Şu günlerde korumamız gereken en önemli şey olan ruh sağlığımızı dış etkenler haricinde etkileyen başka nelerin olabileceğini hiç düşündünüz mü? Gelin sizin için hazırladığımız içerikle cevabını öğrenelim.
Şu günlerde korumamız gereken en önemli şey olan ruh sağlığımızı dış etkenler haricinde etkileyen başka nelerin olabileceğini hiç düşündünüz mü? Gelin sizin için hazırladığımız içerikle cevabını öğrenelim.
Genlerimiz DNA'nın ufak bileşenleriyken, ruh sağlığı ve sorunları gibi konular da zihnin ve beynin bileşenleridir. Bu iki bileşenin birbirine bağlı olduğu düşünülür.
Bu, hastalıkları anlama ve tedavi etme aşamaları için oldukça önemli.
Ne kadar soyut olursa olsun bilinç, düşünceler ve duygular milyonlarca karışık sinyalin nöronlar tarafından taşındığı beynin yarattığı ürünlerdir.
Bir hücrenin iyi çalışması onu oluşturan moleküllere bağlılık gösterir. Ve bu moleküller, özellikle proteinler de genlerimiz tarafından oluşturulurlar.
Özellikle proteinlerin şekilleri diğer moleküllerle doğru bir şekilde etkileşime girmek için kritik bir özelliktir. Bu da hatalı olan herhangi proteini içeren hücrenin doğru işlemeyeceğini gösterir. Eğer bu hücreler beyin hücresiyse bu işlemden zihinlerimizin olumsuz etkilenecektir.
Yine de ruh sağlığı üzerinde genlerin tek etken olmadığı unutulmamalıdır. Aynı şekilde bazı insanların genlerinde özel olarak depresyon veya anksiyete kodu yoktur. Kimisinde bu gibi durumlar ortaya çıkarken kimisin de bunlar gözlemlenmez.
Pek çok sistemin birleşerek bilinci oluşturur. Tıpkı kötü kurulmuş bir devrenin büyük bir elektrik kesintisine yol açamayacağı gibi beyin içindeki değişik genin de ruhsal bir rahatsızlığa neden olması oldukça düşük bir ihtimaldir.
Beynin travma veya diğer aksaklıklarla baş edebilme yeteneğini körelterek ruhsal hastalıklara olan yatkınlığımızın artmasına da sebep olabilirler. Aslında ruhsal hastalıkların genetik olması ve bazı sağlık sorunlarında genellik aynı gen katkısının görülmesinin temel sebebi budur.