Çin feodal hanedanlığı tarafından kadınlara karşı kullanılan bu işkence yöntemi Qing hanedanlığının sona ermesine dek kullanıldı. Zina yaptığından şüphelenilen kadının, eziyet için tasarlanmış bu kıskaca ellerini sokması beklenirdi. Bu alet, kurbanın parmak uçlarını sıkardı. Çoğu kadın bunun ardından bayılırdı ve üzerlerine soğuk su atılırdı.
Bu eziyet yöntemi ortaçağda Avrupa'da da 'el sıkma' ismi ile kullanıldı. Ancak onların dizayn ettiği alet kadınların her bir parçasını (eller, baş, ayaklar) parçalamaya özel olarak tasarlanmıştı...
Bu zina yapmakla suçlanan ya da krala itaat etmeyen kadınlar üzerinde kullanılan bir diğer korkunç işkence yöntemiydi.
Kadınların tüm kıyafetleri çıkarılır ve sığır tendonlarından yapılma kamçılar ile dövülürlerdi. Bu tarz bir kamçının boyutu oldukça küçük olurdu fakat açtığı yaralar oldukça acılı ve büyük olurdu. Eğer kadınlar kamçı ile dövülmezse, rahimleri çıkana kadar karın bölgesinde tahta sopalar ile dövülürlerdi.
Bekaret kemeri, ortaçağ Avrupa'sında erkekler evlerinden uzakken kadınlara bir iç çamaşırı gibi giydirilen demirden yapılma bir kemerdi.
Bu zamanlarda kadınlar, erkeklerin 'mal varlığı' olarak görülüyordu ve diğer erkeklerle değil buluşmak, göz göze gelmeleri bile yasaktı. Bu kemer erkeklerin savaşa gittikleri dönem boyunca uzun bir süre kullanıldı.
Zina işlemekle suçlanan kadınlar üzerinde kullanılan bir diğer işkence yöntemi. Kadınların tüm kıyafetleri çıkarılır ve bir işkence aleti olan tahta at üzerine yerleştirilirlerdi.
Bu tahta oldukça keskin olurdu ve birkaç dikeni de bulunurdu; kadın üzerine bindikten sonra hareket ederdi ve bu da genital bölgesinin kanamasına yol açardı. Bu işkenceye maruz kalan çoğu kadın ya yaşamını kaybetti ya da engelli kaldılar.
Bu işkence zina işleyen, kürtaj ve evlilik dışı çocuk doğuran kadınlara uygulanırdı. Bu işkence yöntemi yalnızca göğüs bölgesine uygulanırdı; bu yüzden buna maruz kalan kadınlar tüm acıyı hissederlerdi.
Kurban bir duvara bağlanarak yatırılır ve ucu sivri, keskin ve sıcak olan bir nesne ile kadının göğsü kesilirdi.
Dışı bakire bir kadını temsil eden ve içi aslında dikenli bir odadan oluşan demirden yapılma bir işkence aleti.
İçi yalnızca bir kişinin girebileceği büyüklükte olan bu alet, biri girdiğinde hemen kapatılırdı. Kapatıldığında demir dikenler kişinin vücuduna girerdi.
Ortaçağda İspanya'da, dini inançlarına itaat etmeyen kadınlar, ucu sivri bir piramidin üzerine oturtulurdu. İpler ile elleri ve ayakları sıkıca bağlanır ve bir yandan piramidin sivri ucu anüsten içeri girerdi...
Kurbanın kıyafetleri çıkarılır ve kendisi çıplak bir şekilde eziyet çekerken insanlar bunu izlerdi.
Bu işkence aleti seks suçluları için tasarlanmıştı.
Demirden yapılma olan ıstırap armudu kurbanın ağzına, vajinasına ve anüsüne yerleştirilirdi. Alet içeri doğru girdikçe vücudu parçalıyordu. Kurbanlar iç kanamadan ve parçalanmadan yavaş yavaş ölüyorlardı...
İnsanlık dışı ama şu azılı suçlulara yapılsa bizim dönemde , heleki şu ağızlarını yaya yaya" ne olacak hapse girer çıkarım" diyenlere bu işkenceler reva olurdu
Başlığa kadın yazmak kolay da bunların bir çoğu erkeklere de uygulanıyordu klasik işkence ile idam işte