1996? 1984 var benim bildiğim. O da distopik bir film. Sen ne yapıyorsun o eceyle? Günlük mü tutuyorsun? Aylık gelir-gider dengelerini kağıda mı döküyorsun? Hadi onu geri dönüşüme. Hadi.
Her gün evinde hurç gören insan var. Fena. Çünkü hurç, dünyadaki tüm estetik değerleri tek başına karşısına alır. Hurç, görsel zekayı düşürür. Sonra ah benim oğlum.
Bir tane aldın. Kullanıyorsun. Çok güzel. Ama ucuz diye alıp bir yerde saklamak nedir? Hem plastik hem çirkin. Onu da geçtim saklama kabını saklamak nedir? Bu çok temel bir ontolojik sorundur.
Sen bunu hayatın boyunca sermeyeceksin. Bunu sana itiraf edeyim. Ben senin içini, dışını, halını biliyorum. Sen bunu her yaz yıkatıp rulo yapıp kapının arkasına koymaktan hoşlanıyorsun. Sen bel fıtığından hoşlanıyorsun. Bu bel fıtığı hoşlantısı.
Borcam bir kültür aktarımıdır. Borcamlar kullanılmaz. Evlenenden evlenene aktarılır. Sonra mutfak dolabı. Canını sevdiğimin borcamı.
Adı varsa da bilmiyorum. Bu da çirkinlikten ölen bir eşya. Çöp poşeti saklama eşyası. Çöp poşeti bunun içinde saklanıyor. Şimdi bunun tam tersini düşünün. Şimdi gideri oldu.
Hayat bazen çok adaletsiz....