Bazıları daha fazla parmağa sahip olmanın hızlı yazmamızı sağlayabileceği ya da daha önemlisi ellerimizde daha fazla cips taşıyabileceğimizi düşünebilir. Peki öyleyse evrim neden bize on parmak ve on ayak parmağı bırakmayı tercih etti? Gelin birlikte inceleyelim!
Örneğin, yaklaşık 360 milyon yıl önce yaşayan Acanthostega cinsi, her iki ayağında da sekiz parmağa sahipti. Ancak 15 milyon yıl sonraki fosiller beş parmaklı tetrapodları gösteriyordu.
Önceki tetrapodlar olan Acanthostega ve Icthyostega'nın, üst uzuvlarında karada hareketlerini kısıtlayabilecek bir L şeklinde kemikleri vardı. Bu canlıların suyun yakınında ya da içinde daha fazla zaman geçirdiği düşünüldüğünde, bu durumda son derece esnek bacaklara ihtiyaç duymamaları mantıklıdır.
Ancak şu an için bu sadece bir teori çünkü paleontologlar kesin sonuçlara varmak için yeterli fosil kanıtına sahip değil.
Bilim, bunu en azından evrim yoluyla muhtemelen alamayacağımızı söylüyor. Evrimsel biyolojide Dollo Yasası olarak bilinen ünlü bir ilke vardır. Bu ilkeye göre, bir organizma karmaşık bir yapıyı bir kez kaybederse, onu geri alması pek olası değildir.
2017'de, yumurtlama yeteneğini yeniden evrimleştiren bir kertenkele keşfedildi. Ancak bu tür olaylar hala nispeten nadirdir.
Ancak zamanla, evrimsel baskılar ve doğal seçilim, bize en uygun olan fiziksel özellikleri seçmeye devam etti. Yani, günümüzde 10 parmak ve 10 ayak parmağına sahip olmamız, atalarımızın hayatta kalma ve üreme başarısına katkıda bulunan bir özellik olarak ortaya çıkmış olabilir.
Ancak bu şekilde müdahale etmek iyi bir fikir olmayabilir çünkü bu genler genellikle vücudun genel gelişiminde rol oynar.
Örneğin, bir klavyede daha hızlı yazmak için ekstra parmaklara ihtiyaç duyulup duyulmadığı bile tartışıldı!