Popüler kültür, moda... Bunlar çok tehlikeli şeyler! Çünkü bazen akıma kapılıp, arkasındaki büyük fikirleri unutabiliyoruz.
Hazır yeri gelmişken, bu konuya da el atalım dedik. İşte son zamanların bir garip modası 'Saray Fetişi'...
Popüler kültür, moda... Bunlar çok tehlikeli şeyler! Çünkü bazen akıma kapılıp, arkasındaki büyük fikirleri unutabiliyoruz.
Hazır yeri gelmişken, bu konuya da el atalım dedik. İşte son zamanların bir garip modası 'Saray Fetişi'...
Muazzam kiliseler, özel tasarım elbiseler, pahalı takılar, dünyanın en ünlü ve zengin insanları... Hepsi bir arada! İlgi çekmesi kesinlikle normal!
Bazen ağır bir dram filmi, bazen kahkaha dolu bir sit com gibi... Daima bizlere ilginç hikayeler üreten bir yaşam bu 'kraliyet'.
Düğün günü kraliyet ailesini uzaktan dahi görebilmek için sokakta yatan manyaklar olduğu kadar; tüm bu geleneğin ve hala 'asil' bir tabakanın olmasını iğrenç bulan insanlar, bunu sürekli protesto eden ünlüler de mevcut.
Maalesef ki düğünlerin ışıltılı dedikoduları arasında, bu muhaliflerin sesleri pek duyulmuyor ve basında yer almıyor.
Bu düğünde yaşananlar ve tepkiler, yüzlerce yıl öncesinin aynısı!
Buna rağmen, sadece İngiltere'de değil; dünya genelinde ve özellikle de ülkemizde yayılan bir 'Saray Fetişi' var.
Yani düşününce, 'sürgün' kesinlikle çok daha insani kalıyor.
Elbette asla ama asla şiddetten yana değiliz fakat sizden tek farkları 'asil' bir aileye doğmuş olmak olan bu insanların sizin sırtınızdan geçinmeleri, siz açlıktan ölürken zevk-i sefa içinde yaşamaları ve tek bir kelimeyle sizi öldürtebilecek gücü ellerinde bulundurmaları ne kadar insani?
Düşünün hele, kendi halinizde bir köylüsünüz, zar zor binbir emekle çalışıp ekmeğinizi taştan çıkarıyorsunuz; derken bir grup asker geliyor ve 'vergi' adı altında elinizdekilerin çoğunu alıyor. Karşılığı mı? Saray. Ama siz giremezsiniz o saraya.
O çok sevdiğiniz, 'Asla kopamam, canım' dediğiniz zeki ve güzel çocuğunuzun iyi bir şekilde hizmet edeceğini düşünerek sizden koparıp alabilirler mesela. Bir ömür onu görmeyeceğinizi bile bile 'Ah tabi ki, alın lütfen' diyebilir misiniz?!
İsmi bile değiştirilir, kimliği sizden çalınır... Olur bunlar! Çünkü siz bir köylüsünüz, emir ise 'asil' birinden.
Şu an İngilizlerin büyük bir bölümü bu kraliyet geleneğinden nefret ederken; bir kısmı da 'kültürümüz' diyor.
Tıpkı bizim ülkemizde de olduğu gibi... Kraliyet ailesinin kendi kültürlerini yansıttığını düşünen İngilizler nasıl yanılgıdaysa, bizim ülkemizdeki durumlar için de aynısı geçerli.
Peki neden?
Osmanlı bir aile, biz kendimizi ne kadar 'onların torunu' olduğumuza inandırmak istesek de, bal gibi biliyoruz ki bu kesinlikle gerçek değil. Biz saray soyundan gelmiyoruz, saraya belki de ancak köle olarak girebilecek, sarayın lükslerini karşılarken beli bükülmüş köylülerin torunlarıyız.
Bir zaman makinesine girsek ve Osmanlı yönetiminde 'biz Osmanlı torunuyuz' desek; en iyi ihtimalle bize gülünür. Diretirsek, kellemiz vurulur.
Bugün bir Kayserili, Çorumlu, Konyalı vesaire Anadolu şehirlerinin köylü ailelerinin çocukları olarak eğitim alabiliyor, demokratik haklarımızı koruyabiliyor, mesleğimizi seçebiliyor ve en azından mesai saatleri dışında hiç kimseye tamah etmiyorsak; bu büyük bir mücadelenin kazancı.
Yani insanlık onurunuza yaraşır bir şekilde yaşayın diye verildi bu büyük mücadele.
Sizin de zekanızın, özgür iradenizin, söz hakkınızın olduğunu herkes kabul etsin diye. Ezilmeyin diye.
Büyük bir mücadele verildi.
Çünkü bu da mücadele kazanımlarının dahilinde...
Lakin yönetim şeklini şeklini övmek, özlemek tek kelimeyle mücadelemize, bağımsızlığımıza ve insanlık onurumuza hakaret niteliğinde!
Çünkü 'Cumhuriyeti Biz Böyle Kazandık.'
Bazılarına adamlık ağır gelmiş sanırsam. 95 yıldır, koyun sıfatını kaybettikleri için M. Kemal'e kinleri bitmedi.
"Düşünün hele, kendi halinizde bir köylüsünüz, zar zor binbir emekle çalışıp ekmeğinizi taştan çıkarıyorsunuz; derken bir grup asker geliyor ve "vergi" adı altında elinizdekilerin çoğunu alıyor. Karşılığı mı? Saray. Ama siz giremezsiniz o saraya." Tanıdık geldi :)
''Osmanlı'nın değil, onlara çalışan kölelerin torunlarıyız'' Gerçek tam olarak budur arkadaşlar. Boğaz tokluğuna saatlerce tarlalarda çalışanların, padişahlara, saray kadınlarına yemek yetiştirmeye çalışanların, bir kişinin isteğiyle kafası uçurulan o ''köle'' Türkler'in torunlarıyız. Kralcılara yine anlatamazsınız tabi, onlar Yeni Akit/A Haber evreninde yaşıyorlar, tuhaf bir kafa yapıları var. Neyse, turnusol bir içerik. Yorumlardan kimin hangi evrende hangi sıfatla yaşadığını anlayabiliyorsunuz. Biraz olsun düşündürebildiyse ne mutlu. Onedio'nun en iyi içeriklerinden olmuş, tebrikler şelale.