Reklamlarda izlediğimiz kadınların kaçı gerçek hayatta aramızda dolaşıyor? Çocuğu eve çamur içinde gelince kaç ev kadını bu olayı 'kirlenmek güzeldir' diye karşılıyor, kaç kadın usta kendisini bir rezistans yüzünden azarlarken haklısın aslında diye boyun eğiyor. İşte sizler için reklamlarda gördüğümüz ama gerçek hayatta var olmayan kadınları toparladık.
Kadınımız vefalıdır. Hala mintax, Tursil, ACE kullanan kadınlarımız var, sırf bağlılıklarından dolayı. Ama sen bana diyorsun ki, yeni bir ürün tanıtınca anında yıllarını verdiği markasını bırakıp ona sarılacak kadınlar var diyorsun. Diyorsun da beni inandıramazsın. O kadın, ürünü deneyecek, konu komşuya soracak, kaynanasına, annesine danışacak, ikna olursa markete gittiğinde vicdan azabı çekmeden senin markanı alacak. Bu bir süreç, uzun ve zorlu bir yol. Onun için hiç bana 'bir kere denedi bizim ürünü seçti' numaralarıyla gelmeyin, seçmez biliyoruz.
Bakıyorsun kadın saray gibi evde oturuyor, sırf salonu 45 metrekare, halıları son derece trend, perdeler ışıl ışıl ama halısına bir bakıyorsun dibinde biriken kirler en az bir buçuk kilo. Kadın da bunu görünce şaşırıyor. Kusura bakma ama halısını suyla on tur yıkayan, olmadı halı yıkamacıya veren bir kadının, üstelik böylesine şık ve bakımlı bir kadının halısından 2 kilo kir, pas çıkardığına beni inandıramazsın. Böyle bir kadın yok!
Tak tak tak! Aa Ayşe hanım buyrun... Diye eve giriyorsun o da ne, evin içi 3 gün temizlik yapsan ulaşamayacağın bir temizlikte. Üstelik kadının 3 tane de çocuğu varken. Şimdi sen bana diyorsun ki ben o eve, noter huzurunda çat kapı gittim ve evi budur. Tamam temizdir, düzenlidir ama çat kapı gittiğinde bile mutfak tezgahında bir su bardağı bile bulunmayan ev olduğundan bahsetme bana.
Kadın ruhuna aykırı bir reklam çalışması olmaz. Kimse bize bir kadının söylenen her söze kandığını anlatmasın. Önünü ardını sormadan, incelemeden, sırf senin lafına bakarak alışkanlıklarını, düzenini, yerini yurdunu değiştirecek kadınlar olduğunu söylemesin. Hele söz konusu çocuklarıysa kusura bakma da sabahtan akşama anlatsan o kadını öyle kolay ikna edemezsin sen kaldı ki 30 saniye içinde hemen 'he' desin.
Mutfak şöyle pis, banyo böyle kirli, yemek bir türlü istediği gibi olmuyor, tüller parlamıyor, saçlarım kabarmıyor, vb. Böyle kadın olmaz! Bütün bu şikayetleri olsa bile milletin önünde bunları bu kadar açık dile getirmez, adap erkan, yol yordam bilir. Mahremini milyonların önünde çatır çatır yakınır gibi anlatmaz. Ama sen bana tüllerinin kirli olduğunu haykıran kadınlar var diyorsun. Yemezler.
Annelerimizi, büyükannelerimizi bilmiyoruz biz değil mi? Soğuk çay istediğimizde evde demlediği çayı buzluğa atıp bize 'aynısı' diye veren, pekmezi suyla karıştırıp kola diye içiren annelerimizin, anneannelerimizin hayatta eve sokmayacağı şeyleri övüp, bize almamızı söyleyeceğini anlatıyorsunuz. Evde 15 cm kalınlığında pizza yapıp dışarıdan alacağımız ile aynı olduğunu iddia eden annelerimizin?
Reklamlarda, reklamı yapılan ürünün %100 tavsiye edildiğini göremezsiniz. Hep 10 kadından biri yan çizer, işte kahraman o kadındır. Aman ürünün reklamı yapılıyor ayıp olmasın diye düşünmez, gerçeklerle hareket eder, memnun olmadığı, kendisinin kullanmayacağı bir şeyi başkalarına önermez, eyyamcı değildir. Bu yüzdendir ki o kadınları hep istatistik olarak görürüz, hep gizli kahraman olarak kalırlar.
Yüzüne 30 cm uzaktan su fırlatmayı yüz yıkama olarak gören kadındır ve ülkemizde örneği yoktur. Avucuna doldurduğu suyu, yüzünü ovalayarak suratına çarpmadıkça, gözlerini, dudak kenarlarını ovuşturmadıkça o yüz yıkanmış sayılmaz ki? Ama sen diyorsun ki yüz yıkamak 45 cm mesafeden avuca alınan bir parça suyun yüze doğru fırlatılmasıdır... Canın sağ olsun.
Yaza hazır olmadığı, geçen yılki kırmızı elbisesinin içine sığamadığı için hayata küsen kadınlar belki sizin dünyanızda var ama bizim dünyamızda 1 kilo için depresyona giren kadınlar yok. Onun için sen 'günde bir tabak tahılla 1 ay beslen, 1 kilo ver' öğüdünü bunu takan kadınların olduğu ülkelerde anlat bence.
Kek mi yiyor, çikolatamı kemiriyor, dondurma mı yalıyor yoksa başka şeylerin peşinde mi belli olmayan kadınlar... kadınlarımız. İyi de bu kadınlar bizde yok ki. Kendini kaybeden, koltukta kıvrım kıvrım kıvranan, dondurmayı yalarken gözlerini kapatıp inleyen kadın figüre nedir arkadaşım? Nasıl bir fantezi dünyasında yaşıyorsun sen?
Kadının evi dubleks, sırf mutfağı 120 metrekare, mutfakta baharatları alıp yerine koymak 500 kalori yaktırıyor ama sen kadına bulaşıkları elde yıkamak yerine makinede yıkarsa yılda 30 lira tasarruf edeceğini anlatıyorsun. Arkadaşım kadın büyük ihtimalle ocağı 10 liralık banknotlarla yakıyor, sen kime neyi anlatıyorsun? Mutfağında bulaşık makinesi ile buzdolabı arasındaki mesafede 6'ya 6 maç yapabileceğin kadın evde bulaşıkları elde yıkıyor öyle mi? Bravo
Ürününüzün ne kadar dayanıklı, koruyucu olduğunu göstermek istemenizi anlıyorum da bir kadının böyle yattığı fikrine nereden kapıldınız onu anlamıyorum? Gözlerinin kapalı olmasının haricinde bu hareketlerin uyku ile en ufak bir alakası yok!
Yani diyorsun ki bize, regl döneminde skiny beyaz koy giyip arkadaşları ile eğlenmeye giden, bununla da yetinmeyip trabzandan kayan kadınların olduğu bir dünya var.
Bir parfüm reklamında da gündelik kıyafetler giymiş kadınlar görelim. Parfüm sadece baloya giden kadınlar için midir? Kendinizi böyle mi hissedin demek istiyorsun. Bakıyoruz kadın çatıda sevgilisi ile oyun ediyor ama üzerinde Versace'nin 50 bin dolarlık özel tasarımı var ve bu kadın senin 100 liralık parfümünü kullanıyor? Peki.
Kuaförlere boşuna para veriyor vallahi bu kadınlar. Yolda sizin seyyar lavabonuza denk gelseler keşke, kuaföre bu kadar para vermek zorunda kalmazlar. Yıka, saçının hacmi 3 katına çıksın, çok başarılı ve inandırıcı.
'Hadi bakalım, el mi yaman bey mi yaman' diyerek sunucunun iddiasının aksini savunan, hüsrana uğrayınca da anında çark eden kadınlar bunlar değil mi? Evine gelen misafir sunucu ile ters giden, hayır sen yanlışsın diyen kadınlar. Türk misafirperverliğini hiçe sayan, evine gelen konuk ile aşık atan kadınlar.
Çocuğu çamur güreşi yapıp eve gelince onu gülümseyerek karşılayan, poposuna bir şaplak atıp, çamur güreşine devam etsin diye tertemiz yeni kıyafetler veren kadınlar bunlar. Sanırım reklam öncesinde şişe şişe sakinleştirici içiyorlar, zira reklam olsa bile bu duruma tahammül edebilecek kadın sayısı az.
Yani 20 yıl oldu, hala rezistansı görünce şaşırmıyorlar mı ben daha çok şaşırıyorum. Yahu kullan artık şunu!!