Tıp geçmişi tuhaf ilaçlar ve garip tedavi hikayeleri ile dolu.
Tüm zamanların en tatsız, en tuhaf tedavileri için buyurun...
Tıp geçmişi tuhaf ilaçlar ve garip tedavi hikayeleri ile dolu.
Tüm zamanların en tatsız, en tuhaf tedavileri için buyurun...
Kadınların histeri nöbetleri kaydı 13.yüzyıla kadar dayanıyor. Doktorlar veya ebeler kadınların cinsel organlarına bitkisel yağ uygulayıp, bir veya iki parmakla masaj yapıyorlar ve elleriyle klitorise baskı uyguluyorlarmış. Bu tür masajlar sayesinde histeri nöbetinden sonra ani bir rahatlama yaşanıyormuş. 1880'de ise Dr. Joseph Granville elektromekanik vibratör patentini almış ve nöbet geçiren kadınlar için kullanılmaya başlanmış.
20. yüzyılın başlarında psikiyatristler tarafından şiddetle önerilen yöntem olan lobotomide, beyin loblarından biri operasyonla alınıyor. Doktorlar geçmiş yıllarda lobotomi yapmak için buz kıracağı kullanıyorlarmış. Hatta, Dr. Freeman anestezi kullanmadan, buz kıracağını hastaların göz yuvalarından sokarak uyguluyormuş.
Eski Persler ve Rumlar cıvayı faydalı bir merhem olarak kullanmışlar. Çinli simyacılar ise ömrü ve canlılığı arttırdığını düşünerek kullanmışlar. Ayrıca ağır metal tedavisinin enfeksiyonla mücadelede başarılı olduğu düşünülürken, bir yandan da hastalar cıva zehirlenmesinin neden olduğu karaciğer ve böbrek hasarından ölmüşler.
Romalılar, gladyatörlerin kanının epilepsiyi tedavi edebileceğine inanıyorlarmış. Kas krampları ve mide ülseri rahatsızlıkları olanlara doktorlar, insan eti, kanı ve kemik suyu içeren 'iksir' adını verdikleri tedaviden uyguluyorlarmış. Özellikle migren için kafatası kemikleri, kas ağrıları için insan yağı kullanılıyormuş.
Hatta püre haline getirilen fare, başka bileşenlerle karıştırılarak ağrılı bölgeye uygulanıyormuş. İngiltere'de de fareler siğiller, boğmaca, kızamık, çiçek hastalığı için de kullanılıyormuş.
18. ve 19. yüzyıllarda doktorlar kekemelik tedavisi için dilin yarısını kesiyorlarmış. Çoğunlukla tedavi işe yaramıyor ve hastalar ölüyormuş. Hemiglossektomi günümüzde oral kanser tedavisi kullanılıyor. Tabi ki genel anestezi kullanılarak.
17. yüzyılda kullanılan bu yöntemde solucanlar, domuz beyinleri, mumyalanmış ceset parçaları bir toz haline getiriliyor ve yaralar için kullanılıyor.
Arsenik, 18. yüzyılın sonlarından 1950 yılına kadar sıtma ve frengi için, arsenik içeren ilaçlar ise, artrit ve şeker hastalığı tedavisinde kullanılmış. Ağır metal tedavileri 17. ve 18. yüzyıllarda oldukça popülerken, günümüzde zehirlenmelere sebep oldukları biliniyor.
John Brinkley, 1900'lü yılların başında bir erkeğin testis torbasına cerrahi olarak keçi testisleri yerleştirerek iktidarsızlığı, kısırlığı ve diğer cinsel problemleri tedavi edebileceğini iddia etmiş. Ancak ameliyatın hiçbir bilimsel değeri yok ve birçok hasta bu nedenle ölmüş.
Kronik baş ağrıları için yıllarca elektroşok kullanılmış. Daha sonra baş ağrısını hafifletmek için 1762'de, yılan balığının yararlarını içeren bir makale yayınlanmış. Ağrıyı çeken kişinin banyoda ellerinden birini başına birini yılan balığına koyduğunda, iyileşeceği düşünülüyormuş...