Gerçekte yaşanmış cinayet olaylarından ilham alınarak çekilmiş birbirinden ilgi çekici 19 filmi sizin için listeledik. İyi okumalar!
Gerçekte yaşanmış cinayet olaylarından ilham alınarak çekilmiş birbirinden ilgi çekici 19 filmi sizin için listeledik. İyi okumalar!
Daniel Lugo ve en yakın arkadaşı Adrian Doorbal Florida'da yaşamakta ve vücut geliştirme salonunda antrenör olarak çalışmaktadır. Her gün bir diğerinin aynı olan bir hayat süren ikili, spor salonundaki sinir bozucu düzenden ve düşük maaşlarından usanmıştır. Kendi Amerikan rüyalarının peşinden gitmeye karar veren ekip, hali hazırda suçlu olduklarına inandıkları zengin bir müşterilerini kaçırıp, işleri de kılıfına uydurarak zengin olmanın planını kurarlar. Hapisten henüz çıkan Paul Doyle'un da yardımlarıyla işe atılırlar. Ama ters giden tesadüfler sonucu, işler sarpa sarar.
Yönetmenliğini Michael Bay'in üstlendiği filmin başrollerini Mark Wahlberg, Anthony Mackie’nin ve Dwayne Johnson paylaşıyor. Kadrosunda Rebel Wilson, Ed Harris ve Rob Corddry gibi isimleri de barındıran kara komedi-aksiyon türündeki film, gerçek bir hikayeden uyarlandı.
16 yaşındaki Jamie, annesi ve iki erkek kardeşi Alex ve Nicholas ile Adelaide kentinin kuzey kesiminde yaşamaktadır. Fakat çevresini saran umutsuzluk ve şiddet halinden kurtuluşu hayatlarına yeni giren bir adamda, John'da bulur. John, Jamie ve ailesiyle daha çok vakit geçirmeye başladıkça, aile güvenebilecekleri bir aile babası figürü bulduğunu zanneder. Fakat John hiç de göründüğü gibi iyilik ve sevgi dolu bir insan değildir. Jamie gittikçe John'un suç ve bela dolu 'diğer' dünyasının içine doğru çekilir...
Başrolünü Hollywood'un sevilen yıldızı Zac Efron'un üstlendiği film, 1989'da Florida'da idam edilen ünlü seri katil Ted Bundy'nin hayatına odaklanıyor. Karizması sayesinde birçok kadına yaklaşmayı başararak genç kızlara ve kadınlara tecavüz edip onları öldüren seri katil ile uzun dönemli kız arkadaşı Liz arasındaki sorunlu ilişkiyi anlatan filmin yönetmen koltuğunda Joe Berlinger oturuyor.
Spike Lee'nin imzasını taşıyan 'Summer of Sam', 1977 yılında 'Sam'in oğlu' lakaplı bir seri katilin terör estirdiği New York'un Bronx bölgesinde yaşayan bir grup gencin hikayesini konu ediniyor.
1888 yılında Londra'da fakirler şehrin çeteler tarafından rahatsız edilen derme çatma binalarında yaşamaktadırlar ve Mary Kelly'nin (Graham) küçük arkadaş grubundan birisi öldürülür. Kötü ruhlu katil, dahi ama aynı zamanda problemli bir insan olan ve işinde geleceği görme kabiliyetinden yararlanan Müfettiş Abberline'ın (Depp) dikkatini çeker. Abberline derin bir şekilde bu davayla ilgilenir ve gerçeğe yaklaştıkça, Mary ve diğer kızlar için tehlike gitgide büyür. Acaba intikam almak için cehennemden gönderilmiş güç ile başa çıkabilecek midir?
L'adversaire (Hasım), yakın tarihin dehşet verici olaylarından birini, 1993 yılında tüm hayatının yalan olduğu açığa çıkarılınca aile üyelerini öldürüp intihar etmeye çalışan sahte doktor Jean Claude Romand'ın hikayesini anlatıyor.
O organize suç örgütlerinin en tehlikeli katillerinden biri olan Richard Kuklinski. Çocukken bulaştığı yeraltı dünyası onu en acımasız kiralık katillerden biri olarak yetiştirdi. Amerika'nın pek çok eyaletinde işlenen suçlarda ve yasa dışı eylemlerde onun adı çıkıyor. Polis bir yandan, düşmanları diğer yandan Kuklinski'nin peşinde...
Sığınak (Take Shelter) filmindeki performansıyla çok beğenilen Michael Shannon'ı oldukça farklı bir rolde seyrettiğimiz filmin yönetmenliğini Ariel Vromen üstlenirken, kadroda Shannon'a eşlik eden oyuncular arasında Winona Ryder, Chris Evans, James Franco, Stephen Dorff ve David Schwimmer gibi yıldız isimler yer alıyor. Film yazar Anthony Bruno'nun gerçek olaylardan esinlenen aynı isimli kitabından uyarlandı.
Hapishaneden çıkmış olan katil Henry, birkaç yıl önce burada tanıştığı arkadaşı Otis ile birlikte, Chicago'da yaşamaktadır. Başlarda Henry'nin cinayet dürtüsünden haberdar olmayan Otis, iki fahişeyle birlikte arabalarında ilerlerlerken Henry'nin iki kadını acımasız bir şekilde öldürdüğüne şahit olur. Cinayetlerin devamı gelir, cesetlerden kurtulmaya çalışan Otis'in tek derdi yakalanmamaktır. Bu görev başarıyla sona erer ve Henry, arkadaşına seri katillik sanatı adını verdiği bu dehşeti tanıtmaya başlar...
Boston'da meydana gelen ve ardı arkası kesilmeyen vahşi cinayetler, yerel halkı paniklendirirken polisi ve otoriteleri de harekete geçirir...
Film, Columbine Lisesi’ndeki bir grup gencin, okul cinayetleri konu başlığı altında yaşanan bir günlerine odaklanıyor. Öğrenciler kafeteryada oturmuş sohbet ederlerken içeriye giren iki öğrenci tek kelime etmeden ve bir an duralamadan diğer öğrencilerin hepsini öldürür. Bu işin aslı esası nedir? Bu tarz okul cinayetlerinin arka planında neler yatmaktadır? Gus Van Sant, oldukça küçük çaplı bir bütçe ve amatör bir ekip ile perdeye aktardığı filmiyle Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye Ödülü almıştır.
6 Aralık 1989’da yaşananlar hâlâ Montreallilerin belleğinden silinmedi. O gün, Montreal Politeknik Okulu’nda bir sınıfı basan silahlı bir genç, tam on dört kadını öldürmüştü. 'Politeknik Katliamı' olarak bilinen bu olayı iki öğrencinin gözünden anlatan Polytechnique, büyük tartışmalara yol açmasına rağmen Kanada’da en çok gişe geliri elde eden filmlerden biri oldu. Olayları bakış açılarından izlediğimiz (ve yönetmen Villeneuve’ün gerçek kurbanların bir bileşimi olarak şekillendirdiği) iki öğrenci Jean-François ve Valérie, şahit oldukları bu katliamın yarattığı travmadan hiç tahmin edilemez biçimlerde etkilenirler.
Seri katil Aileen Wuornos'u bir 'canavar'a dönüştüren zorlu hayat şartlarını ve Selby adlı genç kadınla yaşadığı ilişkiyi işleyen 'Monster', Wuornos rolünde mükemmel bir oyunculuk sergileyen Charlize Theron'a Oscar ödülünü getirmişti. Doksanlarda çoğunun 'nefsi müdafaa' kapsamında olduğunu iddia ettiği cinayetleriyle gündeme gelen Wuornos'un hikayesini başarıyla aktaran filmin yönetmeni, sonradan 'Wonder Woman'ı yöneterek haklı bir ün kazanan Patty Jenkins.
Ünlü yönetmen Peter Jackson'ın 'Lord of the Rings' üçlemesinden birkaç yıl önce çektiği 'Heavenly Creatures', iki genç kızın cinayetle sonuçlanan trajik hikayesini anlatıyor. 1954'te meydana gelen ve çok sayıda filme ilham kaynağı olan olayda, ilişkilerinden rahatsızlık duyan aileleri tarafından zorla ayrılan Pauline ile Juliet ürkütücü bir intikam planı yapmış, soğukkanlılıkla işledikleri bu cinayet dönemin tutucu toplumunda infial yaratmıştı. Aynı olayı korku türünde ele alan 1971 tarihli Fransız filmi 'Mais ne nous delivrez pas du mal'i (Bizi Kötüden Koruma') de meraklılarına tavsiye ediyoruz.
Yakın tarihin en ünlü ve dehşet verici seri katillerinden John Wayne Gacy'e odaklanan 'To Catch a Killer', iki bölümlük bir mini seri halinde çekilmiş. Yapımda tam 33 cinayet işlemiş Gacy'nin peşine düşen dedektif Joe Kozenczak'nin hikayesini izliyoruz.
Timothy Evans Londra’da iş arayan Gallerli bir işçidir. Karısıyla birlikte kalacak yer ararken John Chrisie ile tanışırlar. Christie onlara 10 Rillington Place’de kalacak bir yer ayarlar. Evans’ın eşi hamile kalınca Christie durumu fırsat bilerek kürtaj yapmaya kalkışır. Ancak tek yapacağı bu mudur? Film John Christie adlı seri katilin komşusu Tim ve Beryl ile arasında geçen gerçek olayları konu alır.
'Ben doğanın bir hatasıyım, deli bir hayvanım”
'Yaptıklarımı cinsel bir tatmin için değil, daha çok huzur bulabilmek için yaptım'
Bu sözlerin sahibi Andrei Romanovich Chikatilo, Sovyetler'in 'tek' seri katili.1978-1990 yılları arasında 53 cinayet işlemiş olan Chikatilo'nun bu süreçte nasıl yakalanmadığını ve komünist düzende 'seri katil' anlayışını konu alan bir yapım Citizen X.
San Francisco’da bir seri katil, farklı gazetelere mesajlar göndererek işlediği cinayetleri itiraf eder. Katil, gönderdiği mesajların yayınlanmasını ister; aksi taktirde daha fazla insanı öldürecektir. Genç ve utangaç bir gazete karikatüristi olan Robert Graysmith, gazetesine gönderilen mesajların ardından katil ile ilgili araştırmalara başlar. Zodiac olarak adlandırılan katilin peşine düşen muhabir Paul Avery, müfettiş David Toschi ve William Armstrong katilin ayak izlerini takip etseler de bir sonuca varamaz. Yetkililer yavaş yavaş davadan çekilseler de Robert Graysmith, katili yakalamayı takıntı haline getirir.
1959 yılında Kansas'ta işlenen şoke edici cinayetleri konu edinen film, Truman Capote'nin ünlü romanından sinemaya uyarlandı.
Cinayet Günlüğü'nde Güney Kore 90'lı yılların sonlarında askeri bir yönetimin baskıcı tavrının altındadır. Ülkede sansürler ve baskı her gün ağırlaşarak devam etmektedir. Bir gün bir tecavüze uğramış olan bir kadın vahşice bir cinayete kuran gider. Olayı çözmek için işin başına lokal bir polis dedektifi olan Park Doo-Man getirilir. Ancak uyguladığı tüm yöntemler onu cinayetten uzaklaştırır. Bunun üzerine görevin başına getirilen Seo, önceki dedektiften daha başarılı olmak için elinden geleni yapacaktır. Bu tekinsiz ve şahane film, 'Parasite' ile ödülleri silip süpürmüş Güney Koreli yönetmen Bong Joon Ho'nun imzasını taşıyor.
dwayne johnson ve gercek cinayetleri konu alan film mi ?? vay anasini
neden butun film onerileri 20 yillik eski filmler ,hangi turde film baksam burda cok eski filmler