Bilim insanlarından karakterimizin ya da fiziksel özelliklerimizin ne kadarının çevresel ne kadarının genetik olduğunu bize açıklamalarını bekleyemeyiz! Fakat genetik oldukça büyüleyici bir bilim ve ailemizden bize kalan miras özelliklerimiz de oldukça şaşırtıcı!
Bakalım ne gibi özelliklerimiz ailemizden kuşaklara aktarılıyor...
Bilim insanları, “düşünmeden hareket etme geni” diye bir şey olmamasına rağmen, bu kişilik özelliğinin genetik olarak miras alınabileceğine inanmaktadır.
Düşünmeden davranan ya da ani beklenmedik tavırlar gösteren ebeveynlerin çocukları, anne babaları ile aynı şekilde davranma eğilimindedir. Çoğu durumda çocuğun, annesinin ve babasının davranışlarını görmesi ve aynısını yapması olarak yorumlanır. Fakat bunun içinde genetik bir etken de var.
ABD'li bilim insanları Laura Bevilacqua ve David Goldman yaptıkları araştırmada, ani tavır sergileme ve kolay sinirlenmeye sebep olabilecek çeşitli gen alelleri buldular. Bu gen çiftlerin çok sayıda olduğuna inansalar da, bunu tam olarak kanıtlamak için çok sayıda araştırma yapmaları gerekiyor.
Hipersomni (gündüz uykulu), uykusuzluk ya da parasomnia (farklı uyku bozuklukları) genlerimizdir.
Tabii ki, uykusuzluk çoğu zaman, önemli bir olaydan önce stres veya endişe gibi durumlardan kaynaklanır. Fakat bu problemleri her zaman yaşadıysanız geçici değildir, kesinlikle sizin genlerinizdendir.
Bilim insanları, insanların sadece çevreleri ya da kötü davranışları yüzünden agresifleşmediklerinden eminler. “Savaşçı gen” denilen bir gen bulmayı başardılar, bu da bir kişinin saldırgan olma, kumar oynama ve riskli davranış sergileme olasılığını artırıyor.
En son araştırmalar, keşfedilen genin insanları kendi çıkarlarına daha duyarlı hale getirdiğini ve bunun da onları daha sert, daha saldırgan yaptığını gösteriyor. Aslında bu saldırganlıktan öte, insanın kendi çıkarı için daha vahşi davranması...
Tüm dünya nüfusunun yaklaşık %18-35'inde fotik hapşırma refleksi var. Fotik hapşırma refleksi ise parlak bir ışık retina ile temas ettiğinde, kişinin gösterdiği hapşırma isteğidir.
Bilim insanları bu özelliği genetik olarak taşıyabileceğimizi keşfetti. 2010'da, bir grup genetikçi, 10.000 kişinin genomlarını araştırdı. Sonuç olarak, fotik hapşırma refleksine sebep olan 2 gen buldular.
Kinodaktili, el serçe parmağının kıvrılmasına neden olan bir genetik bozulmadır. Günümüzde bilim insanları, çocukların bu özelliği genetik olarak miras aldıklarına inanıyorlar.
2 tip kulak memesi vardır: sarkık veya yapışık. Bu iki tipin geçmişte baskın ve çekinik genlerin klasik birer örneği olduğuna inanılıyordu. Ancak bilim insanları, bu kategorilerin ikisine de uymayan kulak tipleri bulunduğunu keşfettiler. Ve şekli etkileyen birkaç farklı gen var.
Her durumda, kulak memesi şekli kesinlikle genetik olarak kalıtsaldır.
Yüksek irtifada yaşadığınız zaman temel sorunlardan biri düşük atmosfer basıncı olacaktır. Bu da vücutta oksijen eksikliğine yol açar.
Hayatının çoğunu düşük bir irtifada geçiren ve sonra dağlara giden bir kişi, yüksek oksijen seviyesi taşıyan kırmızı kan hücrelerine sahip olacaktır. Çok sayıda kırmızı kan hücresi, kalp problemlerine yol açan kan şekeri üretir. Zamanla, bu kişi dağ hastalığı denilen bir durumla karşılaşabilir.
Öte yandan çoğu Şerpalar (Nepal ve Hindistan'da yaşayan insanlar), kardiyovasküler sistemlerini etkileyecek herhangi bir komplikasyon olmaksızın oksijen eksikliğiyle yaşamlarını sürdürmektedir. Yüksek irtifaya sağlanan bu uyum, genetik olarak açıklanabilir.
Bilim adamları, yaşam sürelerini neyin belirlediğini anlamaya çalışmak için uzun yaşayan insanları araştırmaktalar.
Farklı çalışmaların sonuçları, bu insanların eğitim, gelir veya meslek açısından ortak hiçbir şeyi olmadığını göstermektedir. Benzer özellikler ise sigara içmemek, fazla kilolu olmamak ve stres ile başa çıkabilmek olarak görülüyor. Ayrıca genel insan ömründen daha fazla yaşayan bireylerin çoğu kadın.
Yani herhangi bir 'uzun ömür' geni olmasa da, hayat beklentisine etki eden diyabet, şeker, kalp rahatsızlıkları genetik olabildiğinden bu denklemde genlerin etkisi olduğu ortada!
Genlerin bir insanın terlemesinde oynadığı rol bilinse de, henüz hangi genler ve nerede bulundukları hakkında kesin bir sonuç yok.
Uzağı görmede sorun yaşayan ebeveynlerin çocuklarının çoğunda miyop olma riski diğer insanlara göre daha fazladır. Uzmanlar görme sorunlarındaki kalıtsal faktörleri hala araştırmaktalar fakat, genetik bulgular oldukça fazla!
Vücut kitle indeksi, genlerinizle oldukça fazla ilişkilidir. Elbette, çevrenin oynadığı çok büyük bir rol var fakat bilim insanları, insanların yağ kütlesindeki değişkenliğin %70'inin DNA'larında bulunduğundan eminler.
Ayrıca MilliAnna ailesinde bu farklı özelliğe sahip dördüncü kuşak!
Keşke uykumu ailemden alsaydım..
#6 = evrim