Kurgu ve gerçeği ayırt edememe sorunu dünyada nasıldır bilemeyiz ama ülkemizde uzun yıllardır konuşulan ve yakınılan bir konu. Zalim ağa karakterini başarılı bir şekilde canlandırdığı için filmin galasında taş atılan Erol Taş'tan, Pokemon izleyip camdan atlayan çocuğa, Süleyman Çakır'ın cenazesinden gerçek hayatta racon kesmeye başlayanlara kurgu nedir gerçek nedir gibi düşünceleri bırakıp tamamen flu takılan bir toplumda yaşadığımız yadsınamaz bir gerçek. Son zamanlarda da artan genç suçlu profili için bir dönem internette yayımlanan Sıfır Bir Bir Zamanlar Adana'da dizisi sorumlu tutuldu. Tabii uzun bir tartışma başladı.
Çürümeyi ve suç oranını tetikleyen etmenlerden sadece biridir medya. Mafyayı, kötülüğü ve acımasızlığı karizmatik bir davranış gibi gösterirsen daha yolda yürümeyi bilmeyen, düşünme ve sorgulama yetileri gelişmemiş davarları özendirirsin. En başta ahlakın olmadığı yerde ekonomin çökerse insani değer yargıları zayıf toplumunu şiddete daha eğilimli hale sokarsın daha ilkel bir yere çekersin. Artı temsil edilen ve dayatılan bütün değerler sistemi ve cezasızlık çalma, yandaş kayırma üzerine kurulu bir anlayışı toplumsallaştırdı ve etik değerden yoksun her türden davranış geçerli kıldı. Çünkü bu davranış örüntülerine sahip olanlar korundu ve mükafatlandırıldı. Siyasiler, mafya liderleri, yandaşlar. Ne yaparlarsa yapsınlar aklandılar ceza almadılar. Rol modelin buysa insanlar kaçınılmaz olarak etik dışı tüm davranışları benimser. Zira bir yere gelebilmek ve saygınlık çalma, çırpma ve yalanla mümkün olur hale geldi. Böylesi bir atmosferde insani hiçbir erdem anlamlı bir yere oturmaz.
İzlemedim diziyi ama dizi izleyip suça yöneliyorsa başka nedenler de aramalıyız. Toplumun yozlaşmışlığının faturası tek diziye kesmek saçma. Suç konulu binlerce içerik var. Sorun net bir şekil de ekonomide. Görmek isteyen görür.
bu serbest işte netflixdeki diziye sakıncalı der ben orda dizi izleyip de banka soyayım diyen birini görmedim daha