Gelecek Bize Ne Getirecek? Gitgide Dijitalleşen Dünyamız ve 11 Milyon Yoğurt Hikayesi

İş dünyası devrimsel bir değişimin eşiğinde. 

Makineler ve üretimde kullanılan diğer araçlar artık birbirinin bıraktığı işi devralarak sadece ürünü bir adım öteye götürmüyor; aynı zamanda birbiriyle iletişim kurarak akıllı fabrikaları oluşturuyor. 

Tamam da biz bütün bunlardan ne anlamalıyız? Buyurun galeriye.

Bildiğimiz gibi, iş yaşamında insan emeğinin rolü giderek azalmakta.

Çünkü işi devralan makineler hem daha ucuza, hem de çok daha seri bir şekilde ürün elde edilmesini sağlıyor.

İyi ama biz bundan ne kazanacağız? Daha güzel bir hayat mı?

Daha yüksek standartlar mı? Az iş, çok para mı?

Mesela elde edilen standartlar topluma nasıl yayılacak? Gelir dağılımındaki adaletsizlik daha mı büyüyecek yoksa küçülecek mi?

Henüz bu soruların cevaplarını verecek tatmin edici açıklamalar yok.

Tek bilinen gerçek, Endüstri 4.0'ın üretim dünyasını, doğası gereği de insanlığın seyrini baştan aşağı değiştireceği. Dijitalleşen dünya artık her alanda bizi kuşatmış durumda. 

Kaçış yok. Kaçış yoksa, içine dalmaktan başka çaremiz de yok.

Almanya'da bir grup üniversite 2015 yılında, geleceğin endüstrisi Endüstri 4.0'a hazırlık yapmak amacıyla bir proje üstünde anlaşır.

Proje dahilinde üniversiteler bir araya gelip yoğurt üreteceklerdir. Yoğurt evet.

Projenin adı, myJoghurt Projekt'tir.

Stutgart Üniversitesi'nin web sitesi üstünden insanlar 20 meyve ve farklı karışımlardan istedikleri kombinasyonları oluştururlar. 

Bu kombinasyonlara paket, meyvenin yoğurttaki yeri, kaymak çeşidi gibi etkenler de eklendiğinde tam 11 milyon farklı yoğurt seçeneği ortaya çıkar.

11 milyon farklı seçenekten istediğiniz yoğurdu siparişi etmeniz ise çok basittir:

Sadece bir tık.

Yoğurdun ana vatanı Türkiye'de, 11 milyon yoğurt seçeneğini duyduğumuzda hepimizin şaşırması oldukça normal.

Sadece bizim için değil dünyadaki tüm insanlar için, 11 milyon yoğurt seçeneği gerçekten hayal edilemeyecek bir ürün çeşidi. Hepsini markette satmaya kalksanız bir AVM'yi sadece yoğurtla doldurmak zorunda kalabilirsiniz.

Bu yoğurttaki en önemli özellik ise üretimde insanların değil, yazılım firmalarının birbiri ile iletişimde olması.

İlk olarak sipariş alınmasının ardından, koordinasyon içinde fabrikaya iletilen bilgi üretim aracılığıyla hayata geçiriliyor. Tüm bu olan bitenler ise insanlar değil, makinelerin birbiriyle iletişimi sonucunda gerçekleşiyor.

Böylece geleceğin akıllı fabrikalarının nasıl işleyeceği ve dijitalleşme ile neler başarılabileceği ispatlanıyor.

Tüm yapılanlar, dijitalize edilmiş ve birbirine bağlantılı endüstriyel ürünlerin üstünden yürüyor. Dijitalize olmuş akıllı fabrikalar hem üretimi çok daha seri hale getirirken, hem de kişiselleştirilmiş ürün seçeneğini de insanlığa sunuyor.

İnsanlık teknolojiyi, teknoloji ise insanlığı değiştiriyor.

Artık her makinenin kendine göre bir işletim sistemi ve kendine göre bir dili var. Kendisine emir veren makineye şu andaki işini bildirip, daha kaç gün süreceğini ve verilen görevi ne zaman yerine getirebileceğini söylüyor. Üstelik zamanda sapma yapmadan. Bu da kitlesel üretimlerde büyük verimlilik elde edilmesini sağlıyor.

Kısacası, makineler artık büyük veriyle harmanlıyor. Robotlar insanlarla yan yana ve beraber çalışıyor.

Çalışanlar ellerinde tabletlerle üretim bantları arasında gezerek işleyişi kontrol ediyor ve tüm bunlar olurken insanlık teknolojiyi, teknoloji ise insanlığı değiştiriyor.

2020'de 50 milyar araç-gerecin internete bağlanacağı tahmin edilmekte.

Artık sadece elimizdeki cep telefonlarından ya da tabletlerden değil, kullandığımız birçok aletten internete girebilecek konuma geleceğiz. 

Arabalarımız akıllı yollardan giderken, internete bağlı aracımız tüm trafiği kontrol eden ortak bir yazılım tarafından yönlendirilecek. 

Akıllı fabrikalarda üretilen akıllı buzdolaplarımız kendisi gibi akıllı fabrikalarda üretilen yoğurtlarımızın bozulmaması için önceden önlemler alacak. 

Akıllı sensörler evimizdeki birçok güvenlik önlemini bizim için kendiliğinden alacak.

Özetle dijitalleşen teknoloji, hayatımızı daha fazla dijitalleştirmeye devam edecek.

Bunun insanlığa ne şekilde geri döneceğini ise, ancak yaşayarak göreceğiz.

Senem Kılıç

Harvard Business Review Türkiye

Popüler İçerikler

TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"
Kanseri Yenen Eski Arka Sokaklar Oyuncusu Dizi Setlerine Yeniden Dönme Kararı Aldı
Mike Tyson Kaybetti: Tarihi Mike Tyson - Jake Paul Maçında Neler Oldu?
YORUMLAR
14.10.2016

Valla kafam atarsa yapacağımı biliyorum ben

15.10.2016

Çok afedersiniz ama tünelin ucu bombok bi yere çıkıyo sanırım

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ