Gemi Enkazından Kurtulup Okyanusun Ortasında 76 Gün Boyunca Hayat Mücadelesi Veren Adam

Steven Callahan haftalrca tek başına bir cankurtaran salında oradan oraya sürüklendi.

Her gün deniz suyu tenini yakıyor, terlediği an güneş ışığı terini anında kurutuyordu. Ama fiziksel olarak yaşadıkları, zihninde yaşadıkları yanında hiçbir şeydi. Callahan sandalda geçirdiği vakit boyunca sürekli başarısız olduğu kariyerini ve biten arkadaşlıklarını düşünüyordu. Dönüp dolaşıp bu düşünceler içerisinde adeta boğulmuştu.

Çocukluk hayali nasıl bir kabusa dönüştü?

Callaha’nın küçüklüğünden beri tekneler hayatının bir parçasıydı. 12 yaşındayken Atlantik'i geçmeyi hayal ediyordu. 20 yaşına geldiğinde ise küçük gemiler tasarlamayı ve inşa etmeyi öğrendi. Dokuz yıl sonra ise Callahan ilk kez denize açıldı. 6.50 metre (21 fit) bir yat olan Napoleon Solo'yu inşa etti ve Atlantik Okyanusu’nda bir yarışa katıldı. Yolculuğun ilk kısmı 1981'in sonlarında gerçekleşti ta ki hava koşulları Napoleon Solo da dahil olmak üzere filonun birkaç teknesine zarar verene kadar. Callahan teknesini

onarmak için durdu ama bir süre sonra tekrar denize açıldı.

Atlantik'teki dönüş yolculuğuna sekiz gün kala fırtınayla karşılaşmasına rağmen yoluna tam gaz devam etti.

Bu fırtınadan çok daha kötüsünü daha önceden atlatmıştı. Tekneyi emniyete aldı ve uyudu, ama saat 11 gibi patlama sesine uyandı. Callahan hemen ayağa kalktı ve teknede beline kadar su içinde olduğunu fark etti. Olayın şokuyla kendi kendine durumu anlamaya çalıştı. Mesela su geçirmez bölmeler  teknesinin batmasını engelleyecek miydi? Kafasındaki sorularla baş ederken aynı zamanda da hayatta kalabilmek için de mücadele veriyordu. Hemen cankurtaran salını hazırladı. Batan geminin güvertesindeyken, nefesini tuttu ve tekneden kurtarabildiğini kurtarmak için daldı.

"Suyun üzerindeki azgın dalgalara kıyasla suyun dibinin çok huzurlu olduğunu hatırlıyorum. Kendimi sulu bir mezara girmiş gibi hissettim.” Dedi.

Callahan teknesinden bir zıpkın, tatlı su, uyku tulumu, yastık ve biraz yiyecek alabildi. Yaşam mücadelesi veren bu genç adam, o sırada bir sonraki durağının 1.800 mil uzakta olduğundan maalesef bir haberdi..

76 gün boyunca oradan oraya sürüklendi!

Hayatta kalmak için Callahan’ın yapması gereken 2 önemli şey vardı. Bunlar zıpkınla balık tutmak ve tatlı su üretebilmek. Böyle bir durumda susuzluktan ölen yüzlerce insan olmasına rağmen şimdilik ona yetebilecek kadar suyu ve damıtma cihazı vardı. Prototip ama üzerinde herhangi bir kullanma talimatı olmayan damıtma cihazı ile tatlı su üretebilecekti. Güneşli olan günlerde yarım litre tatlı su kullanmaya başladı. İnsanların sağlıklarını korumak için günde dört ila beş bardak suya ihtiyacı var. Bunu düşününce sanki elindeki tatlı su ona yeter gibi düşünebilirsiniz ama tuzlu su ve yanan güneş ışığı ile çevrili olduğunuzu düşündüğünüzde emin olun çok daha da fazla suya ihtiyaç duyarsınız. Yine de Callahan susuzlukla mücadele etti ve ürettiğinden daha az içti. Ayrıca zor durumlara karşı da üç kutu su da biriktirdi.

Yemek sorununu nasıl çözdü?

Callahan'ın zıpkınla balık tutmayı öğrenmesi 13 gün sürdü. İlk balığını yakaladığında kuruyan yanaklarından resmen yaşlar süzülmüştü. Bu balık kendisini bir süre tok tutmaya yetecekti ama yaşam mücadelesi hala devam ediyordu. Ertesi gün Callahan, denizin ortasında bir gemi gördü ve kendisini belli edecek bir işaret fişeği atıp bekledi. Ama her seferinde umutları yerle bir oluyordu. Callahan, 'Her sabah bir umutla beklerdim ama sonra öğleden sonraları umutsuzluğa kapılırdım. Bir sürü gemi gördüm ama hiçbiri beni görmedi.” dedi.

43. günde Callahaa, dorado balığı yüzünden tekrar ölümle karşı karşıya geldi.

Dorado balığı salında bir delik açmıştı ve bu delikten içeri su giriyordu. Müdahale etmezse sal batacak ve o da boğulacaktı. Günlerdir o kadar yorulmuştu ki. Salındaki son durumu kontrol etti ve deliği kapatmak için bir yama yaptı. Salı şişirdi ve yamayla tutturmuştu. Callahan, “Sadece ama sadece hayatta kalabilmek istiyordum” dedi. “Üç teneke suyum kalmıştı. Bedenim ve zihnim artık dayanamıyordu. Sanki okyanusta kaybolmuş ve boğulmuş tüm insanları etrafımda hissedebiliyordum. Artık mücadele edecek gücüm kalmamıştı.’’ Dedi. Callahan’ın bu salda geçirdiği tam 76. Günde , Guadeloupe'deki küçük bir ada olan Marie Galante'den üç balıkçı, kuşların kıyıdan çok uzak olmayan belirli bir nokta üzerinde uçtuğunu gördü. İlk etapta balık olduğunu düşündükleri yere yaklaştıklarında küçük bir sal ve içinde bir adam gördüler.

Sonra ne mi oldu?

Günlerdir okyanusun ortasında oradan oraya sürüklenen Callahan, düzgün yürüme yeteneğini kaybetmişti. Yine de nihayet hastaneye götürüldüğünde, birkaç saat içinde gitmesine izin verdiler. En çok ihtiyacı olan şey yemek yemek, duş almak ve sağlam bir zeminde gece uykusuydu. İki buçuk aydır ilk kez, ertesi gün vereceği kararı düşünmeden gözlerini kapatabilecekti. Altı hafta sonra, Callahan ABD'ye geri döndü. O zamana kadar yürüme yetisini kazandı ama kas dokusunun yenilenmesi bir altı ayı buldu. Bu arada kız arkadaşı Kathy ile yeniden beraber oldular. ' Kathy ile 1994'te evlendik, 1982'den beri de birlikteyiz. O benim en iyi arkadaşım, yelken ortağım, hayat ortağım.' dedi.

Sevdiği kişiye kavuşan Callahan’ın hikayesi medya kuruluşlarını da oldukça etkiledi.

Medya yapımcıları Callahan’ın hikayesinden kesitler almak, film yapımcıları ise filmlerine konu etmek istedi. Ancak en sonunda Callahan 1986 yılında Denizde Kayıp Yetmiş Altı Gün adlı kitabını çıkardı ve 36 hafta boyunca New York Times'ın en çok satanlar listesinde yer aldı.

Popüler İçerikler

Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
YORUMLAR
13.08.2021

Taşaklı Steven

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ