Hayatımızın her alanında faydalandığımız dahice fikirlerin ardında kimlerin olduğu konusunda çoğu zaman bilgisiziz. Bu içerikte büyük ortaklıkların ardındaki bağlardan bahsedeceğiz!
Hayatımızın her alanında faydalandığımız dahice fikirlerin ardında kimlerin olduğu konusunda çoğu zaman bilgisiziz. Bu içerikte büyük ortaklıkların ardındaki bağlardan bahsedeceğiz!
Google’ın kurucusu olan Larry Page ve Sergey Brin, Stanford Üniversitesi’nde eğitim görürken tanışmışlardı. İkili doktora eğitimleri sırasında arama motoru üzerine bir projede birlikte çalıştılar. Bu proje, bugün her türlü soruyu sorup cevabını alabildiğimiz Google’ın temelini oluşturmuş oldu.
Stanford Üniversitesi’nin birleştirdiği bir başka ikili de Jerry Yang ve David Filo. İkili doktora öğrencisiyken tanıştı ve internete olan merakları onların birlikte bir şeyler üretmesini sağladı. Bilgiye erişim konusunda özel bir merakı olan Yang ve Filo, Yahoo’yu kullanıcı deneyimine sürdü.
Microsoft denildiğinde akla ilk olarak Bill Gates gelir. Ancak Paul Allen’ın katkılarını da unutmamak gerekir. Gates ve Allen gençlik yıllarında okulda tanıştıktan sonra birlikte birçok proje ürettiler. Çünkü bu iki arkadaşın ortak bir ilgi alanları vardı, teknoloji! Microsoft’u birlikte kuran ikili, şirketin dünya evi olması için ilk yıllarında üstün bir çalışma örneği sergiledi.
Apple’ın yaratıcısı denildiğinde akla ilk olarak Steve Jobs geliyor. Ancak tıpkı Microsoft örneğindeki gibi Apple’da da bir ekip çalışması var. Jobs, lise yıllarında tanıştığı Steve Wozniak ile birlikte birçok projede çalıştıktan sonra 1976’da Apple’ı kurmak için Ronald Wayne’i de işin içine katarak bir araya geldi. Ancak Wayne şirket kurulduktan 12 gün sonra hisselerini sattı. Görünen o ki pek de doğru bir karar değildi...
Eğer ki Facebook’un kuruluşunun anlatıldığı filmi izlediyseniz hikayeyi az çok biliyorsunuzdur. Mark Zuckerberg Harvard Üniversitesi’nde okurken Eduardo Saverin, Andrew McCollum, Dustin Moskovitz ve Chris Hughes ile tanıştı. Bu tanışma sosyal medya açısından tarihi bir öneme sahipti çünkü bu ekip Facebook’u kurmak için kolları sıvadı. Tabii o dönem büyük bir kaosa sebep olsa da bugün Zuckerberg’ün büyük zaferi olarak Facebook hayatımızı ele geçirdi.
Bir başka ekip çalışması örneği de Twitter’dan. Her ne kadar arkasında birkaç beyin yatıyor olsa da Twitter’ın kurucusu denildiğinde akla ilk olarak Jack Dorsey geliyor. Ancak Dorsey’in yanında Noah Glass, Biz Stone ve Evan Williams adındaki arkadaşları da vardı. Bu ekibin bir araya gelişi tıpkı Facebook’ta olduğu gibi sosyal medyanın gidişatını değiştirdi.
Büyük fikirlerin ardında “bir elin nesi var iki elin sesi var “ı rahatlıkla görebiliyoruz. YouTube da bu örneklerden biri. Birlikte çalışan Chad Hurley, Steve Chen ve Jawed Karim, dünyanın en çok kullanılan video paylaşım platformunu kurdu. Platform kısa bir sürede büyük bir başarıya ulaştı ve bu başarı sonrası Google tarafından satın alındı.
Bugün dünyanın neresinde olursak olalım gittiğimiz her yerde rahat bir şekilde ev kiralamamızı sağlayan Airbnb’nin arkasında üç arkadaşın yer aldığını biliyor muydunuz? Brian Chesky, Joe Gebbia ve Nathan Blecharczyk San Francisco’da birlikte bir apartman dairesinde yaşarken Airbnb fikrini geliştirerek projeyi hayata geçirdiler. Gerçekten hayran olunası bir girişimcilik örneği!
“Neden mesaj gelmiyor?” diye düşünüp üzüldüğümüz, app’te hata olduğunu umduğumuz WhatsApp’ın hikayesi de oldukça keyifli. Jan Koum ve Brian Acton öncesinde Yahoo çalışanlarıyken daha sonra Facebook’ta birlikte çalışmaya başladılar. Ardından bu ikili güçlerini birleştirerek WhatsApp’ı kurdular. Sonunda kendi işlerinin patronu oldular!
Stanford Üniversitesi ile başladığımız girişimcilik hikayelerini yine bu üniversite ile bitiriyoruz. Stanford Üniversitesi’nde birlikte okuyan Evan Spiegel, Bobby Murphy ve Reggie Brown, birlikte bu fikri geliştirdiler. Görsellerin geçici süreli paylaşılması özelliği o kadar beğenildi ki, kullanıcılar bu uygulamaya resmen akın etti! Instagram’daki storylerin çıkış kaynağının Snapchat olduğunu söylemeye bile gerek yok herhalde.