'Floresan ışıklarına boğulmuş, İstanbul'un banliyösündeki bir bodrum katı beyazlar içinde. Beyaz kumaş dağlarının arasında Şükrü, dikiş odaları arasında kumaş topları taşıyarak mekik dokuyor. Yalnızca 12 yaşında, ama dişlerinin arasındaki makas ve gözlerindeki ifadeye baksanız sanki yıllanmış bir işçi.'
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Birleşmiş Milletler Mülteci Ajansı ve Business Call To Action gibi sivil inisiyatifler de dahil, dünyanın her yerinden araştırma ve yardım komisyonlarının Türkiye'de yaşayan Suriyeli sığınmacılar ve özellikle de çocukların çalışma koşulları hakkındaki raporları korkunç:
Hakaret yağacak bana ama düşüncelerimi söyleyeceğim. Bunların birine bile acımıyorum. Her pisliği yapıp, duygu sömürüsü ile kendilerini haklı çıkartıyorlar. Ben bu ülkenin yöneticilerinden olsaydım birini bile almazdım. Avrupa haksız yere eleştiriliyor . Adamlar haklı.
Bizim suçumuz mu lan . Sikerim suriyeyide suriyelileride , çocuk işçileride. Önce kendi memleketinize bakın lan ! . Köy yolu kapalı diye bebekler ölüyor , halk yoksulluktan kırılıyor gırtlağa kadar borç. Amına koyduğum evlatları ülkelerine sahip çıkamayıp kahpelere teslim ettiler suçunu biz çekiyoruz .
E ne olmasını bekliyordunuz tam olarak? Bizim ülkede savaş çıksa Suriye'ye kaçsak bize nasıl davranırlardı diyorsunuz? Ya da isterlerse biz ülkeden çıkalım onlar yaşasın? Türkiye'de insanlar sanki çok mükemmel şartlarda çalışıyor, çocukların hepsinin mükemmel eğitim öğretim hayatı var da Suriyelilere işkence yapılıyormuş gibi göstermeyin, bıktım şu gariban Suriyeli haberlerinizden, adamlar asayişi bozsun, sorun çıkartsın, tüm ucuz işçi sektörünü ele geçirsin, dolandırabilenler insanları dolandırsın, dilencilik sektörünü bile ele geçirsin, biz de yazık diyelim öyle mi?