Akçakaya’nın iddialarını Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 20 Şubat 2019 günü Eskişehir’de tıp öğrencileriyle olan buluşmasında doğrulamıştı.
Koca, bir öğrencinin “Cerrahlığa asistan bulunamıyor mu şu an? Bunun sebebi sizce ne? Neden tıptan mezun olanlar hastaları daha az görecekleri bölümleri tercih ediyor? Bununla ilgili bir politikanız olacak mı?” sorusu üzerine önce 2018 yılındaki TUS sınavlarında yapılan tercih sıralamasından örnek vermişti.
Koca’nın verdiği bilgiye göre TUS’a giren öğrenciler en çok dermatoloji, plastik cerrahi, radyoloji, radyasyon onkolojisi, göz, çocuk psikiyatrisi, FTR, tıbbi genetik, sonra KBB, psikiyatri, spor hekimliği ve nükleer gibi branşları tercih yaptı.
Buna karşın insan sağlığı açısından kritik öneme sahip olan ancak aynı zamanda doktorların en çok davaya muhatap olduğu branşlardan kardiyoloji 15, kadın doğum 26, kalp damar cerrahisi 25, beyin cerrahisi 30, çocuk cerrahisi 30, acil tıp 32, göğüs cerrahisi ise 33’üncü sırada tercih edildi.
Bakan Koca bu rakamları açıkladıktan sonra şu değerlendirmede bulunmuştu:
'Bu tabloda gördüğümüz çok açık ve net. Özellikle riski düşük olan, hastayla fazla meşgul olunmayan; cildiye, fizik tedavi ve radyoloji gibi branşların daha çok tercih edildiği, ama beyin cerrahisi gibi kalp damar cerrahisi gibi kadın doğum gibi meşakkatli, sorunlu, adli sorunları da beraberinde olan branşların tercihinin daha aşağılarda olduğunu görüyoruz. Bunun ülke için hayra alamet olmadığını hepimiz söyleyebiliriz. Bu doğru bir şey değil. En önemli, kendinizi emanet ettiğiniz bölümlerle ilgili “olsa da olur” diye tercih edildiğini görüyoruz.'
bir yakınım doktor..kendisi şöyle bişiyden yakınmıştı bana.. ulan dedi 100 tane hastaya bakıyorum ardarda 101ciye geçmeden bi 15 dakika çay sigara molası veriyorum ki kafam dağılsın bi kendime geleyim onda da hasta beni uzaktan görüyor vay efendim burda hastalar bekliyor doktor orda laklak yapıyor keyif çatıyo diye başhekime şikayet etmişlerdi dedi.ben şimdi nası güleryüzle yaklaşayım hastalara diye de sormuştu hak vermiştim.tüm doktorlar kusursuzdur demiyorum ama halkımızın da empati konusunda özelliklede hayati önem taşıyan bi konudaki öküzlüğü esgeçilemez.bi de bunun akrabalarla toplaşıp doktor döveni var işte.gençler napsın onlar da haklı.adam meslek hayatı boyunca diken üzerinde iş yapabilir mi kardeşim o stresle yaşamak zorunda mı hele ki insan hayatı sözkonusu ise.
doktorluk hastane dışından görüldüğü gibi 8 ile 5 arası poliklinik yap sonra evine git değil arkadaşlar. Sizin görmediğiniz hastanenin diğer katlarında servislerde yatan hastalarla da ilgileniyorlar gece boyu nöbetlerinde. Üstelik çoğu branş nöbet tuttuğu sabah tekrar poliklinik yapmak zorunda. böylece 36 saat hastanede durarak nöbetini tamamlamış oluyorsun. Hem zihinsel hem bedenen ciddi efor sarfediliyor. Bunun sağlık çalışanları dışında çok anlasıldıgını zanletmiyorum. Ben bile görüyorum tatillerinde ailesiyle dışarı cıkmış doktor özellikle cerrah arkadasların telefonları susmuyor hastaneye vakaya cağrılıyorlar sürekli. son söz olarak cerrah olarak 3 4 bin lira fazla almaktansa aile hekimi, biyokimya veya mikrobiyiloji lab doktoru olarak çalışıp huzurla hayatını devam ettirmek en mantıklısı. insanları mutlu etmenin en zor olduğu bu yüzyılda cerrahi veya dahili branş doktoru olmak akıl karı değil.
Ben tıp öğrencisiyim ve malpraktis davalari çok büyük sıkıntı. Mesela bir kalp damar cerrahı bypass gibi buyük ve ciddi bir ameliyat için 500 lira civari alıyor devletten ama olur da hasta masada kalırsa hasta yakınları 1 milyon liralık davalar açabiliyor. Şu şekilde özetlersek 50 bin tl lik aracınız kaza yaptığında kaskodan 10 milyon lira talep etmek gibi bişey bu