Geçmişte Takılıp Kalanlar Koşun! İşte Nostalji Sendromu ve Baş Etme Yöntemleri

Eski fotoğraflar, eski plaklar, naftalin kokulu kıyafetler... Bunların hepsi bizi geçmişe götüren, romantik hissettiren nostaljik şeyler. Hatta nostaljik takılmayı tarz edinen insanlar da var. Fakat her şeyin fazlası zarar! Eğer siz de sürekli geçmişte yaşıyorsanız Nostalji Sendromu'na tutulmuş olabilirsiniz... 

Kaynak: 1, 2

Nostalji sözcüğünü ilk kullanan İsviçreli doktor Johannes Hofer'dı. 1688'de yazdığı tezde nostalji kelimesini geçiren Hofer, bu kavramı o dönemki gözlemleri doğrultusunda "memleket özlemi" olarak açıklıyordu.

Nostalji zamanla yurtdışında çalışan İsviçreli askerlerin çektiği gurbet hasreti durumuyla ortaya çıkan tanımından, geçmişe duyulan özlem durumuna evrildi.

Geçmişe özlem duymak bazen hiçbir etken yokken ansızın gerçekleşir, bazen de ansızın çalan bir şarkı ya da bir koku aracılığıyla tetiklenir. Araştırmalara göre nostaljik hissetmek aşırıya kaçmadığı noktada normal, hatta insan için yararlı bile.

Sürekli geçmişe özlem duymak sizin Nostalji Sendromu yaşadığınızı gösteriyor. Bu aşırıya kaçma durumu depresyon, gelecek kaygısı gibi sorunlara yol açıyor.

Bazen geçmişte kötü anıların olduğu günlere de özlem duyarız. Bunun sebebi ise beynimizin o günleri bütünlüklü olarak ele almasıdır. Yani yaşanmış iyi hatıraların da dâhil olduğu bir toplam bizde nostalji hissini uyandırır.

Sürekli nostalji hissi bizi şu anda kalmaktan alıkoyar, özellikle şiddetli kaygı ve endişeden mustarip insanlarda bu durum çok tehlikelidir. Bu durumla baş etmek için uzmanların bazı önerileri var:

Lütfen kendinize yalan söylemeyin! Kendinizle konuşun, problemleri açık açık tartışın. Tıpkı günah çıkartır gibi kendinize içinizi dökün. İnanın ki bu samimiyetiniz karşılık bulacak.

Anı yakalamaya çalışın! Ne olursa olsun yaşanacak en güzel gün bugündür. Geçmişe özlem duymak, yarın içinse kaygılanmak sadece bugününüzden çalar. O yüzden önce kendinizi sevin, sonra da bugünü sahiplenin.

Özgüveninizi artıracak şeylerle uğraşın! Çevrenize göre değil, içinizden gelenlere göre hareket edin ve yapabileceklerinize odaklanın. Hem anı yakalamış olacaksınız hem de başardıklarınızla gurur duyacaksınız.

Konfor alanınızdan çıkın! Sınırlarınızı zorlayın ve ne kadar ileri gidebileceğinizi görün. Eminim siz de kendinize şaşıracaksınız.

Farkındalık meditasyonu yapın! Hem dinginleşeceksiniz hem de sırtınızdaki yüklerden kurtulacaksınız.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir;

Nostalji Kuşağı: İstanbul'un 1967 Yılına Ait Muhteşem Görüntüleri
Hafızalara Kazınan Kokularıyla Eskiden Her Eve Mutlaka Girmiş 15 Nostaljik Parfüm
Doyulmaz Güzelliği ve Merak Uyandırıcı Tarihiyle Eski İstanbul'a Ait 120 Fotoğraf

Popüler İçerikler

Duygu Nebioğlu Nüfusta Baba Adlarının "Erol" Olduğunu Söyleyerek Yine Kafaları Allak Bullak Etti
Araştırmaya Göre, Erkeklerin Evlendikten Sonra IQ Seviyeleri Büyük Oranda Düşüyor
Fatih Altaylı'dan 'Restoran Boykotu' Tavsiyesi! 'Gerekli Bir Silahtır, Kullanıp Atılacak Bir Şey Değil'