Şimdiye kadar hep sinemalarda korsanları ve savaşlarını görmüşüzdür. Peki gerçekte bunlar nasıl gerçekleşiyor?
Afrika korsanlarının nasıl ortaya çıktığını ve neler yaptıklarını derledik. İyi okumalar!
Kaynak: Kablosuz Dergi
Şimdiye kadar hep sinemalarda korsanları ve savaşlarını görmüşüzdür. Peki gerçekte bunlar nasıl gerçekleşiyor?
Afrika korsanlarının nasıl ortaya çıktığını ve neler yaptıklarını derledik. İyi okumalar!
Kaynak: Kablosuz Dergi
Korsanlar deniz ticaretinin tarihi boyunca var oldular. Coğrafi keşifler öncesi dünya ticaretinin merkezi olan Akdeniz'in doğusu ve güneyi korsanlık faaliyetlerinin merkeziydi.
Güney Akdeniz'de yaşayan Berberi halkının ise en büyük gelir kaynağı korsanlıktı. Berberiler günümüzdeki Tunus, Cezayir ve Libya gibi kuzey Afrika'da yer alan ve o dönem Osmanlıya bağlı olan bir halktı.
İngilizlere bağlı oldukları için Berberililer Amerika kolonisinden de düşük bir ödeme talep ediyordu. Fakat Amerika bağımsızlığını ilan edince Berberiler haracı arttırdı. Amerikalı yetkililer ise haraç vermeyi tamamen reddedip korsanlara bir sefer düzenledi.
Böylece ABD ve Osmanlı arasında birinci Berberi savaşı ortaya çıktı. Savaş sonucunda Amerika galip geldi. Amerikalılar ikinci Berberi seferini de düzenleyip galip geldiler. Bunun sonucunda Akdeniz'deki korsanlar tamamen bozguna uğrayıp tarihe karıştılar.
Berberi savaşlarından sonra korsanlık faaliyetleri Akdeniz dışına taştı. Karayipler, Orta Amerika, Hint Okyanusu, Doğu ve Güneydoğu Asya korsanların başlıca merkezleri haline geldi. Ancak köleliğin ve köle ticaretinin sona erdirilmesiyle eski usul korsanlar da tarihe karıştılar.
Günümüzde korsan saldırılarının olduğu bölgeler, siyasi istikrarsızlığın yaşandığı çoğunlukla iç savaş ya da çatışma durumunda olan halkın fakirliğe mahkum edildiği bölgelerdir.
Dünyadaki tüm korsan saldırıların %95’i Afrika kıyılarında gerçekleşiyor. Geri kalanlarsa Malezya, Endonezya ve Filipinlilerin olduğu Malakka boğazı çevresinde ve Karayip Denizinde gerçekleşiyor.
Korsan faaliyetlerinin %95’İ Afrika'da gerçekleşse de bu bütün kıtanın tehlikeli olduğu anlamına gelmiyor. Saldırılar yalnızca iki yerde gerçekleşiyor. Aden Körfezi ve Gine Körfezi.
Somali açıklarındaki Aden Körfezinde, korsanlık faaliyetlerinin ortaya çıkma sebeplerinden biri trol balıkçılık yapan yabancılara saldırmak, diğeriyse yabancılar tarafından kıyılara bırakılan radyoaktif atıklardı.
Nijerya açıklarındaki Gine körfezindeyse korsanlık faaliyetlerinin ortaya çıkma sebepleriyse; yabancıların ülkedeki petrolü çalması, hızla artan nüfusa kıyasla halkın geçimini sağlayacak kazançlarının olmamasının yanında ülkenin sömürülmesinden kaynaklanmaktadır.
Korsanlar denizdeki yüzlerce gemiden hangisine saldıracaklarını, işlek limanlarda bulunan muhbirler aracılığıyla sağlıyorlar. Bu muhbirler belli bir bedel karşılığında korsanlara hangi gemi hangi şirkete bağlı, o şirketin ekonomik gücü nasıl, geminin içindeki malın değeri gibi bilgileri öğreniyorlar.
Kasasında para olan gemiler en cazip hedefleri arasında olan korsanların uzak durduğu gemiler; fidye getirisi en düşük olan, mürettebatının çoğu Hintli veya Endonezyalı gemilerdir.
Korsanlar saldırıyı gerçekleştirmek için kazancın küçük bir bölümünü alsalar da saldırıyı gerçekleştirmek için bir finansöre ihtiyaç duyarlar. Finans sağlanınca ise korsanlar geçmişte kullanılan yöntemlere benzer bir strateji ile hareket ederler.
Saldırı 12 kişiden oluşan iki takım tarafından yapılır. İlk saldırıyı yapmakla görevli olan A takımı herhangi bir alarm durumuna izin vermeden kancalı halatları kullanarak gemiye sızar. A takımı gemi üzerinde hakimiyeti sağlayınca B takımı devreye girer ve gemiyi, kendi kontrollerindeki kıyı bölgesine götürür.
Gemiler açık sularda genellikle kıyının 12 mil açığından seyir yapmalarına rağmen Gine Körfezi'nden geçen gemilerin kaptanları rotayı, korsan saldırılardan kurtulmak için kıyının en az 100 mil açığından çizmektedir. Ancak bu kesin bir önlem olmamıştır.
Devam eden saldırılara bir çözüm olarak gemi sahipleri, mürettebatın uzun süre ihtiyacını karşılayacak şekilde tasarlanmış güvenlik odaları, korsanlık faaliyetlerin yoğun olduğu bölgelerde ağır makinalı silahlarla donatılmış özel kiralık güvenlikler, ölümcül olmayan sonik ses cihazları, geçici körlük yaratan lazerler ve gemiye tırmanmayı önleyici su topları gibi çeşitli icatlar yapmışlardır.
Korsanlar gemiyi ele geçirdikten sonra genelde, karşı tarafı psikolojik olarak yıpratmak için ilk 72 saat kimseyle temas kurmazlar. Gemi sahipleri de gemileri ele geçirilince korsanların profesyonel bir müzakerecisi ile anlaşır. Eğer geminin sigortası korsan saldırısını kapsıyorsa bu sefer sigorta şirketinin müzakerecisi devreye girer.
Fidyenin miktarı üzerinde anlaşıldıktan sonra kuryeler, korsanların kontrolü altındaki bölgelerde buluşup parayı el değiştiriyor. Eğer her şey korsanların istediği gibi giderse de gemi ve mürettebatı serbest bırakırlar.
Afrika'da yapılan her korsan saldırısı sonrası taşıma maliyetleri artıyor ve bunlar dolaylı olarak bizim cebimizden çıkmaktadır. Örneğin Gine Körfezinde korsanların kazandığı her 120 milyon doların tüketiciye maliyeti ortalama bir ile üç milyar dolar civarındadır.
Tüm korsan saldırılarının en büyük kazananı sigorta şirketleridir. Korsanlara milyon dolarlarca fidye ödense de sigorta şirketlerine bunun için ödenen primler, onlarca kat daha fazla.
Örneğin 2010'da bir çalışma yapılan çalışmaya göre Somalili korsanlar 2010 yılında 148 milyon dolar fidye almışlardır. Dünyadaki tüm gemi sahipleri ise, korsan saldırısına karşı sigorta için toplamda 1.85 milyar sigorta primi ödemiştir.