TBMM Genel Kurulunda AK Partili ve HDP'li milletvekilleri arasında 'terörist' tartışması yaşandı.
Yaşanan sözlü tartışmalar nedeniyle TBMM Başkanvekili Sadık Yakut Birleşime 5 dakika ara verdi.
TBMM Genel Kurulunda HDP Grubunun 14 Temmuz 2012 tarihinde Diyarbakır'da gerçekleşmesi engellenen mitinge ilişkin araştırma önergesinin bugün görüşülmesi önerisi' görüşüldü. Önerge üzerine ilk sözü HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü aldı. Kürkçü, Bu önerge 2012'de verilmişti, şimdi 2014'teyiz. Ancak değişen ne var diye soracak olursanız hiçbir şey olmadığını ben şahsen Suruç'ta deneyimledim. Önerge, Diyarbakır'da gerçekleşen ve bir halk yürüyüşünün kuvvet zoruyla önlenmesinin sonucunda ortaya çıkan olaylarda halktan, vekillerimizden insanların, orantısız şiddet kullanımı dolayısıyla uğradıkları yaralanmalar dedi.
Önerge üzerine söz alan AK Parti Niğde Milletvekili Alpaslan Kavaklıoğlu, O dönemdeki Barış ve Demokrasi Partisi ve Demokratik Toplum Kongresi, almış oldukları ortak bir kararla 'Kürt sorununun demokratik çözümü' sloganıyla 14 Temmuz 2012 tarihinde Diyarbakır'da miting gerçekleştirme kararı almıştır. Ancak Valilik, düzenlenmek istenen mitingin Silvan saldırısının yıl dönümü ve aynı zamanda sözde demokratik özerkliğin ilan edildiği gün olması nedeniyle halkın yanlış bilgilendirilerek sokağa çekilmek istenmesinden dolayı izin verilmediği belirtilmiştir. Valilik açıklamasında, miting düzenlenmek istenen tarihin, 14 Temmuz 2011 gününün ilimiz Silvan ilçesi, Dolapdere köyünde 13 askerimizin bölücü terör örgütü PKK ve KCK'lı teröristlerce şehit edilmesi, 7 askerimizin de yaralanmasıyla sonuçlanan hain saldırının yıl dönümü olduğu ifade etmiştir. Yapılan istihbari çalışmalarda, vatandaşlarımızın yanlış bilgilendirilmesi suretiyle halkımızı sokağa çekmeye, güvenlik güçlerimiz ile vatandaşlarımızı karşı karşıya getirmeye, düzenlenecek kanunsuz etkinlik ve eylemlere katılım sağlamaya teşebbüs eden illegal gruplar ve müzahir oluşumların bulunduğuna dair bilgilerde bulunduğu kaydedilmiştir. Ayrıca, söz konusu mitingle ilgili olarak o dönemde bazı çevrelerce yapılan açıklamalar ve çeşitli basın yayın organlarında yer alan haberlerde direniş, savaş gibi telkinlerde bulunularak vatandaşlarımız arasında kin, nefret ve düşmanlık duyguları oluşturulabilecek çağrılara yer verilmiştir. Yapılan açıklamalar, basın yayın organlarında yer alan haberler ve edinilen istihbari bilgiler sonucu yapılması planlanan açık hava toplantısının yasa dışı PKK, KCK terör örgütleri ile sözde elebaşlarının propagandasına dönüşeceği anlaşılmıştır. Söz konusu mitingin gerçekleşmesi durumunda yapılacak illegal propagandalar, tahrik ve kışkırtmalarla vatandaşımızın karşı karşıya getirilmesi ve bu yolla kin, düşmanlık ve çatışma ortamı oluşturulmaya çalışılacağı görülmüştür dedi.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, 'Konuşmacı konuşması esnasında Barış ve Demokrasi Partisinin 14 Temmuz etkinliğiyle ilgili savaş çağrıları yapıldığını ifade etti, grubumuza sataşmada bulundu.' diyerek söz aldı. Baluken, Gerçekten, sayın milletvekilinin konuşmasını, daha doğrusu metni okumasını büyük bir hicapla burada izledik. Sanki Niğde Milletvekili değil de Niğde Emniyet Müdürlüğünde görevli bir komiser buraya sunuma gelmiş. Anladığımız kadarıyla, metni de bir komiser yazıp elinize tutuşturmuş. Şu önergenin gerekçesine baktığınız zaman bile, burada, insan birkaç cümle söylerken bir vicdani muhasebe yapar. Bir partinin grup başkan vekilinin ayağı kırılacak şekilde, açık yara olacak şekilde, üç aylık tedaviyi aşkın bir süreyi gerektirecek şekilde bir yaralanma, 1 milletvekilinin korneasında yırtılma, 1 milletvekilinin göz retinasında yara oluşumu, 2 milletvekilinin vücudunun her tarafında ekimozların oluşumuyla ilgili bir müdahaleyi burada meşrulaştıran bir konuşma yapıyorsunuz. Böyle yaptığınız için, milletvekillerine şiddet uygulayan polis terörü aynı şekilde devam ediyor. Dün, işte, arkadaşlarımıza Suruç'ta aynı valinin ve polisin zihniyeti sizden cesaret alarak terör uyguladı. Ertuğrul Bey'in yaralanması, Nursel Aydoğan'ın ciddi bir şekilde darp edilmesinin altında yatan gerçek şey sizin zihniyetinizin vermiş olduğu cesarettir. Şu sıralarda da, bu süre içerisinde sayısız milletvekili yaralandı. Hiçbir hükümet döneminde sizin hükümetiniz döneminde olduğu kadar milletvekillerine pervasız bir şekilde polis şiddeti, polis terörü uygulanmadı. Neredeyse, artık rutin hâle geldi, her toplumsal şiddette eline copu alan bir polis, karşısındaki milletvekiline şiddet uygulamaya başladı ve siz çıkıp 'Polis desten yazdı.' şeklinde bunu meşrulaştıran konuşmalar yapıyorsunuz. Sizi kınıyorum, bu zihniyeti kınıyorum, milletvekilleri olarak bundan sonra olabilecek bütün sorumluluğun sizin zihniyetinizde olduğunu buradan ifade ediyorum dedi.
Sataşma olduğunu belirten AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş söz alarak kürsüye çıktı ve HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken'e cevap verdi. Elitaş, Türkiye Büyük Millet Meclisi, uyulması gereken, uyulacağı tahmin edilen, düşünülen ve uyulması mecburiyetinde olan kanunları yapmakla görevlidir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyeleri kanunları yaparken, bunlara uyulmasını vatandaştan isterse, o Meclisin değerli üyelerinin de yaptıkları işleri, halkla beraber yaptıkları işleri de yasalara uygun olarak yapması gerekir. Yasa dışı yapılan bir eylem içerisinde, milletvekillerinin öncülük yaparak, milletvekillerinin yasa dışı eylemleri tahrik ederek, vatandaşı arkasına toplayarak güvenlik güçlerine karşı güvenlik güçlerine karşı saldırmalarını tasdik etmek, teşvik etmek milletvekillerinin görevi arasında değildir dedi.
Ardından Elitaş ile Kürkçü ve Baluken arasında sözlü tartışmalar yaşandı. Tartışmalar ise TBMM'nin tutanaklarına böyle yansıdı.
Kürkçü: Kime saldırmışız?
Baluken: Öldürecek misiniz?
Elitaş: Öldürme meselesi değil.
Baluken: Nedir o zaman?
Elitaş:Yıllarca bu memlekette terör estirenler, yıllarca
Kürkçü: Kime saldırmışız, kime saldırmışız?
Baluken:Senin zihniyetin terör estiriyor işte.
Elitaş:Bu memlekette teröristlerin arkasında duranlar, yıllarca teröristleri alkışlayanlar güvenlik güçlerini 'terörist' diye itham edemezler.
Kürkçü: Sen 'terörist' dediğinle müzakere yapıyorsun. Ne yapacaksın? Hangi tarihte yaşıyorsun yahu, hangi yılda yaşıyorsun!
Elitaş:Bu hükümeti, milli birlik, kardeşlik, beraberlik çözüm sürecini yapan bir hükümeti siz kalkacaksınız, getireceksiniz burada 'Terör estiriyor.' diye ifade ettireceksiniz. Siz güvenlik güçlerine saldıracaksınız, güvenlik güçlerini öldüreceksiniz, askeri şehit edeceksiniz.
Kürkçü:Kim askeri şehit ediyor be?
Baluken:Kim askeri şehit ediyor? Saçma sapan konuşmayın!
Kürkçü:Utan, utan!
Baluken:Senin zihniyetin onları şehit ediyor.
Elitaş:Şehit edenleri alkışlayacaksınız, arkasından kalkacaksınız, burada siz 'Terör estiriyor.' diyeceksiniz.
Kürkçü: Utan be!
Oktay Vural: Terör örgütünü muhatap alan sizsiniz ya, çözüm sürecini yasalaştıran sizsiniz ya.
Elitaş: Teröristleri alkışlayanlar, Türk güvenlik güçlerine, askerine, polisine 'Terör estiriyor.'diyemezler.
Bu sözlü tartışmaların ardından HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken sataşma olduğunu belirterek söz aldı. Baluken, Bu asker, polis şehit etme meselesine hemen bir değineyim. Asker, polisin şehit olmasına sebep olan zihniyet, Kürt meselesini ve demokratikleşme sorununu çözümsüz bırakan sizin zihniyetinizdir. Biz legal siyasi parti olarak başından beri bu meselenin barışçıl yoldan çözülmesi için elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz.
Elitaş: Teröristi alkışlayacaksınız.
Kürkçü: Ya ne diyorsun sen 'Teröristi alkışlamak.' falan!
Baluken: Siz hükümetiniz döneminde her türlü soykırım operasyonunu yaparak, askeri operasyonlar yaparak, Roboski benzeri katliamlar yaparak
Elitaş:Polise tokat atacaksın terör olmayacak!
Baluken: Savaş politikalarını gündemleştirdiniz, orada yaşamını yitiren askerden de polisten de gerillanın canından da birinci derecede hükümetiniz sorumludur, bu bir.
Elitaş:Hala teröristi koruyorsunuz.
Baluken:İkincisi, toplantı ve gösteri yapma hakkıyla ilgili anayasal güvenceler vardır. Sizin derebeyi ilan ettiğiniz valilerinizin keyfi uygulamasıyla hiç kimse demokratik gösteri hakkından vazgeçmez. Sizin bu zihniyetiniz, Gezi'de onlarca insanımızın yaşamını yitirmesine, onlarca, yüzlercesinin yaralanmasına neden oldu, Lice'de aynı şekilde, Yüksekova'da aynı şekilde. Bu zihniyetin kendisi, terörün ta kendisidir. Ali İsmail'i sokak ortasında öldüren, Ethem Sarısülük'ü öldüren, Medeni Yıldırım'ı Lice'de öldüren, Yüksekova'da 3 genci, sadece gösteri hakkını kullanıyor diye öldüren ve bundan hesap sormayan zihniyet, terör zihniyetinin ta kendisidir; söylediğiniz bütün sözleri aynı şekilde size iade ediyorum ben. Burada, özellikle milletvekillerinin darp edilmesiyle ilgili bir önerge görüşülüyor; siz, yine her zaman yaptığınız gibi topu başka yere çekerek, bu önergenin gündeme alınmaması üzerinden siyaset yapıyorsunuz. Yanlış yapıyorsunuz; her yaptığınız yanlış size başka bir fatura olarak geri dönecektir, aynı şiddetle siz karşılaşacak şekilde bu ülkede ciddi sıkıntılar hepimizin önüne gelecek diyorum.
Oktay Vural: Terör örgütüyle görüşen kim? Muhatap alan, 'çözüm süreci' diye paketi getiren kim?
Elitaş: O tarafa söyle!
Vural: İyi oldu 'terörist' demeniz, 'terör örgütü' demeniz ama keşke bunu Başbakan da dese ya!
Elitaş:Başbakan da söylüyor, biz de söylüyoruz!
Kürkçü: Niye bu tarafa? Ne söylüyorsun bu tarafa?
Baluken:Sensin, en büyük terörist sensin, senin zihniyetindir, tamam mı!
Elitaş:Teröriste sarılmadım ben!
Baluken:Terbiyesizlik yapma!
Elitaş: Teröriste sarılmadım ben!
Baluken: Örtbas edip öldürdüğün o gençlerin hepsi teröristin kim olduğunu gösteriyor!
Elitaş: Polise yumruk atmadım ben!
Kürkçü: Ne olacak lan sarılmışsam!
Baluken: Hepsi teröristin kim olduğunu gösteriyor! Sen aynı faşist zihniyetinle devam ediyorsun! Bağırma öyle, bağırma! Nasıl konuşuyorsun sen!
Kürkçü: Nasıl konuşuyormuşum?
Elitaş:Ne diyorsun sen?
Kürkçü: Ne olacak?
Elitaş:Ne, ne olacak?
Kürkçü: Ne yapacaksın?
Elitaş: Neyi ne yapacağız?
Tartışmalar nedeniyle birleşime 5 dakika ara verildi.
Fırat KESKİNKILIÇ/ANKARA,(DHA)-