'1984' her dönem en çok okunan kitaplar arasında yerini koruyor. Biz de bu çarpıcı kitap ve yazarı hakkında muhtemelen bilmediğiniz bilgileri bir araya getirdik.
'1984' her dönem en çok okunan kitaplar arasında yerini koruyor. Biz de bu çarpıcı kitap ve yazarı hakkında muhtemelen bilmediğiniz bilgileri bir araya getirdik.
'Ne demek bu', dediğinizi duyar gibiyim. George Orwell, yazarın 'mahlas'ıydı. Sanatçının gerçek adı ise Eric Arthur Blair idi.
Kitabını İskoçya'da bir çiftlik evinde huzurla yazmaya başlayan Orwell, daha sonra hastalandı ve sanatoryuma yatırıldı.
1947 yılında yine İskoçya’da oğlu ve yeğenleriyle beraber can yelekleri olmadan denize açılan yazar, teknenin alabora olmasıyla zor anlar yaşadı.
Neyse ki, aile üyeleri o kazadan sağ kurtuldu ancak, bu olay sağlık durumu kötü olan Orwell’i daha da kötü etkiledi.
Orwell, daha önceki yazı ve eserleri sebebiyle İngiliz hükumeti tarafından gözetim altında tutuluyordu.
İstihbarat raporlarında 'ileri derecede komünist fikirlere sahip olduğu' ve 'bohem giysiler giydiği' belirtiliyordu.
1928 yılında Sovyetler Birliği'nde başlayan 5 yıllık kalkınma planlarına atıfla '2+2=5' deniyordu. O artı değeri yaratacak olan ise sosyalist işçilerin çalışma coşkusu olacaktı.
Kendisi bir sosyalist olmasına karşın, Stalin'e muhalifti ve Sovyetler Birliği'ndeki birçok politikayı eleştiriyordu.
Ayrıca Japonya'daki Kempeitai isimli 'vatansever olmayan düşünceler taşıyan' insanların tutuklanma uygulamasını göz önünde bulundurarak da düşünce suçu kavramınını geliştirdi.
Peki oda neye benziyordu? 2003 yılında sanatçı Rachel Whiteread odanın görselde yer alan kopyasını yaptı.
Orwell, 'Hayvan Çiftliği' ile ün yakalamış bir yazar olsa da '1984''ün yarattığı etkiyi görme şansı maalesef olmadı.
Eserin yayımlanmasından sadece 7 ay sonra, 21 Ocak 1950'de hayatını kaybetti.
'11020 Orwell' ismi verilen asteroid, astronom Antonin Mrkos tarafından 31 Temmuz 1984'te keşfedildi.
Her iki kitap da 65 dile çevrilmişti.
Büyük biraderin gözü üzerinde!! Okuduğum her kitapta kendimi oradaki karakterlerin yerine koyduğum için çok etkilenmiştim bu kitaptan. insanın düşünce özgürlüğünün kısıtlanması siyasi baskının çok fazla olması,tek partili rejimin insanları baskı altına alması,fazlaca diktatör bir başkan yani bu kitaptan o kadar fazla ders çıkarılabiliriz.
Siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler okuyanların gözdesi bu kitap anladığım kadarıyla. Neden acaba :)