Günümüzün yaşlanma karşıtı kremleri bu noktaya kolay gelmedi. Tarih boyunca insanoğlu sürekli genç kalmanın ve ölümsüzlüğün yollarını aradı. İşte bu yolda başvurulan 23 garip ötesi yöntem!
Günümüzün yaşlanma karşıtı kremleri bu noktaya kolay gelmedi. Tarih boyunca insanoğlu sürekli genç kalmanın ve ölümsüzlüğün yollarını aradı. İşte bu yolda başvurulan 23 garip ötesi yöntem!
Han İmparator'unun danışmanı Li Shao Chun, yemeklerini kırmızı civa sülfattan altına dönüştürülmüş çatal bıçak ile yerse daha uzun yaşayacağını söylermiş. Bugün bu madde bir hayli zehirli civa sülfat olarak biliniyor.
Antik Sanskrit dilinde yazılmış bu tıp notlarında uzun yaşamın sırrının sabah banyosu sonrası kök tozu, altın, yağ ve bal karışımını tüketmek olduğu yazıyor.
Efsanevi Mısır kraliçesi Kleopatra, cilt bakımı için sürekli eşek sütünde banyo yapıyordu.
Epilepsi rahatsızlığına yakalanan Romalılar iyileşmek ve güçlenebilmek adına gladyatör kanı içiyorlardı.
Antik Taoistler genç kalmak için uygulanması gereken diyette şunların bulunması gerektiğine inanıyordu: Baharatlar, sebzeler, kaplumbağalar, turna yumurtaları, uzun süre yaşayan hayvanlar. O dönemin halkı genç kalmak için aynı zamanda nefes egzersizleri yapıyor, orgazm olmaktan kaçınıyordu.
4. yy simyacısı Ge Hong, özel bir maymunun beyninden yapılan ilacın insan ömrünü 500 yıla kadar uzatacağını söylüyordu.
The Cure of Old Age adlı kitabında filozof ve keşiş Roger Bacon, engerek yemenin ömrü uzatacağını, şarap içmenin, altın, inci, mercan ve erkek geyik kalbindeki kemik karışımının da yine uzun ömür için tüketilmesi gerektiğini yazar.
Fransa kralı II. Henry'nin eşi Diane de Poitiers, genç kalmak için altın klorür ve anestezi eteri karışımı içiyordu.
Filozof Marsilio Ficino, dönemin yaşlılarına gençlerin kanını içmelerinin kendilerini yenileyeceğini söyler. Dönemin Papa'sı bu yöntemi denemiş ve birkaç yıl sonra vefat etmiştir.
Belki de akla en yatan uygulama bu. 16. yy'da tam 102 yaşına kadar sağlık dolu yaşayan Luigi Cornaro, hayatın hemen her alanındaki ölçülü olma ve kısıtlamalara gitmeye inanmış, uygulamıştır. Bu yöntem günümüzde dahi uygulanmakta.
1600'lü yılların en önemli düşünürlerinden biri Francis Bacon, uzun yıllar yaşamak isteyenlerin ruhlarını koruma altına alıp, hızlıca onarması gerektiğini ve bunun da afyon ve banyo ile yapabileceğini savunmuştur.
İngiltere kralı 2. Charles'ın doktoru olan Tobias Whitaker, ömrü uzatmak için şarap içmenin çok önemli olduğuna inanırdı. Whitaker, 60'lı yaşlarının sonuna kadar yaşadı.
Fransız doktor Jean-Baptiste Denis, tarihte ilk defa hayvandan insana kan naklini denemiş. Gençleşmek için bu yönteme başvuran hastası, operasyonu hızlı atlatmış neyse ki.
Vejeteryanlığın gelişimine büyük katkıda bulunan ileri görüşlü doktor George Cheyne, çok küçük yaştan itibaren sadece su içen kişilerin 100 yaşına kadar yaşayabileceğini iddia ediyordu.
Alman doktor Christoph Hufeland, birlikte olmak için değil fakat genç bir insan ile yan yana durmak adına genç kadınlarla aynı yatakta yatmanın gençleştirici etkisine inanıyordu.
Fizyolog Charles-Édouard Brown-Séquard, 72 yaşındayken kendine köpek ve kobay faresi semeni ve hayası enjekte etmiştir.
İsviçre'li Maximilian Bircher-Benner, 'gün ışığı yiyecekleri' adını verdiği çiğ yiyeceklerin uzun yaşamın sırrı olduğuna inanıyordu. Bu resmen Fear Factor bölümü gibi olmuş.
Nobel ödüllü Élie Metchnikoff, laktik asit bazlı beslenmenin yaşlanmayı tersine çevireceğine inanıyordu. Bu nedenle sürekli ekşimiş süt tüketilmesini savunan Metchnikoff, bağırsak bakterilerinin artırılması gerektiğini söylüyordu.
Rusya'dan göçen Fransız cerrah Serge Voronoff, maymun testisinden aldığı dokuları gençleşebilmek adına erkek testislerine aşıladığı yöntemi ile ünlenmiş. 1926'ya kadar Voronoff operasyonu 1000'den fazla kişiye yapmış.
Dr. Charles G. Davis, pek çok makalesinde radyumun mucizevi bir ilaç olmasından bahsediyor. Radyum'un yaşlanma belirtilerini yok ettiğini ve hücrelere canlılık getirdiğini yazıyor. Chernobyl'i izlemedin herhalde sen krdş...
Eugen Steinach, kısmı vasektomi içeren popüler yöntemi ile deneyler yapmış. Hastaları arasında kanserini gidereceğine inanan Sigmund Freud da varmış. Fakat bu yöntem ne yazık ki işe yaramamış.
Kansas'lı papaz John Brinkley, keçi testislerinden aldığı dokuları gençleşebilmek adına insanlara naklediyordu. 1930'a gelindiğinde tüm lisansları elinden alındı.
İngiliz gazetelerinin haberine göre Giocondo Protti adındaki biri, genç donörlerden aldığı kan örneklerini yaşlı hastalarına naklederek gençleşmelerini sağlamış.
Şey gibi oldu kafam hani cizgifilmlerde renkli mantar olur yendigi zaman rengarenk olur ya her yer öyle oldum 🙄🙄🙄