu başlıklar canımı sıkıyor. Etkilendiğimiz uluslar değiştikçe, kültürümüz değiştikçe sözcükler görevlerini tamamlıyor. Türkçenin olanaklarını kullanarak dersinizi anlatamıyorsanız derdiniz Türkçe bilmemektir.

20.03.2023

Bırakın bu Arapça Farsça işini. Öztürkçe kullanın

20.03.2023

Fotoğraflar çok güzel.Emeğine sağlık admin .Hem faydalı bir içerik hem de göze hitap görseller.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ