Rockstar Games'in başyapıtı olan Red Dead Redeption 2, 2018 yılında piyasaya çıktığı günden beri oyuncuların gönüllerinde ayrı bir yere sahip. Pek çok kişiye göre gelmiş geçmiş en iyi oyun olan Red Dead Redeption 2 bunu pek çok etmene ek olarak akıl almaz gerçekçilikteki detay seviyesine de borçlu. İşte Red Dead Redeption 2'nin insanın aklını alan bazı detayları.
Baştan uyaralım, burası spoiler içerebilir. Arthur macerası boyunca günlüğüne birbirinden harika ve detaylı çizimler yapıyor. Bu çizimler bize Arthur'un resim çizmek konusundaki yeteneklerini çok net anlatıyor. Ancak John karakterinin kontrolünü ele aldığımızda çizimler de neredeyse karalamalardan öteye gidemiyor. Bu durum kahramanlarımızın karakterlerine dair de pek çok ipucu barındırıyor.
Bu da kahramanımıza daha yakın hissetmemizi sağlayan ve ona karakter katan detaylardan yalnızca birisi. Bir aynaya baktığınızda Arthur'u dış görünüşü hakkında yorum yaparken duyabilirsiniz. Görünüşünden pek de memnun olmadığını anladığımız karakterimiz kimi zaman kirli oluşunu, kimi zaman ise fiziksel özellikleri gibi farklı konuları eleştirir.
Bir hayvanı avlayıp onu atınızın sırtına attığınızda atınızın kanla kaplandığını göreceksiniz. Aynı şekilde avladığınız hayvanı kendi sırtınıza atarsanız ise elbiseleriniz kan olacak ve bunlar yıkanmadan geçmeyecek. Avınızın derisini yüzdüğünüzde ise tam anlamıyla her yer kana bulanacak.
Diyelim ki bir yerde bir insan yada hayvan cesedi gördünüz. Aynı noktadan birkaç gün sonra tekrar geçtiğinizde cesedin çürümeye başladığını göreceksiniz. Bu lokasyonu bir süre sonra tekrar ziyaret ederseniz çürüme etkilerinin devam ettiğini gözlemleyebilirsiniz. Süreç ceset iskelete dönene kadar devam ediyor.
Pek çok farklı oyunun aksine RDR2'de çamurlu bir zeminde yürümek gerçekten işkence. Neredeyse her yerin toprakla kaplı olduğu oyunda yağmur yağınca zemin yumuşuyor, atlı arabalar, insanlar, hayvanlar, kısacası etrafta hareket eden ne varsa çamurda izini bırakıyor. Çamurda yürürseniz elbiseleriniz kirleniyor ve yıkamadan da bu izler geçmiyor.
Zira bu oyunda da şapkanız tıpkı gerçek hayattaki gibi başınıza tutkalla sabitlenmiş gibi durmayacak. Yeri gelecek bir arbede esnasında, yeri gelecek sadece rüzgar estiği için başınızdan uçup gidecek. Şapkanızı bulup yerden almazsanız da onu sonsuza dek kaybediyorsunuz.
Silahlarımız da zamana, yağmura, çamura ve diğer pek çok etkene karşı koyamıyorlar. Eğer onları temizleyip bakımlarını yapmazsanız zamanla tutukluk yapacaklar ve en sonunda kullanılmaz hale gelecekler.
Pek çok oyunda kar bir zemin kaplaması olarak oradadır, çoğu zaman hareketsiz ve etkileşimden uzaktır. Ancak RDR2'de kar zamanla eriyor, karda yürürken ayak izlerimiz tamamen ortaya çıkıyor, karın derinliğine göre farklı noktalarda farklı seviyelerde kara gömülüyoruz, kan karın üzerinde farklı yayılıyor ve karlı iklimden sıcak bir bölgeye geçtiğimizde üzerimizdeki karlar damla damla eriyor.
Oyunda alkol aldığımızda ekrandaki yazılar da yavaş yavaş birbirine girmeye başlıyor, buna oyunun HUD ekranındakiler de dahil!
Kısacası dünya sizin etrafınızda dönmüyor. Kasaba halkı sabah kalkıp işinin gücünün başına geçiyor, vakti gelince dükkanı kapatıp evine gidiyor. Farklı günlerde farklı etkinliklerde bulunuyorlar. Hatta hayvanlar bile kendi takvimlerine göre yaşıyorlar. Kısacası bir pek çok oyunda olduğu gibi sürekli aynı konumda bulmanız olası değil.
Demiryolunda çalışan bir işçi dev çivileri yerlerine oturturken işçinin her vuruşu ile vida biraz daha ileri gidiyor. Fark bile edilmeyecek kadar ufak ancak gerçekçilik boyutunu arşa çıkartmış bir detay.
Oynadığın en iyi oyunlardan...