Çivi yazısıyla oluşturulan tablet, bataklık alanların yanı sıra bir harman yerini ve yakınlardaki bir kuleyi içeren bir araziyi tanımlıyor.
'Tıpkı bugün olduğu gibi, arazi sınırlarını tanımlamaya çalışan özel kişiler var' diyen Mansfield, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Ama GPS ekipmanı kullanmak yerine Pisagor üçlülerini kullanıyorlardı.'
Pisagor üçlüsü, a2+b2=c2 eşitliğini sağlayan a,b,c tam sayılarına verilen isim diye tanımlanıyor. Bunlar bir dik üçgenin kenarlarını oluşturduğu için Pisagor Teoremi'ne atfen bu isimle adlandırılıyor.
Plimpton 322 ve Si.427'nin ikisinde de Pisagor üçlüleri kullanılıyor ama bu tabletler, Yunan matematikçi Pisagor'dan en az bin yıl daha yaşlı.
Si.427 tabletinde üç Pisagor üçlüsünün kullanıldığı göze çarpıyor. Bu üçlüler, 3, 4, 5; 8, 15, 17; ve 5, 12, 13'ten oluşuyor.
Mansfield, 'Trigonometrinin, MÖ. 2. yüzyılda geceleri gökyüzünü inceleyen eski Yunanlar tarafından geliştirildiği genel kabul görüyor' diyor:
'Fakat Babilliler, gökyüzü değil, zemin ölçümüyle ilgili sorunları çözmek için kendi alternatif 'proto-trigonometrisini' geliştirmiş.'